ederson

danimarka milli takımı'nın formasını 9 defa giymiş olan emekli sol bek.

not: soyadının yazılışı "lüstü" değil, "lustü"ymüş esasen. buradan zamanında ukte verirken dikkatsiz davranan ellerime-gözlerime sövüyor, yetkilileri göreve çağırıyorum.

not2: swh kullanmayı bilsem cümlenin sonuna swh de koyacaktım ama siz koymuşum farzedin.

edit: belediye çalışıyor.

2003-04 sezonunun devre arasında norveç ligi takımlarından rosenborg bk'den manchester city'e transfer olan ancak burada sadece bir resmi maça çıkabilmeyi başararak sezon sonunda yine norveç ligi takımlarından valerenga'ya sepetlenen emekli izlandalı kaleci.

2010 yılında milli takımdan emekli olana dek izlanda milli takımı'nın formasını 71 kez terletmeyi başarmıştır.

sevilla fc ile atıldığı yurtdışı macerasının ardından ülkesine dönerek, 1-2 sezon kadar sonra aktif futbol kariyerini noktalamış norveçli milli file bekçisi.

96-98 seneleri arasında chelsea fc'de yedek kalecilik yapmış, onun dışında schalke 04, tottenham hotspur gibi önemli avrupa takımlarına transfer olmasına rağmen tutunamamış, fransa 98'de norveç milli takımı'nın kalesini korumuş olan emekli norveçli kaleci.

hırvatistan milli takımı'nda 100 defa forma giyme başarısını göstermiş ve yanılmıyorsam bu alanda ulusal bir rekora sahip olan unutulmaz hırvat defans oyuncusu.

kariyerinde ac milan ve inter milan gibi italya'nın iki dev kulübünün formasını giymiş ve aktif futbol kariyerini alt yapısından çıktığı dinamo zagreb'te sonlandırmıştır. merkezi defans oynamasının yanı sıra defansın sağında da görev yapabilmesiyle tipik bir defender idi kendisi.

bir dönem mustafa denizli'nin çalıştırdığı fenerbahçe'de de oynamış, emekli hırvat milli futbolcu.

kendisi oldukça teknik bir futbolcuydu. klasik 4-4-2'nin solunun has adamı olmasından dolayı oldukça iyi ortalar kesebilmekte, bunun yanında sol açık ve sol forvet olarak da başarıyla görev yapabilmekteydi. duran topları etkili kullanabilen ve uzaktan etkili vuruşlar yapabilen bir isimdi ayrıca. perugia'dan türkiye'ye transfer olduğu dönem fenerbahçe kendisine dönemin parasıyla 10 milyon dolar gibi astronomik bir rakam ödemişti.

90'lı yıllarda fırtına gibi esen hırvatistan milli takımı'nın forvetlerinden, ss lazio efsanesi emekli klinik vaka santrafor.

(bkz: clinical striker)

kariyerini ikiye ayırarak incelemekte fayda vardır bu oyuncunun. marsilya'dan lazio'ya transfer olduğu, bir ara juve'ye giderek şampiyonluk ve şampiyonlar ligi finali gördüğü fransa 98'e kadar yükselişte olduğu birinci dönem ve fransa 98 sonrası lazio kariyerinde ve son demlerindeki middlesbrough günlerinde sürekli sakatlıklarla boğuştuğu ikinci dönem. nitekim sakatlıklar kariyerini öylesine sekteye uğratmıştır ki, hırvatistan'ın ve dolayısıyla davor suker'in yıldızlaştığı 98 dünya kupasında yer alamamıştır boksic. öyle leblebi gibi gol atan bir oyuncu olmamıştır hiç bir zaman, ancak boksic olduğunu hatırladığı zamanlar önlem alınamaz bir oyuncu olmaktaydı ki, kendisine klinik vaka yakıştırmasını yapmamın da sebebi budur.

2012/13 sezonu başında 8.5 milyon euro'ye newcastle united'ın yolunu tutmuş, afc ajax altyapısından yetişmiş hollandalı çok yönlü defansif orta saha oyuncusu.

hollanda ekolünün tipik bir örneğidir kendisi çok yönlü olması itibariyle. defansif orta sahanın yanı sıra, merkezi orta saha, sağ ve sol bekte de oynayabilmesiyle teknik adamlar için kıymetli bir futbolcudur kendisi. kısa boyununun dezvantajını çalışkanlığıyla kapatır. hollanda milli takımı'nın alt yaş ve a milli takım (3 defa) dahil tüm kategorilerinde oynama başarısı göstermiştir.

bilic ile aybaba'nın beşiktaşı arasındaki en bariz farkın ortaya çıktığı maçtır.

geçen sezon ileride topa sahip olan rakibe önde basarak kazanılan toplarla, olcay-holosko gibi topsuz oyunda iyi oyuncuların yetenekli ayaklarla duvar pası yaparak skor bulduğu, bir dar alan oyunu oynamaktaydık. yalnız işin savunma boyutunda, tek hamleli ve ağır merkez defanslar ve kademe bilgisi oldukça zayıf bek oyuncuları yüzünden kevgire dönmekteydik. diğer sebepler ise, takımın adeta ofanslar ve defanslar olarak iki gruba ayrılması, ileride yapılan rakibi bozan presi rakip orta sahamızda top çeviriken de yapmamız (boşuna kendini yırtmıyordu sir koşu temposu diye!) yani alan daraltma denen olgudan bir haber olmamız; bu nedenle de savunma ve orta saha arasında da bloklaşma yaşamamızdı. serbest oyuncu rolünde oynatılan fernandes de cabası tabi.

bu sezon ise geçen sezonun tam aksine rakip topa sahip olduğunda tüm takımın topun arkasına geçtiği, enerjisini akıllı kullanan, oyuncuların defansif pozisyon hakimiyetini kazandığı ve dolayısıyla alan hakimiyetini sağlayan, yine geçen senenin aksine daha geniş oynayan, özellikle hücum oyuncularının topsuz oyunda olduğu kadar toplu oyunda da başarılı olması gereken bir takım haline büründük

veli kavlak'ın yükselen form durumunda birçok kişi hem fikir. yalnız sanıldığının aksine bu durum veli'nin yükselen formu veya kendine geliştirmesiyle alakalı bir durum değil. nasıl ki olcay geçen sezon takımda fark yaratan oyuncu olup bu sezon geçen sezonki çizgisinden uzaksa, aynı mantık veli'de de tam tersi şekilde geçerli. geçen sezon ki veli de ball winnig midfielder oynuyor, şimdi ki veli de. yalnız fark şurada, veli enerjisini boşa tüketmiyor artık, çünkü rakibin etkili olacağı bölgelerde o kadar iyi alan savunması yapıyoruz ki bu veli'nin oyununa haliyle olumlu yansıyor. geçen sezon ki veli en iyi oyununu yanında çakılı adam olarak oynayan toraman'la sahaya yansıtıyordu. neden mi? cevabını da artık siz verin. yalnız ön libero ya da defansif orta saha değil bu adam hep söylüyorum, olmaz olamaz da. sezgi ve dayanıklılık gibi son derece önemli iki ön libero meziyetinden yoksun kendisi. neyse daha fazla uzatmayayım en iyisi.

geçen sezona göre kadroda yalnızca 4 farklı isim vardı sahada. teknik adam farkını ortaya koymak bakımından oldukça önemli bir veri bu da.

son notlar;

* atiba sol bekte ersan'dan iyi ama olmaz, oldurmaya kalkmayın. dikkat edin, atiba sıklıkla bindiriyor ama orta yapacağı pozisyonu sıklıkla yaratmasına rağmen ters ayaklı olduğundan yapamıyor. önünde olcay gibi faydasız bir oyuncu da olduğundan sol taraftan verim alamıyoruz. şu ana kadar defansif görevlerini layıkıyla yaptı ama zorlu maçlar gelmeden o konuda da bir fikir yürütmek mantıksız olur.

* oğuzhan-ferdi yan yana oynasın dedik ama bu şekilde değil, oğuzhan oyun görüşüyle, tekniğiyle, dikine oynama yeteneğiyle deep lying playmaker oynar mı? pekala oynar ama bu çocuğun tüm bu özelliklerinden ziyade en öldürücü özelliği gole dönük oynaması. onun yeri ferdinin yeri.

* olcay out>dentinho in = lokum.

edit: imlâ.

yeniden, yeniden ve yeniden adele sakatlığı yaşayan futbolcumuz.

milli maç arası hızır gibi yetişti neyse ki. 2 haftaya eneramo, mustafa -milli takımda sakatlık yaşamazsa!- ve ömer daha hazır hale geleceklerinden umutlu bakmaya çalışıyorum ilerleyen haftalara.

5 maçta 4 gol atmışken son dakikada leverkusen'e yollama ihtimalimiz var mıydı bilemiyorum ama artık ne yazık ki yok.

edit: neyse ki sakatlığı ciddi değilmiş. gerçekleşeceğini hiç düşünmüyorum ama, hazır talibi varken kendisini satsak, yerine de halâ spurs'de kadroya giremeyen adebayor'u alsak bal-kaymak olurdu resmen. ha tabi bir de kiralık sol bek!

(bkz: hayallerde yaşıyor bazı yazarlar)

#271188

daha önce kendsi hakkında yukarıdaki entry'i girmiştim. şu ana dek ortaya koyduğu performansla beni yanıltmamış görünüyor. etkisizliği form durumundan değil, değişen oyun anlayışından ve takım içindeki rolünün yardımcı oyuncuya dönüşmesinden kaynaklanmaktadır. topla çok etkisiz, adam eksiltemiyor, içeri deplase olamıyor. demem o ki, dentinho in>olcay out.

çek cumhuriyeti milli takımı'nın tüm alt yaş kategorilerinde ve a milli takımda 1 defa forma giymiş, adını fc shakhtar donetsk'te forma giydiği dönem duyurmuş olan yetenekli kaleci.

a milli takımda petr cech gibi insanüstü bir kalecinin varlığı dolayısıyla oynayamamış olması yanıltmasın, oldukça yetenekli bir isimdir kendisi ama kariyer planlamasını doğru yapamadığından gözden düşmüştür kanımca. vfl bochum dışındaki başarısız kiralık maceralarının ardından ukrayna'ya dnipro dnipropetrovsk formasıyla geri dönmüştür.

cm 2003/04'te az paraya çok iş mantığıyla transfer edilen us triestina forveti, serie b golcüsü.

şimdilerde fc bologna formasıyla serie a'da mücadele ediyor. saç sakal hak getire.

bir dönem beşiktaş'ta da forma giymiş esrarengiz sağ bek fatih sonkaya gibi roda jc kerkrade altyapısından yetişmiş eskilerin gurbetçi şimdilerin üçüncü lig futbolcusu.

türk futbolseverler ismini cm 2003/04'ten hatırlayacaklardır. oyunun kendisine standart bir mevki vermemesinden ötürü her oyunda değişen mevkisiyle akla gelendir. genelde sağ forvet olarak çıkmakta ve süratiyle dikkat çekmekteydi. o da birçokları gibi umut vaadeden genç oyuncu sıfatıyla türkiye'ye transfer olmuş, sonra rüzgar nereye eserse oraya doğru gitmiştir. o zamanlar bir süper lig takımı olan çaykur rizespor'a transfer olarak geldiği ülkede şimdilerde kırklarelispor forması giymekte.

cm 2003/04'te eğer orta karar veya düşük seviyede bir türk takımı çalıştırıyorsanız uygun maliyeti ve yaşına göre oturmuş yeteneğiyle güzel bir transfer olabilecek, danimarka ligi takımlarından silkeborg if'de forma giyen oynayan gurbetçi futbolcu.

oyunda ofansif orta saha mevkisinde oynamakta ve canavar gibi duran top kullanmaktaydı kendisi. gerçek kariyerinde ise 2007/08 sezonunda süper lig'de mücadele eden konyaspor tarafından türkiye'ye transferi gerçekleştirilmişti. tipik anadolu takımı mantığıyla bekleneni veremeyip şutlanmıştı sanırım sonra.

kariyerinin büyük bir bölümünü fransa'da geçirmiş, fc lorient, guingamp, fc metz gibi takımlarda başarıyla top koşturmuş senegalli emekli milli futbolcu.

merkez defans ve defansın önünde çakılı adam olarak oynayabilen diop'ı futbolseverler 2002 dünya kupası'ndaki ilhan'ın altın gol attığı efsane maçtan hatırlayacaklardır.

genoa cfc'ye henüz 16 yaşındayken 2 milyon euro'ya yakın bir bedelle transfer olmuş, 92 doğumlu gelecek vaad eden uruguaylı merkez defans oyuncusu.

fm12'deki gözdelerimden birisiydi kendisi. genç yaşı, gelişime açık ve sol ayaklı olması, yeterli sertliğe sahip olması, gerektiğinde sol beke de geçebilen bir yapıda olması, maliyetinin az tuzlu olmasına rağmen beni geri durdurmamış, birçok sefer transfer ettiğim bir oyuncu olmuştu. artı olarak, bilemiyorum gerçek hayatta nasıldır ama penaltı kullanma konusunda oldukça serinkanlı bir oyuncuydu oyunda.

şimdilerde panathinaikos forması giyen, 2006 yılında transfer olduğu az alkmaar ile lig şampiyonluğu yaşamış cabo verde asıllı hollandalı milli futbolcu.

kariyerine sparta rotterdam'da merkez defans olarak başlamış, kariyer yolculuğu sırasında iyi bir defansif orta saha olup çıkmıştır. hollanda ekolünde yetişmiş diğer birçok oyuncu gibi çok yönlü bir futolcu olup, bünyesinde her özellikten bir parça vardır mutlaka. total futbol oynayan ve dengeli bir yaklaşım sergileyen takımlar için sistemi işletecek iyi bir parçadır kendisi.

cm 2003/04'te 20 yaşında olmasına rağmen özellikleri oldukça yüksek ve nispeten maliyeti uygun bir futbolcuydu. ancak potansiyelini erken yaşta tamamladığından gelişim gösteremezdi daha fazla. cm'nin yanılmadığı oyunculardan biri olmuştur kanımca bu nedenle.

cm 2003/04'te oyuna 16 yaşında başlayan, şilili promising midfielder.

oldukça ham özelliklerle oyuna başlayan bir isimdi çoğu tipik promising tanımlı oyuncular gibi. üzerinde durulursa teknik özellikleri yüksek, geriden oyun kurma özellikli bir orta saha oyuncusuna sahip olurdunuz. hem yaş hem de oyuncu profili açısından benzer, oyundaki başka bir oyuncu için;

(bkz: lucas biglia)

cm 2003/04'ün genç yeteneklerinden olan ve genelde sadece genç bir yetenek olarak kalan danimarkalı oyuncu.

data editör diliyle değişken bir potansiyele sahip olduğundan oyundan oyuna değişen özelliklere sahip olan ve çoğu zaman parlamayan oyunculardan biriydi mads torry. bu nedenle pek tercih edilmeyen oyunculardandı kendisi. fc copenhagen forması giyerdi.