fani madida

real madrid'in turu ikinci maça bırakmayacağını düşünüyorum. bu sebeple bu maçta en az 3-4 farklı bir galibiyet alacaklardır.

http://ozanumekkan.files.wordpress.com/2012/12/tvu4x.jpg

16. sıradan kendimize yer bulduğumuz sıralama. giderek yükselen bir grafiğimizin olması sevindirici. fakat bulunduğumuz yer kesinlikle yeterli değil.

http://www.sosyalmedyahaber.com/interaktif-sozlukler-mart-2013-siralamasi/

nisan ayının ilk günü 200 entry üzerine çıktık. günlük 230-250 entry ortalamasıyla gidebilirsek bu bizi ilk 10 sözlük arasına sokar.

(bkz: inanırsak olur bence)

"samet hoca'nın performansından memnun değilim, kendine çeki düzen ver" şeklinde uyardığı futbolcu. iddia ediyorum ki kendisi bu takımda olmasa beşiktaş en az 10-15 puan daha geride bir yerde olurdu. peki ya samet hoca olmasa?

adam 1 gol 1 asistle oynadı dün akşamki mersin maçında. sevinmedi bile gollerden sonra, bu hale getirmemek lazım bir futbolcuyu.

"bu oyunculara kaldıysak vay halimize" diyerek itin götüne soktuğu tanju kayhan dün gayet güzel top oynadı beşiktaş'a karşı. hatalarından ders almadığı oğuzhan, fernandes ve hilbert hakkında söylediklerinden de belli. futbolcu ilişkileri çok zayıf hocanın ne yazık ki. aklına geleni konuşuyor.

öyle menemenle olmuyor bu işler.

çok uyumlu ikili. öyle ki sakatlanmaları bile eş zamanlı. bir de sahada 90dakika kalsalar neler yapacaklar demek ki.

ilk 3 içerisinde yer alabilmemiz açısından çok önemli bir maç. bu maçı kazanırsak bursasporla olan puan farkımızı 9'a çıkarmış olacağız. ben galibiyet için çok da ümitli değilim açıkcası. ama umarım yanılırım.

daha önce sözlük yazarlığı yapmamış çaylaklarımızın mutlaka göz atmaları gereken tavsiyeler. ben söyleyeyim de baştan, sonra "benim yazarlığım neden onaylanmıyor" sorusu sorulmasın.

anlatılanlara uyarsanız zaten yarım saat içerisinde yazar olursunuz.

başlama saati 15:00 olan müsabaka. robin van persie'nin golüyle manchester united 1-0 önde şu an.

beşiktaş taraftarı deyince akla gelen tribün oluşumu.

sevmek ya da sevmemek ayrı mesele. pek çok kişi tarafından sıklıkla eleştiriliyor zaten. eski gücünden uzak olduğu da ne yazık ki yadsınamaz bir gerçek. fakat kabul edelim ki bir ağırlığı vardır çarşı isminin. bu taraftar oluşumuna hayranlık duyan çoğu kişi bile kendini çarşıya mensup görmez, bunu düşünse dahi dışa vurmaya çekinir.

hal böyle iken; 3-5 tane galatasaraylı, fenerbahçeli, trabzonsporlu ve beşiktaşlı'nın bir araya gelip am göt muhabbetinden başka bir şey yapmadıkları bir yere "çarşı" adını uygun görmek o isim uğruna canını veren insanlara ayıptır her şeyden önce.

biraz had bilmek lazım.

fikstür belirlenmeden organizasyon içine girilmesi doğru değil bence. bu sezon oynadığımız maçlara bakınca maçın cuma ya da pazartesi olma olasılığı haylice fazla. ayrıca pazar maçı da bir çok kişi için problem olacaktır.

kimi zaman şöyle görülür;

--(vurgula: aristo was here)--

x elmayı sevmiyorum dedi.

x kartal sözlük'te yönetici.

o zaman kartal sözlük yönetimi elmayı sevmiyor.

--(vurgula: aristo was here)--

ciddi ciddi bu kafaya erişebilen insanlar var.

(bkz: seni çılgın hadi oradan)

bir sözlük fonksiyonu. üye girişi yaparken bu seçeneği seçerseniz, belli süre yazmadığınız için sözlük sizi dışarı atmaz. böylece uzun entry girerken sözlükten çıkış yapmış olma sorunu yaşamazsınız.

şahsi kanaatim mayıs sonu gibi yapılması daha makul olur. 15-16 ve 22-23 haziran tarihlerinde "yerleştirme sınavı" varmış. o tarihten sonraya bırakıldığında hava sıcaklığı iyice artmış olur sanki. aslında tarih konusunda herkesi memnun etmek imkansız zaten. en yoğun katılımın olacağı günü belirlemek önemli olan.

bir kişi eğlenmek için maça geliyorsa bu bence sorun değildir. oturur kenarda alır çekirdeğini izler maçını, hakeme küfür eder rakibe küfür eder, atar stresini maç sonunda da çeker gider. bence bunda sorun yok. ki bu insanlar her tribünde mutlaka olur.

sorun tribünün genelinin, yani takıma destek olma amacı güden kitlenin, yanlış yönlendirmeler ve şartlanmalar sonucunda takıma destekten uzaklaşıp, olayı bir çeşit şov ve ego tatminine dönüştürmesi durumudur. ki bizim tribünümüzde bu durumu sıklıkla görüyoruz. bu durum özellikle basketbol maçlarında daha çok göze batıyor, çünkü taraftarımızın bir basketbol kültürü yok. gs ya da fb gibi takımlarla oynadığımızda dolan tribünler de zaten bunun göstergesi.

benzer sıkıntıları futbol maçlarında da yaşıyoruz. bence futbol maçlarında özellikle hakemi baskı altına olayını sıklıkla es geçiyoruz. tabii bir de tüm bu eleştirilere kapalı olma durumumuz var. eleştiriyi tribünde yüksek sesle dile getirirseniz, muhtemelen bir kaç dakika sonra bulunduğunuz tribünden ambulansa doğru yatay bir geçiş yaparsınız.

kabul etmek lazım ki diğer takımlardan çok daha iyi bir tribün potansiyeline sahibiz. fakat esas sorun bu potansiyelin doğru şekilde kullanılması. bunun için de eleştiriye açık olmak gerekli. ki o da bizde yok.

portekiz u-20 ile oyananan maçta sakatlanan oyuncu. 2 hafta sahalardan uzak kalacakmış.

sözlüğün önemli yeniliklerinden biri. kullanılması gerekir. "ne işe yarar?" diye soranlar varsa hemen açıklayalım;

diyelim ki bir başlık içerisinde 63637 adet entry var. ve siz yazdığınız bir şeyin daha önce yazılıp yazılmadığını merak ediyorsunuz. işte bu durumda yaacağınız entry'deki kilit kelimey,/kelimeleri yazarak bir arama yapabilirsiniz.

örnek vermek gerekirse; beşiktaş başlığına entry girmeden önce başlık içinde ara kısmına "1903" yazarsanız sizden önce birinin daha aklına "1903 yılında kurulan spor kulübü" tanımlamasının gelmiş olduğunu şaşırarak görürsünüz.

bunlar enteresan şeyler.

26 mart 2013 türkiye macaristan maçı sonrası "her başarısızlığın ardından hoca değiştirilmez. istikrardan yanayım” açıklaması yapan yıldırım demirören'in geçmiş tarihli beyanatı.

bu açıklamadan sonrasını hatırlayanlar için y.d.'nin lafına ne oranda güvenileceğini kestirmek hiç de zor değil.

ertuğrul sağlam olacaktır muhtemelen. kendisi zaten şu an boşta. ayrıca hükümete yakınlık desen var, cemaat bağlantısı desen var. daha ne olsun ki? sportif yeterlilik mi? hadi canım.

muhtemel bir demirören ailesi beyanatı. yıldırım demirören'in beşiktaş başkanıyken aldığı tepkilerden dolayı annesi "(vurgula: beşiktaş adını duymak istemiyoruz)" demişti.

aynı şahsın tff başkanlığı sırasında aldığı tepkiler de herkesçe malum. neredeyse her stadda "yıldırım demirören yeter" sesleri yankılanıyor. hatta 26 mart 2013 türkiye macaristan maçı'nda bile bu protesto sesleri yükseldi.

o sebeple ki yakın zamanda böyle bir beyanat bekliyorum ben. en azından beşiktaş için ne kadar olumlu olduysa türkiye adına da o kadar olumlu bir iş olur.

futbolcu eskisi. hocalığını yaptığı ünyespor'da son dakikada gol kaçıran oyuncusuna saldırmış.

http://www.skorer.tv/video-izle/Eski-Galatasarayli-gol-kaciran-oyuncusuna-saldirdi-5byLZf1F3Zvx.html