etrielle

"Beşiktaş’ın dünyaca ünlü taraftar grubu Çarşı, 5 gündür fabrika içerisinde direnişini sürdüren Zentiva işçilerine destek verdi."

http://www.gorunumgazetesi.com.tr/haberler/carsi-39dan-direnisteki-iscilere-destek.html

Anayasa Madde 36'da güvence ! altına alınan temel insan haklarından biri. "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

avukatlık mesleğini yaptığı, savunma hakkına riayet edilmesi gerektiğini savunduğu için tutuklan çağdaş hukukçular derneği başkanı.

Çağdaş Hukukçular Derneği mensuplarının yargılandığı davadır. "davana sahip çık. 24-25-26 aralık'ta mazeretliyiz, silivri'deyiz." sloganıyla yaklaşık 3.000 avukatın meslektaşlarını savunmak için silivri'de yerini aldığı 24.12.2013 tarihinde ilk duruşması yapılan savunma hakkına karşı yürütülen bir yargılamadır. çağdaş hukukçular derneği mensubu avukatların bu davada açık ve net bir şekilde mesleki vazifeleri dolayısı ile tamamen politik amaçlar güdülerek yargılandığı açık olup ilk savunmayı selçuk kozağaçlı yapmıştır, çhd tarafından bu savunmanın kitaplaştırılacağı açıklanmıştır, ders niteliğindedir;

"amerika izin vermeden tuvalete gidemeyen, amerika şifresini söylemezse uçağını uçuramayan, kendi ülkesindeki nato üslerinin rica minnet kapısından geçemeyen, makamını, eğitimini, aklını, servetini, rozetini emperyalizme borçlu olan sizden mi öğreneceğiz kimin ajan olduğunu? burada özgürlük yok diye kendi çocuklarını amerika’da okutanların polisi mi bize 'başka ülkeler lehine faaliyet' öğretecek? bizi de kendiniz gibi beysbol sopası ile terbiye olacak mı sandınız? haddinizi bilin."

av. selçuk kozağaçlı'dan ikinci söylem..

“ey mahkeme, biz ıslah olmayız. buradaki avukatlar da bundan ibret almazlar. bundan sonra avukatların varlığına alışın ve saygı duyun.”

rte 30 ocaktaki grup toplantısında ne rahat bulmuştu gerçekleri.
"avukatlar o 11 çelik kapının arkasında ne yapıyordu? yakılmak istenen evraklar, sahte kimlikler... kim bunlar? işini iyi bilen avukatlar. dışarıda da bazı avukatlar o avukatlarla ilgili 'onlara müdahale edilemez' diyor. hadi canım sende. nasıl edilemez. onlar teröre yandaşlık yapılıyorsa bal gibi de edilir. avukat hakkı savunacak, terörizmi değil." rte.

oysa bugünkü görüntüler gerçekleri gün gibi açığa çıkartmaktadır. bu görüntülerin ardından da montaj mı denecek? ve tüm bunların üzerine hangi hukukçu yarınından emin olabilecek? çhd davası'nda birkaç avukat değil meslek onuru yargılanmaktadır. davana sahip çık !

http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/o-baskinin-goruntuleri-ortaya-cikti-1-kapi-kirildi-diger-10u-nerede

çocuk astı cunta aralık 13, 1980
darbeden akan en masum kan erdal eren
toplum aç açıkta kaldı sen seyrettin
gene bi günah keçisi buldun astığın şeyh bedrettin
memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak
nazım hikmet ran kanıyla beslenen aç kurtlar
kostümlerine bakmadan temaşa eden erkan
buhrana göz yuman kaçak vahdettin paşam
menemende kubilay bak sivas'ta aziz nesin
24 ocak'ta uğur mumcu bu ne imtihan
solingen'de yanan çıplak etler hepsi bizim
adına mumlar yaktığımız onursuz katliam

çaldılar, çocuktum elimden aldılar geçmişimde çatlaklar yalanlarla sardılar
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
kırgınım, şimdi bir çocukça kırgınım küstürülmüş eski bir şair biraz yorgunum
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü


şimdi bütün bunlar neden saklanmakta bizden
tarih sade destan ihtiva etmez ki yekten
elit entelektüel aydınlar zaten
en büyük destanı yazarlar gazetelerden
elimden aldın bütün değer yargılarımı ver
bana patenti siyasal bi partiden tarih yemez
inkılaptan başına güneş geçmiş devletin
fitne koalisyon bazlı hökümetin milleti
soylu sınıfı tekmil harp zamanı teslim
kapitülasyon gitti ambargolar geldi peki
Amerikan piyade gemisi hoş geldi boş gitsin
bezgin bekir 1968 tertip

"...yaşamak görevdir yangın yerinde..."

şeklinde efsanevi sözlere sahip "suç" adlı bir parçası olan mükemmel mc.

"pamukova faciası, 22 temmuz 2004 günü sakarya’nın pamukova ilçesinde meydana gelen tren kazasıdır. ankara-istanbul arasında hızlandırılmış tren seferini yapan yakup kadri karaosmanoğlu adlı tren aşırı hızdan dolayı raydan çıkmış, toplam 230 yolcudan 41’inin ölümüne, 80’inin de yaralanmasına sebep olmuştur. kaza, türkiye cumhuriyeti devlet demiryolları (tcdd) bünyesinde sürmekte olan özelleştirilme süreci ve yeni hayata geçirilen hızlı tren projesinin ilk adımında meydana gelmiştir. yolcu sayısı olarak en yoğun hat olan ankara-istanbul tren hattı arasında hızlı tren uygulamasına yetersiz altyapıya rağmen aceleyle yapılan geçiş yüzünden meydana gelen kazadan sonra dönemin ulaştırma bakanı binali yıldırım yoğun kamuoyu tepkisine rağmen istifa etmemiş ve görevden alınmamıştır."

http://tr.wikipedia.org/wiki/Pamukova_tren_kazas%C4%B1

boğaziçi'ne giderse kızlı erkekli bir arada olunması dolayısı ile yoldan çıkacağı korkusunu yaşadığını bu sebeple itü'yü tercih ettiğini açıklayan zat.

not: kendileri bu açıklamayı yaparken, ulaştırma bakanlığı yaptığı dönemde yoldan çıkmanın gerçek manada yaşandığı ve 41 kişinin hayatını kaybettiğini pamukova faciasını es geçmiştir.

http://www.youtube.com/watch?v=zddfn9WYThs

radikal gazetesi'nde önyargı adlı köşenin sahibi adnan ekinci'nin kullandığı mahlas.

adnan ekinci'nin radikal gazetesi'nde kadir şinas mahlasıyla yazdığı yazıları topladığı kitabının adı. kitap hukuk sistemi'ndeki aksaklıkları, avukatların sistem içindeki vaziyetini eleştirel bir dil ve güzel bir üslüp ile anlatmış olup, kitabı okuyan her hukukçu kendini adliye koridorlarında görecektir.
"fakülte bahçesinde, kayıt yaptırırken duyulan umut hezeyanları, avukatlık mesleğine başlanılan ilk dönemde depreşir. öğrencilik yıllarının diri coşkusu nasıl anfilerin kestane renkli sıralarına bırakılmışsa, meslekteki idealler de, delik bir cepten düşen bozuk paralar gibi adliyenin gri badanalı koridorlarında koşarken habersizce kayıverir."

ona duyduğun aşkı nasıl başka sevgilerle kıyasa tabi tutamıyorsan ona duyduğun özlemi de başkaca hiçbir özlem haline benzetemezsin. misalen yalnızca bir ay olmuştur semtine adımını atmayalı yine de ilk adımında gözlerin dolar mutlulukla.. sanki içine çektiğin her nefes biraz daha temizler ruhunu. içkinden bir yudum alır her gördüğün amblemde tekrar gülümseyerek etrafına bakarsın, her defasında başkaca birinin daha bu aşka mensup olduğunu görmek istercesine. saatine tekrar bakarsın susarak. aklında tek bir soru vardır. "sahi maça ne kadar kaldı?"

van'da yolun kar ile kapanmış olması nedeniyle hastaneye kaldırılamayıp yaşamını yitiren sonrasında cesedi çuval içinde taşınan muharrem bebek aracılığı ile kaybettiğimiz gezi direnişçilerine güzel bir selam çakmış gazetedir.

güzel oyun manasındaki futbol akımı.
kriterlerinden bazılar şu şekildedir;
*bizim oyunumuzda rakibe dalmak yoktur.
*bizim oyunumuzda hakemle tartışmak yoktur, tartışma politikada olur.
*ofsayt taktiği yeterince hızlı olmayanların başvurduğu acınası bir taktiktir.
*biz futbolu kendimize özgü değerlerle oynarız.

"yaşayanların bir çoğu ölmeyi hak eder, ölenlerden bazıları da yaşamayı.. onlara bunları verebilir misin? o zaman biri hakkında ölüm hükmü verirken aceleci olma. en bilge olanlar bile tüm sonları göremez."

faşist 12 eylül darbesinin katlettiği 17 yaşındaki çocuk..
hakkında "oğlunuz erdal" adında yaklaşık bir saat süren, üslubuyla içinizi sıkmayan, oldukça sürükleyici bir belgesel de mevcut olup, izlenesidir.

http://vimeo.com/37334157

metin-ali'nin feyyaz'ı, rıza'nın ön direk takipçisi, şifo'nun pas duvarı, les ferdinand'ın çapraz koşucusu, samet abisinin kibarı.

not: tanım, kendisinin beşiktaş onursal başkanı süleyman seba'ya "sakın gitme büyük başkan" başlığı ile yazmış olduğu mektuptan alıntıdır.

şöyle bir tanesi de internette dolaşan diyaloglara halk arasında verilen isim.
-alo fatih..
+buyrun efendim.
-beşiktaş'ın görev yerini değiştirin, mesela ispanya ligine filan kaydırın, perişan olsunlar..
+emredersiniz efendim.

gündemde kalmak için sürekli kendine sataşan ve bu durumun prim yaptığını gördükçe durdurulamayan şarkıcımsı.

bunu dokuyan çocuk kör oldu tadında bir başlık

anılan davanın izmir ayağında bugün gezi parkı eylemleri dolayısı ile 8 aydır tutuklu yargılamalarına devam edilen 3 gezi tutsağı daha (Orhan YILDIZ, Yasin SÜNGER ve Görüş ATICI) tahliye olmuştur.

en çok oradan marşlarla çıkıp inönü'ye yürümesi özlenilir.
nasıl ki inönü olmadan her tezahürat biraz eksikse kazan olmadan da her maç öncesi biraz eksiktir.