fani madida

büyük ikramiyesi 40 milyon lira olan ikramiye. beşiktaş borçlarının yaklaşık 10da biri kadardır.

ev rahatlığını sevenler içen en güzelidir. yaparsın ufaktan mezeni açarsın rakını, zeki müren eşliğinde oturup paşa paşa demlenirsin. gece eve dönüş derdi yok, kafayı bulup sağa sola salça olan it kopuk derdi yok. kafayı bulduğunda gidip sızacağın yatağın 2 adım ötende.

oh, mis.

hakkında hazırlanan 3 adet bilirkişi raporu bulunan dava. ve her 3 bilirkişi raporunda da suç delili kabul edilen dökümanların virüs aracılığıyla bilgisayarlara konulduğunu söylüyor. ve bu raporlar boğaziçi üniversitesi, yıldız teknik üniversitesi gibi konusunda uzman kurumlar tarafından kaleme alınmış.

tüm bunlara rağmen sanıklar halen tutuklu. ülkede muhalif olmanın cezası böyle işte.

(bkz: yetmez ama evet)

yıldırım demirören'in başkan seçilmesinin garantisidir. bu kadar borç varken hele ki önemli bir kısmı da demirören'e iken kimse başkanlık için aday olmuyor. bu da her geçen gün daha da batmamıza neden oluyor.

aslında inanıyorum ki serdal adalı gibi taraftarın inandığı bir isim başkan olsa, kombine-ürün satışları ve kulübe yapılacak bağışlarla bu borcun önemli bir kısmı karşılanabilir.

geri iade, full dolu, arka fon benzeri anlatım bozukluğu içeren ifade.

perofrmans olarak deron williams'a yaklaşamayacağı kesin. nba'den geliyor olması bu beklentiyi yaratmamalı. hatta bence el-amin kadar bile performans göstermesi zor. umarım beni yanıltır.

bundan sonra yapılacak hiç bir zirvede primus inter pares'in yer almayacağı da bilinmeli bence. ki bu kavgasız dövüşsüz ve sorunsuz zirveler demek oluyor.kaçırmayın bence. mis.

lise hayatı boyunca saç sakal uzatma şansı olmayan liseli ergenin okulu bitirir bitirmez kendisini koyvermesidir. kız kısmında genellikle liseyi bitirdim kızılı şeklinde tezahür eder. üniversite 1. sınıftaki sakallı erkeklerin ve kızıl saçlı kızların altında yatan gerçek buradan gelir.

alkolden sonraki en büyük icat
kerami pestenkerani

bazen oluyor böyle. sabah uyandığımda yataktan kafamda bir şarkıyla kalkıyorum. gün boyu beynimin içinde dönüyor o şarkı. uzun süredir dinlememiş de olsam birden geliyor öyle. bu sabah da bu şarkıyla uyandım.

bazı şarkıların mevsimi vardır, her mevsim aynı tadı vermez. bu şarkı kesinlikle sonbahar ve kış şarkısı. sabah sabah kar yağışı ve bir fincan kahveye de inanılmaz yakıştı.

denemek isteyen olursa;

http://fizy.com/#s/20jsuy

mümkünse imkansız hale getirmek en güzelidir.

mesela ben yolda gördüğümde selam vermeyeceğim hiç bir insanın numarasını telefonumda tutmuyorum. özleyip de arayamamak durumu söz konusu olduğuna göre demek ki zamanında bir şeyler yaşanmış ve bitmiş. daha da fala uzaması gereksiz.

olur da kafa güzelken ararım falan diye endişeleniyorsanız silin numarasını gitsin. tabi bunun için benim gibi kendi numarasını bile ezberlemekte zorlanan numara ezberleme engelli biri olmalısınız. numara ezberinizde duruyorsa bunun pek bir anlamı kalmıyor.

iddianamenin kabulü ile sona ermiştir. şimdi artık "futbolda şike davası" aşaması başladı.

söz konusu soruşturma ile elde edilen telefon kayıtları her yerde yayınlanıyor artık. suç delili olarak kabul edilecek telefon kayıtlarının iddianameye girmesi ve gizlilik kararı kalktıktan sonra bu konuşma kayıtlarını herkesin öğrenmesi son derece olağan. buraya kadar bir sorun yok.

fakat iddianamenin içinde aynı zamanda pek çok sayıda şike ile ilgili delil niteliği haiz olmayan konuşmalar da var. ve bu tür konuşmaların iddianamede yer alması tamamen hukuka aykırı.

bu konuşmalarla tayfur hoca'ya kızıyoruz mesela. o telefon kayıtları tayfur hocanın şike yaptığını mı ispatlıyor? "evet şike yapmamış ama bu konuşmalar kendisine yakışmamış" diyorsanız eğer -ki ben de buna katılıyorum- olayın diğer yönünü de düşünmek zorundasınız.

herhangi bir suçla ilgili olarak telefonunuz dinleniyor, bu soruşturmaya delil olmayacak konuşmalarınız da iddianameye giriyor ve sizin bu -özel- konuşmalarınızı bütün türkiye öğreniyor. bu durum ne hukuka ne de vicdana sığar. kimse kendini kandırmasın biz de dahil arkadaş arası muhabbetlerde herkesin bu tür abartılı konuşmaları olabiliyor. yusuf turanlı ile tayfur havutçu arkadaş olmalı mı derseniz haklısınız yanlışın temel noktası o zaten.

sonuç olarak kişilerin özel konuşmaları suç içermediği sürece gizli kalmalıdır. bu tayfur havutçu da olsa böyle aziz yıldırım da olsa böyle. kişilerin özel konuşmalarını yayıp onları toplum içerisinde zor duruma düşürmek suçtur. tayfur hoca'yı eleştirirken bu gerçeği de es geçmemek lazım.

---------------alıntı---------------
yaşamak ağır gelir, sensizlik ölüm gibi
yoğun hisler besledim, yetim bir böcek gibi
---------------alıntı---------------

(bkz: cemil sonses)

(bkz: kar akar saçlarıma)

ermeni sorununun çözümü için bu ülkenin en önemli şansıydı bu adam. kendisine gereken değer verilmedi. önce hapis cezaları verdik sonra göz göre göre ölümüne sebebiyet verdik. kendisine düzenlenen suikasttaki derin devlet bağlantısını bilmeyen varsa araştırabilir.

ne ermeni diasporası sevdi bu adamı ne de bizim ülkemizdeki sözde milliyetçiler. çünkü her iki kesimin de çıkarına göre konuşmayıp doğru bildiğini savunuyordu. hatta ermeni diasporasından bile tehdit edildiği söyleniyor.

eğer bugün yaşıyor olsaydı, ermeni soykırımını inkar yasasını en az bizim kadar ateşli bir şekilde eleştiriyor olacaktı.

1915 yılında meydana geldiği iddia edilen bana göre "sözde" soykırımdır.

bunu söylerken 1915 yılında ermenilerin katledildiğini inkar etmek de bence yanlıştır. ermeniler ayaklandılar ve başlangıçta ermeni çeteler türklere saldırıp bağımsızlık kazanmaya çalıştılar. sonrasında bu isyanın bastırılması amacıyla ermenilere karşı operasyonlar başladı. aslında tarihsel bazda bakıldığında buraya kadar pek bir sorun görülmüyor. olayları kendi döneminin şartlarında değerlendiğimizde isyanların bastırılma şeklinin bu olduğunu hepimiz biliyoruz.

fakat burada sorun şu ki; bu isyan bastırılırken isyanla hiç ilgisi olmayan kişiler, kadınlar çocuklar ve hatta kundaktaki bebekler bile öldürüldü. bunu inkar etmeye gerek yok. göç ederken hava şartlarından öldüler falan masallarına da gerek yok.

fakat yapılan bu katliamın devlet politikası olduğu ve soykırım amacı güttüğü iddiası -yine bence- tamamiyle gerçek dışıdır. o tarihte zaten çok da düzenli bir ordunuz yok. hatta yerel çetelerden adam toplayıp asker yapıyorsunuz. bu başıbozuk düzen içerisinde kişilerin işledikleri cinayetleri devletlere bağlamak mümkün değil sanki.

sonuç olarak ermeni soykırımı yoktur ama ermeniler 1915 yılında katledilmiştir, bizim de en azından bu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor.

bir egemen bağış beyanatı. şakacı bir insan olarak şakalarına kaldığı yerden devam ediyor.

(bkz: gül gül öldük)

https://twitter.com/#!/Egemen_Bagis/status/149877323754246144

(bkz: sabahlar olmasın)

22. dakikası 0-0lık eşitlikle geçilen müsabaka. fenrbahçe'nin puan kaybettiği bir haftada gs'nin puan kaybetmesi de fena olmaz hani.