futbolculuğunda sevdiğim, hocamız olduğunda uzun süre destek verdiğim ancak 8 yediğimiz maç sırasında ceketindeki tiftikleri ayıklarken görünce gözümde skol bira kadar değeri kalmayan teknik direktör.
buna ilaveten samet aybaba'nın temellerini attığı bursaspor'u şampiyon yaptığı sene, beşiktaş kulübesindeki halinin aksine, vahşi bir kedi gibi sağa sola saldırmasıyla da değersizliğinin yanına nefretimi de kazanmıştır kendisi.
cenab-ı Allah bir daha Beşiktaş'ımızın kapısından geçmesini nasip etmesin.
""bir fenerlinin itirafı""
arsenal macindan sonra kafamda bazi dusunceler ortaya cikti, hele super kupa maciyla 2 gun arayla oynaninca dedim erkek cocugum olursa kesin besiktasli yapacagim.
arkadas adamlara imrenmemek mumkun degil.. isterlerse formalarinda iki yildizlari olsun, isterlerse 10 sene sampiyon olamasinlar, bu besiktaslilar takimini bir baska seviyor, oyuncular taraftarlari bir baska..
fenerbahce ve galatasaray'in birbirine karsi olan kompleksi zaten onlardan nefret etmek icin en buyuk neden, yanlis anlamayin koyu fenerbahceliyim, ama artik icimde sevgi kalmadi, zorunluluktan tutuyorum, babamdan yadigar bana fenerbahce diye..
biz neysek galatasaray'da ayni bok, ama besiktas oyle degil. besiktas surprizlerin takimidir, taraftari rahat mac izlememistir bugune kadar derler, can feda olsun oyle takima, biz akhisar'a 4 atiyoruz emre ve volkan 5. dakikada hakeme siktir cekmeye basliyor, napiyim kardesim ben oyle galibiyeti.. bir de besiktas'a bak kadrosunda bir tane cirkef oyuncusu, hakeme kufur eden oyuncusu yok.. pektemek'i indiriyolar garibim hicbir sey soylemeden kosa kosa yerine geciyo, pres yapmaya devam, helal olsun.. anadolu kuluplerini ezen tek amaci ezeli rakibini senede iki kere yenmek olan takimi ben napiyim, zaten yonetime hic girmiyorum dikkatini cekersen sikeler, topcu dovdurmeler, hoca dinlemeler falan boku cikar yani bu isin.
emre'ler, volkan'lar, melo'lar oldugu surece zaten bizim ligimizin cekilir vaziyeti yok, besiktas bu sene bize bi uefa kupasini alsinda cilginlar gibi sevinelim, avrupa'da cok guzel maclar izleyelim..
bir taraftar olarak cok bisey de istemiyorum ki zaten, guzel futbol istiyorum ama oyun degil, gercekten guzel futbol istiyorum, yavsak futbolcu, yavsak hoca, yavsak baskan istemiyorum.. bakiyorum demba ba'ya, olcay'a, bilic'e diyorum ulan biz bu adamlarin yarisi kadar olamamisiz, istersek 4 degil 78 tane yildiz koyalim o formaya adam olmayani sikine takmiyolar, boyle geldi boyle gececek galatasaray'i yendikten sonra 1 milyon kisi cadde'de tura cikacak, vizyonunuzu sikeyim, vizyonumuzu sikeyim..
sozun ozu, adam olsun, hayal kirikligi nedir ogrensin, kalpten sevinmek nedir ogrensin, asil olsun, besiktasli durusu olsun, kendine suleyman seba'yi ornek alsin, hayati boyunca rahat mac izleyemesin, geziye gitsin, duzene karsi ciksin, gogsunu gere gere dolassin sokaklarda, cocugum besiktasli olsun..
avrupa'da vurdugun gol olsun besiktas, herkes dile getirmese de ben eminim, cogu rakip taraftarin icinden gecen bu, bu da zaten gosteriyor turkiye'nin takimi fenerbahce ve ya galatasaray degil, besiktastir besiktas..
üstüste 3-4 maç ilk 11 oynaması gereken genç yetenek. hakkında ancak böyle fikir sahibi olunabileceğini düşünüyorum.
sikimsonik ülkemizin, sikimsonik ligindeki futbolcuların sözleşmelerindeki olmazsa olmaz ücret. yani futbolcu bütün yıl yatsa da alacak o parayı. oynamasına, kendini geliştirmesine hiç gerek yok.
çok sevdiğim bir abimin yeğeni.
makul bir fiyatla satışa çıkmasını beklediğim oyun.
27 ağustos 2014 arsenal beşiktaş maçında başımıza gelen hain olay. o gol olmasa 60-65. dakikadan sonra arsenal savunması çarşamba pazarına dönebilirdi.
tahminlerime göre iki seneye kadar yuvamızdan uçacak olan genç stoperimiz. pasları ve müdahaleleriyle ligimizin üstünde bir futbolcu olduğunu düşünüyorum.
yarattığı beşiktaş futbol takımını gururla izlediğim teknik direktörümüz, arkadaşımız, abimiz.
oldukça yüksek forma ulaştığını sevinerek izlediğim talihsiz sol bekimiz. dilerim sakatlık belalarını artık futbol hayatı boyunda bir daha tatmaz. ortalama bir futbolcunun kariyeri boyunca yaşayacağı sakatlıkları genç yaşlarında yaşadı maalesef.
iftiharla izlediğim ve gelecek adına son derece umutlu olduğum takımımız. yardımlaşma, takım olma yolunda ligimizdeki en iyi takım diyebilirim. kaliteli bir orta saha ve sağ bek ile bu sene şampiyonluğun en güçlü adayı olabiliriz. avrupa liginde finallere kalmak hayal değil.
mevcut imkanlar dahilinde son derece başarılı bulduğum yönetim. yanlışları da var hatta satırlarca yazılabilir bunlar ama iyi niyetleri ve doğruları bu yanlışları sineye çekmeme yetiyor.
vasatın üstünde olarak değerlendirebileceğim kalitedir.
oğuzhan, kerim, gökhan, ismail, mustafa, cenk tosun, cenk gönen, tolga ve ersan gibi isimler her süper lig takımının kadroda görmek isteyeceği isimler.
veli, olcay, necip gibi isimlerde kadroda olmalı ancak avrupa'da iddialı olacağım diyorsan bu isimler ancak yedek olmalı.
oğuzhan, kerim, gökhan, ismail, mustafa, cenk tosun, cenk gönen, tolga ve ersan gibi isimler her süper lig takımının kadroda görmek isteyeceği isimler.
veli, olcay, necip gibi isimlerde kadroda olmalı ancak avrupa'da iddialı olacağım diyorsan bu isimler ancak yedek olmalı.
türkiye liginin üstünde, avrupa arenasının altında bir kaliteye sahip olduğunu 27 ağustos 2014 arsenal beşiktaş maçında ispatlamış futbolcumuz. her halükarda kadroda olmalı ancak avrupa arenası için yeterliliği tartışılır. hele hele avrupa'da kupadan sözeden bir takım için ancak yedek olmalı.
maalesef yine makus talihimize yenildiğimiz bir başka maç olarak kayıtlara geçen maç. her hakem ibne doğar sözünün belgesi olan bir başka hakem yine beşiktaş'ımızı katletmiştir. iki penaltı pozisyonundan birini verse ve öne geçen biz olsak 2-3 farkla cl bileti almamız işten bile değildi. eminim sözlü talimatlar gereği vermedi o penaltıları. hakemlerin yazılı talimatları harici bir de sözlü talimatları vardır. örneğin şu takıma biraz sabırlı davran, kolay kart gösterme, penaltı verme aleyhlerine gibi.
izlediğim kadarıyla premier lig üstünde bir mücadele vardı sahada. beşiktaş oyunun defans bölümünü oldukça iyi oynarken, hücum bölümünde yeterli değildi.
takımımla gurur duydum, muhteşem taraftarımız yine üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. hepsine teşekkürler.
izlediğim kadarıyla premier lig üstünde bir mücadele vardı sahada. beşiktaş oyunun defans bölümünü oldukça iyi oynarken, hücum bölümünde yeterli değildi.
takımımla gurur duydum, muhteşem taraftarımız yine üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. hepsine teşekkürler.
tribünde söylenemeyeceğini düşündüğüm beste. söylendiyse de ben hiç duymadım herhalde tv'den.
gün boyunca "bugün akşam olmaz ulaaann" demekle aynı şey.
en sevdiğim biber turşusu tipi
Arsenal yolcusu kalmasın... / Ferhat Talan
“Şafaktan önce her yer karanlıktır.”
Katherine Mansfield
Komutan Bilic buyurdu: “ Hiç kimse ama hiç kimse umudumuzu bizden söküp alamaz." Bu sözlerle bugün umudumuzu harmanlıyoruz. Böylesine bir meydan okuma bizim için bir dostun selamını 7 kat yerde de olsa almaktır. İlk maçta elimizden kaçırdığımız Arsenal’in karşısına çok zorlu bir atmosferde cebimizde biriktirdiğimiz hikayelerle ve umutla çıkıyoruz.
Teslim olmayan bir feda kuşağının ilk fedası; Şeref Bey ile geliyoruz.
Cemal Süreya’nın “Beşiktaş, sermayesi insan olan bir kulüp. O yarattı bunu.” dediği Baba Hakkı ile geliyoruz.
Beşiktaş’ın dervişi, son kaybımız Süleyman Seba’nın aziz hatıraları ile “eski dostlar” tadında geliyoruz.
“Üzerimde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim?” diyen Vedat kaptan ile geliyoruz.
Rıza Çalımbay’ın kapıcı kimliğiyle “sınıf kinimizle “geliyoruz.
Metin-Ali-Feyyazın yoldaşlığı ile geliyoruz.
“Biz buraya 80 kişi geldik 79 kişi dönmeyiz amirim!” diyen, deplasman otobüsünü “Beşiktaş komününe” çeviren Optik başkanın adaleti ile geliyoruz.
Ciğerlerimizin sevda ile patladığı, kapalının ortasından haykıran “son barikat Beşiktaş ulan" şiarıyla geliyoruz.
Vanlı çocuklar üşümesin diye sahaya atılan atkıların kardeşliğe uzanan köprüsüyle geliyoruz.
Zonguldak maden göçüğünden çıkan işçinin “Beşiktaş maçı kaç kaç?” özlemiyle geliyoruz.
Ağaçlı yolda; “ Hani Dolmabahçe’de yürürken..” melodisiyle geliyoruz.
Şairler parkında içilen sıcak biranın yarattığı dost meclisiyle geliyoruz.
Kalabalık geliyoruz, sağlam geliyoruz. Geçmişimizden kalan o şanlı mirasın özünü sahaya yansıtırsak yarın bu saatlerde halaya duracağız. Elensek de sahaya ruhunu yansıtanı “Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma!" diyerek karşılayacağımızı cümle alem biliyor. Varsın Şampiyonlar Ligi eksik olsun, sevdan derstir “hayat okulunda.” Haydi Karakartallar gökyüzü sizindi, meydan da sizin olsun!
“Bilge bir kuş gökyüzünde
bak ne diyor son sözünde
yıkılma öyle
haydi kalk ayağa
yürü güneşe”
“Şafaktan önce her yer karanlıktır.”
Katherine Mansfield
Komutan Bilic buyurdu: “ Hiç kimse ama hiç kimse umudumuzu bizden söküp alamaz." Bu sözlerle bugün umudumuzu harmanlıyoruz. Böylesine bir meydan okuma bizim için bir dostun selamını 7 kat yerde de olsa almaktır. İlk maçta elimizden kaçırdığımız Arsenal’in karşısına çok zorlu bir atmosferde cebimizde biriktirdiğimiz hikayelerle ve umutla çıkıyoruz.
Teslim olmayan bir feda kuşağının ilk fedası; Şeref Bey ile geliyoruz.
Cemal Süreya’nın “Beşiktaş, sermayesi insan olan bir kulüp. O yarattı bunu.” dediği Baba Hakkı ile geliyoruz.
Beşiktaş’ın dervişi, son kaybımız Süleyman Seba’nın aziz hatıraları ile “eski dostlar” tadında geliyoruz.
“Üzerimde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim?” diyen Vedat kaptan ile geliyoruz.
Rıza Çalımbay’ın kapıcı kimliğiyle “sınıf kinimizle “geliyoruz.
Metin-Ali-Feyyazın yoldaşlığı ile geliyoruz.
“Biz buraya 80 kişi geldik 79 kişi dönmeyiz amirim!” diyen, deplasman otobüsünü “Beşiktaş komününe” çeviren Optik başkanın adaleti ile geliyoruz.
Ciğerlerimizin sevda ile patladığı, kapalının ortasından haykıran “son barikat Beşiktaş ulan" şiarıyla geliyoruz.
Vanlı çocuklar üşümesin diye sahaya atılan atkıların kardeşliğe uzanan köprüsüyle geliyoruz.
Zonguldak maden göçüğünden çıkan işçinin “Beşiktaş maçı kaç kaç?” özlemiyle geliyoruz.
Ağaçlı yolda; “ Hani Dolmabahçe’de yürürken..” melodisiyle geliyoruz.
Şairler parkında içilen sıcak biranın yarattığı dost meclisiyle geliyoruz.
Kalabalık geliyoruz, sağlam geliyoruz. Geçmişimizden kalan o şanlı mirasın özünü sahaya yansıtırsak yarın bu saatlerde halaya duracağız. Elensek de sahaya ruhunu yansıtanı “Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma!" diyerek karşılayacağımızı cümle alem biliyor. Varsın Şampiyonlar Ligi eksik olsun, sevdan derstir “hayat okulunda.” Haydi Karakartallar gökyüzü sizindi, meydan da sizin olsun!
“Bilge bir kuş gökyüzünde
bak ne diyor son sözünde
yıkılma öyle
haydi kalk ayağa
yürü güneşe”
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?