arkadaşım david'in memleketi. istanbul'da yaşıyor ve türk eşi var. güzel adam gerçekten.
scrabble'ın direkt türkçe versiyonu.
sanırım ilginç bir şekilde sözlük kullanıcılarının ilgisine mazhar olamamış oyun.
yok mu benden başka bu oyunu oynayan ?
yok mu benden başka bu oyunu oynayan ?
275. leveldan sonrası telefonda inşaat aşamasında olduğu için pc'den oynamaya devam ettiğim oyun
-değme pazarcılara taş çıkartacak şekilde hönkürmesi
-abd ile müttefik ( :p ) olması
-Türk düşmanı olması
-Dinden soğutması
ve daha bir sürü şey.
-abd ile müttefik ( :p ) olması
-Türk düşmanı olması
-Dinden soğutması
ve daha bir sürü şey.
bugün de ölmeyen akp genel başkanı. zira öleydi halay çekecek, nadiren olan şekilde sevinçten içecek, sokaklarda şarkı söyleyecektim
çok güzel bir video gerçekten. izledim ve kızıma da izlettireceğim bir süre sonra. zira yaşı itibariyle şu aralar bir çok şey anlık olup bitiyor hayatında.
sahada dursa rakipten iki kişiyi eksiltecek oyuncumuz. zira gölgesi bile korku filmi yaşatıyor rakiplere. şanssızlığı ve sakatlıkları olmasa bu sene rahatlıkla 20 golü geçecekti.
karnıma ağrılar girercesine güldüğüm yazıları olan karikatürist/yazar. çizgisi kalemi kadar kuvvetli olmamasına rağmen mükemmele yakın gözlem yeteneği ve irdelemeleriyle karikatürleri de zevk veriyor.
mafya ve beşiktaş ilişkisi çok eskilere dayanır. rahmetli mehmet üstünkaya kendi halinde bir işadamı değildi. mafyatik işleri olduğu bilinir, söylenir. daha sonraları mit kitaplarında da görüldüğü gibi devlet beşiktaş'ı mafyadan soyutlamak adına süleyman seba'nın başkanlığını desteklemiştir. hatta büyük başkan kazandığı ilk kongrede alaattin çakıcı ve adamlarınca korunmuştur. bundan büyük başkan'ın haberi yada isteği varmıdır bilinmez. lakin o gün salonda süleyman seba'ya herhangi bir hareket olmaması neticesinde alaattin çakıcı ve adamları da öne çıkmamıştır. mafya ile beşiktaş ilişkilerinin rahatsız edici boyuta ulaşması ise seba döneminde değil, sonrasında başlamıştır. zaten mafyavari tipler olan bazı tribün grupları taraftarlığı bambaşka bir boyuta taşıyarak tribün/kongre teröristi olmuştur. bunları zaten görsel ve yazılı medyadan hepimiz biliyoruz.
peki neden bu mafyatik tipler tribünde ve kongrelerde bu kadar öne çıkar oldular ?
bunun cevabı beşiktaş tribünlerinde gizlidir. ayrıştırılarak, başkalaştırılarak zayıflatılan büyük beşiktaş taraftarı artık birlikte hareket edemez oldu ve meydan bu çapulcu mafyatik tiplere kaldı.
sizce 2002 öncesindeki ( ama özellikle 2002'deki tribün [ trabzon'a 20 otobüsle deplasman yapılmıştı ve 1100 indirimli kombine alınmıştı ] ) tribün yani taraftar olsa bu mafyatik tipler beşiktaş'ın tribün yada kongresinde burunlarının ucunu gösterebilirlermiydi ?
kesinlikle hayır !
peki neden bu mafyatik tipler tribünde ve kongrelerde bu kadar öne çıkar oldular ?
bunun cevabı beşiktaş tribünlerinde gizlidir. ayrıştırılarak, başkalaştırılarak zayıflatılan büyük beşiktaş taraftarı artık birlikte hareket edemez oldu ve meydan bu çapulcu mafyatik tiplere kaldı.
sizce 2002 öncesindeki ( ama özellikle 2002'deki tribün [ trabzon'a 20 otobüsle deplasman yapılmıştı ve 1100 indirimli kombine alınmıştı ] ) tribün yani taraftar olsa bu mafyatik tipler beşiktaş'ın tribün yada kongresinde burunlarının ucunu gösterebilirlermiydi ?
kesinlikle hayır !
(bkz: (görsel: tomas sivok/@1))
entellerin kocakarı gibi yayılarak oturduğu kahveci. ( kahveci diyerek iyice bir aşağıladım sanırım )
eşim de çok sever bu mekanı ve "filanca bir kahve var süper, gel sana ısmarlıyım" demesiyle gittik ve mekana duhul ettiğimde insanların kahve almak için sıra beklediğini gördüm :o gözlerime inanamadım. sıradakilere bakınca "bedava ekmek var" desen sıraya girmeyecek tipler. neyse kahveleri getirdi benim hanım, içiyoruz.
eşim = e ben = b
b : ne özelliği var şimdi bu kahvenin ( şöyle öğrenme merakıyla bakan gözlerle )
e : süper değil mi ya, çok yoğun bir aroması var.
b : ....
e : nasıl beğendin mi ?
b : kahve işte :)
e : olur mu canım aroması çok yoğun, güzel değil mi ?
b : evde ben sana tchibo kahve yapardım, bir kaşık fazla attın mı onun da aroması yoğun olurdu
sonrasında eşim ve ben kahkaha tufanındayız tabii :)
eşim de çok sever bu mekanı ve "filanca bir kahve var süper, gel sana ısmarlıyım" demesiyle gittik ve mekana duhul ettiğimde insanların kahve almak için sıra beklediğini gördüm :o gözlerime inanamadım. sıradakilere bakınca "bedava ekmek var" desen sıraya girmeyecek tipler. neyse kahveleri getirdi benim hanım, içiyoruz.
eşim = e ben = b
b : ne özelliği var şimdi bu kahvenin ( şöyle öğrenme merakıyla bakan gözlerle )
e : süper değil mi ya, çok yoğun bir aroması var.
b : ....
e : nasıl beğendin mi ?
b : kahve işte :)
e : olur mu canım aroması çok yoğun, güzel değil mi ?
b : evde ben sana tchibo kahve yapardım, bir kaşık fazla attın mı onun da aroması yoğun olurdu
sonrasında eşim ve ben kahkaha tufanındayız tabii :)
23.02.1986 doğumlu basketbolcumuz. çok candan biri gibi görüyorum kendisini. ayrıca kendisi fenerbahçe'deyken de inönü stadının kapalısında görürdüm kendisini. has beşiktaşlı.
beşiktaşlı olmak gibidir. bazen sevinç, bazen keder içerir. nihayetinde güzeldir. hayatı yaşanılası kılar. hele ki benim gibi damarlarındaki kanın akış şiddetini ayarlayamayan biriysen, senin için olmazsa olmaz. hayatı ölmek için değil, yaşamak için tüketirsin. bela değil huzur ararsın.
hele bir de (vurgula: aşkın meyvesi çocuk) sahibi olursan, neden dünyaya geldiğini ve neden hayatın çilesini çekmen gerektiğini daha iyi anlarsın.
not : muhakkak aynı renklere gönül vermiş kişilerden seçin hayat arkadaşınızı, o zaman herşey daha güzel olur. ( benim eşimin rahmetli babası, benim tribünde yanında yetiştiğim abilerin yoldaşıymış, bunu da evlenmek üzereyken öğrendim. nur içinde yatsın kayınbabam )
hele bir de (vurgula: aşkın meyvesi çocuk) sahibi olursan, neden dünyaya geldiğini ve neden hayatın çilesini çekmen gerektiğini daha iyi anlarsın.
not : muhakkak aynı renklere gönül vermiş kişilerden seçin hayat arkadaşınızı, o zaman herşey daha güzel olur. ( benim eşimin rahmetli babası, benim tribünde yanında yetiştiğim abilerin yoldaşıymış, bunu da evlenmek üzereyken öğrendim. nur içinde yatsın kayınbabam )
beğenerek ve severek izlediğim dizi.
Lakin 26. bölümdeki adliyede geçen baba-oğul sahnesi nedir öyle arkadaş ya ? içim şişti, gözlerim doldu. dizideki salih/mahir yani kenan imirzalıoğlu her projesinde çalıştığı birbirinden kaliteli üstadlarla her projede kalitesine yeni payeler ekliyor. takdirle ve severek izliyorum kendisini.
Lakin 26. bölümdeki adliyede geçen baba-oğul sahnesi nedir öyle arkadaş ya ? içim şişti, gözlerim doldu. dizideki salih/mahir yani kenan imirzalıoğlu her projesinde çalıştığı birbirinden kaliteli üstadlarla her projede kalitesine yeni payeler ekliyor. takdirle ve severek izliyorum kendisini.
15 nisan 2009 günü, hayatımın anlamı, aşkı, dünyalar güzeli kızımın dünyaya gelmesiyle edindiğim ünvan.
her (vurgula: adam)ın muhakkak yaşaması gereken duyguları içinde barındırır. hele ki beşiktaş'lıysan hali hazırdaki duygusallığın tavan yapar. yavruna bakarken yada onu değişik bir haliyle görünce duygulanır, ağlamaklı olursun. yada ben öyle oluyorum en azından.
baba ünvanını alınca baba'nın değeri de bir başka oluyor tabii. kendi babanın sana davranışları, yaşadıklarınız sık sık geliyor aklına. ve babana duyduğun sevgi, saygı katlanarak artıyor.
her (vurgula: adam)ın muhakkak yaşaması gereken duyguları içinde barındırır. hele ki beşiktaş'lıysan hali hazırdaki duygusallığın tavan yapar. yavruna bakarken yada onu değişik bir haliyle görünce duygulanır, ağlamaklı olursun. yada ben öyle oluyorum en azından.
baba ünvanını alınca baba'nın değeri de bir başka oluyor tabii. kendi babanın sana davranışları, yaşadıklarınız sık sık geliyor aklına. ve babana duyduğun sevgi, saygı katlanarak artıyor.
maç saatini anlamakta güçlük çektiğim maç. önemli ve izlenesi tüm maçlar 20-20.30 aralığında oynanırken bu neden 19.00'da ?
akraba evliliği ürünü olma olasılığı yüksek kişi.
yetenekleri tartışılmaz oyuncumuz. samet aybaba gökhan süzen transferi ile kulübü kazıklatacağına bu çocukta ısrar etse ne kaybederdik ?
feda sezonu böyle mi olmalıydı ? takıma kazandırılan bir tane genç yeteneğimiz var mı ? önümüzdeki sene "bu çocuk kesin 11 oynar" diyeceğimiz bir tane altyapı orjinli gencimiz var mı ? feda sezonu demek escude, uğur boral, niang, gökhan süzen gibilerini takıma doldurmak mıdır, yoksa aynı mevkilerde oynayabilecek en az 5-6 genç oyuncuyu ısrarla denemek midir ?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?