fani madida

sözlüğü sadece okumak için kullandığını düşündüğüm 3. Nesil sessiz yazar. Oysa ki ablası skrito_more un çenesinden biraz feyz alsa böyle olmazdı sanki.

bu çizgi filmdeki safinazı hiç sevmezdim ben. kim güçlüyse onun yanında olurdu hep. bugün rüzgar nereden eserse o yöne dönmeyi kendilerine amaç edinenler bu çizgi filmi fazla izlemiş de olabilirler.

1988 yapımı bir çizgi film. introsu da en az çizgi film kadar güzeldi. hatta ben introsunu daha çok severdim o ayrı. hatırlayamayanlar varsa;

http://tinyurl.com/2d5mwnc

(bkz: neye gülüyorsanız söyleyin biz de gülelim )

1. nesil yazar.

kendisini tanıyanlarca bilindiği üzere kolay sinirlenen ve çok çabuk agresifleşebilen bir yapısı vardır. kimilerine göre çok gereksiz şeylere sinirlenir. ama kimseyi de kendisiyle arkadaş olmaya zorlamaz. sık sık agresifliğinden şikayet edenler kendilerini kolaylıkla uzak tutabilirler yani. bugün yarın saçma sapan şeylerle üzerine gelip sonra da " e bunda sinirlenecek ne var" diyeceklere şimdiden duyurulur.

dip not: kendi nik altına entry kasan megalomanlardan olmadım hiç bir zaman. ama bazen olmak gerekiyormuş.

zamanlamasına dikkat etmek gerekir. mesela siz bir ortama girdiğinizde size "hoşgeldin" demek için ayağa kalkan birine bunu yapıp onu göt gibi ortada bırakırsanız o dakikadan sonra benzer bir tavır görmeyi de kabullenmeniz gerekecektir.

güzel bir zirveydi. gelemeyenler için özet geçmek gerekirse;

sabah erken saatlerde forzanarchy, seren1903, 19seda03 ve primus inter pares olarak bir araya gelip semtte kahvaltı yaptık. bu dörtlüye kısa bir süre sonra hastalığı nedeniyle geciken semt bizim aşk bizim de katıldı. kahvaltı yapılan mekanda yapılan bazı teknolojik denemelerin olumsuz sonuçlanması üzerine üzerimize çöken moral bozukluğunu atmak amacıyla zirvenin yapılacağı aylak isimli mekana geçtik.

biz mekanda semt bizim aşk bizim'in fondotenli kartal sözlük atkısı ile dalga geçerken bizden sonra zirveye ilk gelen nickbulmakdanezorişmiş oldu. daha sonra her geçen an artan yazar sayımız ile yaklaşık 20 kişi civarında katılımın olduğu güzel bir zirve organize edildi.

özellikle stefo ve dingoc nickli yazarlarımızın zirveye katılımı sırasında kendileri için yapılan bestelerin söylenmesi oldukça keyifliydi, görülmeye değer bir karşılama oldu.

bu zirve özdemirözdemir,skrito_more ve datdiri dat dat açısından ilk zirve olma özelliği taşıyordu. kendilerinin hoşnut kaldıklarını umuyor ve yeni zirvelerde de aramızda görmek istediğimizi hatırlatıyoruz.

kendimizi beşiktaş bestelerine kaptırdığımız sırada melda nickli yazarımızın söylediği güzel türk sanat müziği eserleri kulaklarımızın pasını sildi, bu nedenle kendisine ayrı bir teşekkür etmek gerek.

ankara sınırına yakın ikamet etmekte olan maniac nickli yazarımızın "gerekirse gece yarısına kadar burdayım, sorun yok" demesi zirvede duygu dolu anların yaşanmasına neden oldu.

bu zirveden akıllarda kalan en önemli olay şüphesiz ki yeni bestemizin yazarlarımızca söylenmesi ve ilk video kaydının yapılmasıydı. video kaydı pek istediğimiz güzellikte olmasa da ileride çok daha iyileri şüphesiz ki olacaktır.

zirveye katılan ve katılmak istemesine rağmen katılamayan tüm yazarlarımıza bir kere daha teşekkür edip, bir sonraki zirvemizde yeniden buluşmayı umuyoruz.

sadece ileri demokrasilerde görülür. hamdolsun bizim de demokrasimiz pek ileri olduğundan bizim ülkemizde de görmek mümkündür.

uykusuzluk ve yorgunlukla birleşince ağıza sıçabilitesi daha da artar. Bok gibi bir mesai başlangıcına neden olur. Fincan fincan içilen sade kahve bile kendine getiremez böyle bir durumda kişiyi.

en az daha önceki zirvelerimiz kadar keyifli ve eğlenceliydi. Katılan tüm yazarlarımıza teşekkürler.

bir nazım hikmet ran şiiri. zülfü livalenli tarafından da bestelenmiştir. bu şiirde geçen deniz olunmalı sözü sanılanın aksine deniz gezmiş için yazılmamıştır. ama deniz gezmiş için cuk oturur o ayrı. şiirin sözleri şöyle;

denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

bulut mu olsam,
gemi mi yoksa,
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
ne o, ne o, ne o.
deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

bir kız adıymış bugün bunu gördüm. farklı olmak adına böyle isimlere gerek yok sanki. eş anlamlısı mal bir kere daha ne olsun.

zakkum dan anason. sonra içince biz suçlu oluyoruz arkadaş.

yazarlığı an itibari ile onaylanan 3. nesil taraftar. hoşgelmiş.

birbirine layık olduğu düşünülen kişiler için kullanılan deyim. bazen cuk oturur yerine. mesela nagehan alçı ve rasim ozan kütahyalı çifti gibi.

sözlüğü benimsediğini gerçekten de duyarlılığıyla belli eden yazar. sözlüğün zarar görmesi muhtemel herhangi durumun varlığı halinde bu sorunun giderilmesi için elinden gelen çabayı göstermekten geri kalmaz kendisi. bu yönüyle takdiri hak eden yazarımızdır.

konu beşiktaş olunca ilginç bir şekilde her zaman aynı fikirde olduğum panpam. öyle ki söylediklerinin altına imzamı atabilirim. sevgilerimi gönderiyorum burdan kendisine. öberim.

beşiktaş'ımızın kazanacağı müsabaka. zor bir maç olacaktır muhtemelen, yine saçma sapan pozisyonlar da verebiliriz. ama sonuç olarak taraftarın da desteğiyle kazanırız diye düşünüyorum.

trabzonspor'un kazanması durumunda en azından gruptan çıkmak ya da 3.lük için çok önemli bir şans elde edeceği karşılaşma. trabzonspor'un kazanmasını istemekle birlikte bu ihtimali biraz düşük görüyorum ne yazık ki. cska moskova kontraatak futbolunu çok iyi oynayan bir takım, bulacakları boş alanları iyi değerlendiriyorlar. trabzonspor kazanmak istiyorsa kontrollü oynayıp savunmada boş alanlar bırakmamalı.

özellikle sokak maçlarının değişmez gerçeğiydi. nerde panatez bacaklı bir çocuk varsa aldım verdimde ilk önce o seçilirdi mutlaka. zaten performansı da yanılmadığınızı ispatlardı. parantez bacaklılar iyi futbol oynarlar hacı.