confessions

fani madida

1. nesil Admin - - Admin -

  1. toplam entry 5108
  2. takipçi 1
  3. puan 128170

sevgi duvarı

fani madida
sözleri can yücel'in bir şiirinden uyarlanan ahmet kayanın sesinden dinlemeye doyum olmayan şarkı. tam sözleri şöyledir;

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

ünzile

fani madida
yalın ve kenan doğulu tarafından canlı olarak yorumlanan şarkı. kadın sorunları üzerine yazılan en gerçekçi ve etkileyici şarkılardan biridir. zira 12 yaşındaki çocuklar "kadın" olarak görülüyor bu ülkede.

ilhan cihaner

fani madida
devletin savcısına kendisini yerel mahkemelerin tutuklama yetkisi olmadığını, tutuklanması kararını ancak yargıtay'ın verebileceğini anlatan eski savcı. ama tabi bağımsız(!) savcılarımızca bu pek dikkate alınmamış ve kendisi de hukuksuz olan bu eyleme karşı direneceğini söylemiş ki fiziksel bir direnmesi de olmamış. yerel mahkemelerin tutuklama yetkisi olmadığını zaten yargıtay'daki ilk duruşmasında serbest bırakılması gerekçesinde de gördük. yetkisiz olduğu halde bir kimseyi tutuklayarak hukuk adamı olunuyor ise, ilhan cihaner'in hukuk adamı olmadığı kesindir.

ekşi sözlük'ten başlık taşımak

fani madida
iki açıdan değerlendirilmesi gerekeceğini düşünüyorum. eğer ki tamamiyle bir yazarın yaratıcılığı ile açılan ve ekşi sözlük ile özdeşleşen bir başlık ise alıp kartal sözlük'e taşımak gereksizdir. ama bunun dışında açılan herhangi bir başlığın ekşi sözlük'te de olması zaten son derece olağandır. bu başlığı ekşi sözlük'ü okurken görüp sözlüğe açmak da bana göre olağandır. fakat başlık altına girilen entry tamamen yazara ait olmalı ve hiç bir sözlükten esinlenilmemelidir.

12 eylül 1980 darbesini yapanların yargılanması

fani madida
ceza hukukunun temel prensiplerinden biri olan aleyhe kanunun geriye yürümezliği ilkesi gereği hukuken imkanı bulunmayan olay. bir şahıs bir eylemi gerçekleştirdikten sonra eğer ki eylemi suç olmaktan çıkar ya da daha az ceza alması gerekir ise kişi o yeni hukuki durumdan yararlanır çünkü kişini lehine olan ceza hukuku değişiklikleri geriye yürür. ama aleyhe olan kanun hükümleri geriye yürümez ve kişinin cezasını arttırmaz.

yukarıdaki bilgiler ışığında somut olaya baktığımızda; kenan evren ve saz arkadaşları yaptıkları eylemi ceza olmaktan çıkaran yasal düzenleme ile eylemlerini aklamışlardır. yani bir çeşit af niteliğindedir. 2010 referandumu ile bu eylemin yeniden suç haline gelmesi hukuken imkansızdır. çünkü devlet - her ne kadar kenan evren'in kendisi tarafından yapılmış olsa da - affettiği bir kimseye sonradan "vazgeçtik seni yargılamaya karar verdik" diyemez.

bütün bunlardan darbeciler yargılanamaz anlamı çıkmasın, göstermelik olarak yargılayabilirler, ama uzayan yargılama süreci, darbecilerin yaşlılığı vb. etkenlerle kimseyi tatmin edecek bir sonuç alınmadan bu iş kapatılacaktır. akp'nin amacı gerçekten darbecileri yargılamak olsa idi eğer 2002 yılında tek başına iktidara gelmişken 2010 yılına kadar beklemezlerdi sanırım. 1982 darbesine alkış tutan fetullah gülen ve onun öğrencisi recep tayyip erdoğan'ın şimdi darbecileri yargılamak amacında olduğunu iddia etmesi en basit ifadesiyle komik. zira din temelli siyasetin büyümesinde ve güçlenmesinde en önemli etken 1982 darbesidir. ve köpek bile yemek yediği kaba sıçmaz.

sarhoşken entry girmek

fani madida
evre evre incelenmesi gereken durumdur. şöyle ki;

çakırkeyf olmak: bu mertebede olan kimse içinde bulunduğu ruh haline göre daha neşeli ya da daha duygusal olabileceğinden bu şekilde entry girmek genellikle güzeldir. öyle ki yazarın en kaliteli entrylerini yazmasına dahi katkı sağlayabilir. tavsiye edilir.

sarhoş olmak : tam bir ara dönemdir, derdiniı tam anlatamamak, bazı yazım yanlışları yapmak gibi sonuçlar doğurabilir, bu evrede yazılan entrylerin kimi çok güzel olabilirken kimi de tam tersi istikamette seyredebilmektedir.

agd olmak : sarhoşluğun en üst evresi olup, sarhoşken entry girmek tabirinden asıl kastedilen olsa gerek. zira bu dönemde klavye ve harfler ikişer tane görüneceğinden çok saçma entryler bizi bekler. hatta yazar başlığı bile çift göreceğinden yanlış başlığa dahi entry yazılabilir. böylesi durumlarda çok alakasız başlıklarda götümü ye şeklinde entryler görebilirsiniz.[ybkz]swh[/ybkz] bu evrede yazılan entryler genelde hatırlanmaz ve "ulan biri şifremi mi kırdı acaba" şeklindeki paranoyak soruları beraberinde getirir.



futbol disiplin talimatı nın 52/9 fıkrası

fani madida
beşiktaş'ın aldığı 1 maçlık seyircisiz oynama cezasını 6 nisan 2011 beşiktaş gaziantepspor maçı'nda çekmemek için dayandığı madde fıkrası. öncelikle söz konusu fıkranın bulunduğu kanun maddesinde belirlenen husus, çirkin ve kötü tezahürata verilecek ceza ile aynı sezon içerisinde tekrarlanması durumunda hangi cezeların verileceğidir. yani lig ve kupa müsabakalarının ayrı kategoride kabul edileceği yönündeki hüküm çirkin ve kötü tezahüratın kaç kere tekrar edildiğine ilişkindir. söz konusu fıkra cezanın çekilmesine ilişkin bir ayrım değil suçun oluşumuna ilişkin bir ayrım yapmaktadır. o nedenle beşiktaş'ın yapmış olduğu itirazı haksız buluyorum.

eğer ki ligde çok önemli bir şampiyonluk maçımız ve basit bir kupa maçımız olsaydı bu sefer söz konusu cezayı kupada çekmek isteyecektik. o nedenle böyle haksız girişimlerle federasyona ve onun yandaşlarına prim vermeye gerek yok.

bekarlık nükleerden daha risklidir

fani madida
felaket başına gelmeden önlem almayı beceremeyen aciz hükümetin son zırvası. yapıları depreme karşı en dayanıklı ülke olan japonya'da bile deprem sonrası nükleer santrallerin ne kadar tehlike arzettiğini hep birlikte gördük. ki hala japonya'da bu felaketten hayatını kaybedecek pek çok insan var. gel gelelim türkiye gibi bir ülkede -japonya depremi büyüklüğünde olmasa bile- meydana gelebilecek bir depremin sonuçları oldukça vahim olacaktır. tüm bu gerçeklerden ders çıkarıp zamanında önlem almak varken yine her zamanki gibi sorunu küçümseyip elma ile armutu karşılaştırmak ve kafa karıştırmak yoluna gidilmesi artık olağan hale gelen bir durum. olası bir felaket durumunda ise temel bahane şüphesiz ki "allah'ın böyle bir felaket vereceğini tahmin edememiş olmaları" olacaktır.

okumaya üşenip özet geç diyenler için özet: (bkz: afferin çok doğru düşünmüşsün)

avukat

fani madida
sav, savunma ve yargıç olmak üzere 3 temel unsura sahip olan adaletin savunma sacayağını temsil eden kimsedir. yargının olmazsa olmazıdır. zira kişilerin temel hak ve özgürlükleri doğru savunulmazsa kağıt üzerinde yazılı metinler olmaktan ileri gidemez. avukat kişilerin bu temel hak ve özgürlüklerini yargıç karşısında savunan kimsedir.

her ne kadar günümüzde adı yalancılık ve üçkağıtçılık ile birlikte anılmakta ve yargıç ve savcılar tarafından adaletin tecellisindeki rolü gözardı edilmekte ise de, avukatlık ideal bir hukuk devleti ve demokrasi için gerekli olan en önemli mesleklerden biridir.

her gün duruşma çıkışlarında ya da haciz esnasında sadece görevini yaptığı için saldırıya uğrayan ya da öldürülen avukatları saygıyla anıyor ve tüm avukatların 5 nisan dünya avukatlar gününü kutluyorum.
226 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol