confessions

batistuta

3. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 152
  2. takipçi 0
  3. puan 6825

oktay derelioğlu

batistuta
yeni neslin futbol yorumcusu kimliğiyle tanıdığı, beşiktaş tarihinin en yetenekli ama bir o kadar bahtsız forveti. eto'o bitmiş vakası, talihsiz maç yorumları oktay'ı olduğundan değersiz gösterse de attığı gollerle şifo mehmet'le beraber benim çocukluk kahramanımdır. mehmet ağarlı, fatih terimli, haluk ulusoylu, vahap beyazlı galatasaray'a kafa tutan çocukların umut ışığı olmuştur zamanında. belçika'ya attığı gol efsanedir ve bir blog yazısında yazdığı gibi oktay'ın hayatının özetidir. oktay o golde topu orta sahadan almış, kafasını kaldırmış ama yardım edecek kimseyi bulamamış, rakiplerini birer birer geçip golünü atmıştır. eşinin intiharı, serdar topraktepe ile yaşadıkları, beşiktaş'tan kovulması, hepsi bu golde saklıdır aslında.

şampiyon beşiktaş

batistuta
feda sezonuydu. kaçınca hafta hatırlamıyorum ama fenerbahçe deplasmanına çıkmıştık. sol bekte escude oynuyor, yedekte hasan türk, batuhan karadeniz, mehmet akyüz gibi isimler bekliyordu. bu kadar güçsüz bir kadro ile en son tigana döneminde fenerbahçe deplasmanına gitmiş, 0-0 ile dönmüştük. bu maçtan da ümitliydim ama işler yolunda gitmedi. escude'nin oynadığı kanat otobana döndü ilk yarı 2-0 gerideydik, takımın yürümeye hali kalmamış üstüne veli kavlak kırmızı kart görmüştü. maçı yarıda bırakıp dışarı çıktım. leeds united, liverpool maçlarını izlemiş biri olarak hiç bu kadar ümitsiz hissetmemiştim. beşiktaş sanki bir daha asla güçlü olamayacaktı.
bugün stadımızla, güçlü kadromuzla, güçlü yönetimimizle, güçlü taraftarımızla şampiyonluğa koşuyoruz. en çok biz bekledik, en çok biz hak ettik, beşiktaş'ın çocukları olarak en güzel bizler sevdik. nice başarılara güçlü beşiktaş'la.

zeki önder özen

batistuta
atletik departman, gönüllü scout, pilot takım, performans laboratuvarı, soğuk oda, jira eğitimi ve daha bir çok projesi gidişiyle beraber yarım kalmıştır.

ama çok bilmişler ısrarla gelip buraya dany yazar.

zeki önder özen

batistuta
istifası ile beşiktaş'ın geleceğine dair ümitlerimi söndürmüş futbol adamı. futbol şubesine getirmeye çalıştığı anlayış beşiktaş'a, türk futboluna uymamıştır. kendisine yapılan eleştirilerin sadece transferler üzerinden yapılması da bu anlayışın tezahürüdür.

güçlü ekonomi, gerçek profesyonellerden oluşan organizasyon ve zaman başarılı olması için gerekenlerdir. beşiktaş'ta hangisi var sorusunun cevabı malumdür.

güle güle güzel insan, birgün tanışabilmek dileğiyle.

edit: evet yanıldım, ne mutlu ki yanıldım. beşiktaş önder özen'den güç kaybetmedi. daha akıllı transferler yaptı. önder özen biraz mfö'nün ali desidero şarkısı gibi. "teori desen zehir gibi ama pratikte sallanmakta."

mehmet demirkol

batistuta
şu yazdıkları ile medyadaki önder özen algısını ortaya koymuş adam. dikkatli okunmalı.

"Dany transferi Beşiktaş’ta bu kararı verenler için imkansız bir görevdi. Özen ve Bilic ikilisinin ‘ayakkabılarını alıp gelecek’ açıklaması zihin açıcı bir basitlik içeriyor kuşkusuz. Temel olarak mantıklı. Ancak bu durum kiralık anlaşması için geçerli olamaz. Dany’yi transfer edebilirsiniz, ancak kontratıyla olmak kaydıyla. Beşiktaş’ın Dany’ye inanması normal. Zaten onu gönderen Galatasaray’ın yerine Burdisso’yu bulabilmiş olması da bunun bir göstergesi. Ara sezonda yüksek kalibrede hemen uyum sağlayabilecek stoper bulmak zordur. Ligi, kulübü, temel rakibi tanıyan, konuya tümüyle hakim olmuş bir oyuncuyu şehir içinden almak anlaşılabilir. Ancak kiralık zor. Çünkü oyuncunun bir kimlik ve adanmışlık sorunu yaşaması kaçınılmazdır.
Önder Özen ve Bilic, sadece oyuncuyu düşünemez, kulübü de düşünmek yetmez, hamlelerin kendi açılarından ne gibi sonuçlar doğuracağını da düşünmek zorundalar. Çünkü en iyi kendileri biliyor ki yerleri sağlam değil...

(vurgula: Taraftar onları ne kadar sevse de Beşiktaş’ın temel dinamiklerini oluşturan potansiyel teknik adamların onlarla büyük sorunları var. Bunların çoğu televizyonda, gazetelerde yorum yapmalarına rağmen bir meslek seçimi yapmış değiller. Kulüp ve yorum dünyası arasında geçişler yapıyorlar. Para daha çok nerdeyse onlar da orada. Ve, ne Önder Özen ne Bilic oraya hak görülmüyor.

Maaşı bile problem


Bununla kalmıyor... Önder Özen’in yaptığı işi yıllık 500 bin TL’nin altında yapıyor olması bile sorun. Çünkü potansiyel maaşı düşürüyor. Bu orayı hedefleyenler için kabul edilemez bir durum. Özen maç primi de almıyor. Bunu özellikle kendisi istedi. Bu da kabul edilemez. Zira işin önemi ve değeri düşüyor. Bunca eski futbolcu varken onun bu işi yapması zaten kabul edilemeden, kapıları tamamen menajer listelerine kapatmış olmadıysa onlar için işi iyice yapılamaz hale getiriyor. Özen’in bu şartlarda başarılı olması çok yağlı bir kapının ilelebet kapanması demek. Bu şartlarda Dany hamlesi imkansız bir görevdir.

Çünkü Dany kariyer zirvesini yapsa da yetmeyeceği, kendisini beğendiremeyeceği kesindi en başından bu yana.
Çünkü Dany bizim Beşiktaş’ı gördüğümüz gibi göremez. Drogba’yla Şampiyonlar Ligi’ne Arena’ya çıkarken, stadı ve yıldızı olmayan Beşiktaş’a bizim verdiğimiz değeri veremez.
Özen-Bilic ikilisinin bu transferde oyuncu, takım ve kulüp açısından, futbol gerçekleri çerçevesinde yaptığı değerlendirmeyle çıkan sonuç doğru olabilir. Ancak kendi kariyer penceresinden bakıldığında bu imkansız bir görevdi. Ve bu Dany sezon bitmeden kendini imha etti...)

İşin kötüsü etmese ve en iyisini yapsa da yetmeyecek, bu hamleden Özen ve Bilic’in hanesine artı puan yazmayacaktı."

yazının tamamı için:http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/mehmet-demirkol/imkansiz-gorev/369386

rüzgar sağnak

batistuta
kendisi futbol tillahıdır. zaten güzel ülkemin yüzde doksanı futbol tillahıdır. twitter'da günde yaklaşık 10 tane tespit yapar. bu tespitleri yaratıcıdr, okuması eğlencelidir ama tabelacı bir beşiktaşlı'nın kaleminden çıkma olduğu için gündeme göre şekil alır. tillahım diyorsan tabeladan sonra konuşmayacaksın, tabela oluşmadan yap tespitlerini de bir anlamı olsun tillah abim.

slaven bilic

batistuta
mağlubiyetlere, puan kayıplarına bizim kadar belki bizden daha çok üzülen bir teknik adam. bu lanet futbol ikliminde ışıldayan bir adam slaven bilic. maçtan sonra onun halini görünce üzüntüm bir kat daha arttı ama sonra gurur duydum bu güzel adamla. iyi ki varsın slaven bilic, iyi ki bizimlesin. her şey güzel olacak, inancımızı kaybetmeyeceğiz eminim seninle gelecek başarılar. nasıl şimdi üzüntüden gözlerin dolduysa o zaman da mutluluktan gözlerimiz dolacak.

ibrahim toraman

batistuta
kaptanlığını yaptığı sürece beşiktaş futbol takımında "bütünleştirici" değil "ayrıştırıcı" işler yapmış futbolcu. takımdaki arkadaşlığa bakıyorum ve uzak dur toraman diyorum sadece.

22 şubat 2014 galatasaray beşiktaş maçı

batistuta
değil final paslarını, yarı final paslarını bile doğru düzgün yapamadığımız için kaybettiğimiz maç. bunda oğuzhan'ın tek idmanla maça çıkmasının ve fernandes'in oynadığı bölümde yine etkisiz kalmasının payı büyük. olcay ve gökhan'ı etkisiz kalmasının sebebi ise ceyhun ve melonun stoperlere yakın oynamasıydı bu aynı zamanda almeida'nın bazı pozisyonlarda iki-üç kişiyle marke edilmesine sebep oldu.

gs geçen hafta antalya'ya puan kaybettiği için bu mağlubiyet bizi fazla yıpratmaz, en azından 2. olma mücadelesinde fazla yıpratmaz.

kalecilerimize de geçmiş olsun ikisi de güven verdiler kalede. mehmet demirkol'un yazdığı gibi tolga'nın gözündeki problem tutulan lazerden kaynaklanıyorsa, lazer silah kabul edilmeli ve lazeri tutan ergen ruhlu dümbük yargılanmalı.


michael eneramo

batistuta
bedelsiz gönderilmesini anlamadığım futbolcu. zaten yarım sezon yatarak 600.000 euro kazandı. şimdi karabük'te oynayacak parasını biz verecez. hayır kurumu muyuz arkadaş. anadolu takımlarına bedava oyuncu vermekten gına geldi artık. şimdi sen karabük'ten eneramo'ya paralel bir futbolcu transfer etmeye kalksan oyuncunun ismi cinsi uyruğu fark etmeden 2 milyon euro'dan kapı açarlar. transferden sorumlu yöneticilere yazıklar olsun. bizler lisanslı ürünle takıma para kazandırma derdinde olalım, sizin yaptığınıza bakın. oyuncunun talibi olmasa bedavaya gönderilmesini bir nebze anlarım ama adama süper lig takımlarının neredeyse yarısı talipti.

eneramo'ya karabükspor'da oynarken vereceğimiz para yaklaşık 1.8 milyon. o da eşittir yaklaşık 17.000 forma parası. forma gelirlerinin yarısı kulube kaldığına göre 34.000 forma parası karabük ve eneramo'ya gitti. çok güzel.

edit; biraz hesaplayan adamlar modunda entry olmuş ama durum bu arkadaşlar.

akp cemaat savaşı

batistuta
ciddi bir kutuplaşma yaratmıştır. sonucunu kestirmek çok güç. ilk defa muhafazakar blok birbirine cephe aldı. daha önce milli görüş harekatının yenilikçi-gelenekçi bölünmesi siyasi düzlemde ayrılık getirse de, seçmen bazında muhafazakar bloğa ciddi bir güç kattı. şimdi ise hem politik zeminde hem de akp seçmenleri ile cemaatçiler arasında ayrışma var.

zeki önder özen

batistuta
bugüne kadar hep yapmak istediklerini yani yapacaklarını anlatan adam. bu akşam umarım yaptıklarını anlatır zira herkes merak ediyor; atletik departman, scouting vs. gibi projeleri ne durumda. Hoş 6 ayda ne yapılabilir o ayrı ama bir çok projenin startı verilmiştir umarım.

ayşen

batistuta
çok ama çok güzel bir orhan gencebay şarkısı, cemal safi şiiri.

öncelikle alın teri değil copy paste.

iklimler çileme çare bulmuyor.
Mevsimler halimi sormuyor Ayşen...
Sakiler derdime derman olmuyor.
Şarkılar yaramı sarmıyor Ayşen...

Ilkbahar, yaz derken hazanım soldu.
Murada ermeden miyadIm doldu.
Kalb gözüm, ellere bakar kör oldu.
Senden başkasını görmüyor Ayşen...

Hasretin tüketti bütün varımı,
Seraba döndürdü hülyalarımı,
Ne kadar süslesen rüyalarımı,
Sabahlar hayıra yormuyor Ayşen...

Ağlarsan, matemin yağar geceme,
Gülersen, mehtabın doğar geceme, ;
Lale devri geldi gönül bahçeme,
Senden gayri çicek girmiyor Ayşen...

Kapattın gönlümün sevinç yönünü,
Ümidim görmüyor sensiz önünü,
Takvimler bilmiyor dönüş gününü,
Saatler vuslatI vurmuyor, Ayşen...

Feleğe isyanım arttı gitgide,
Gençliğim su gibi aktı gitti de,
Ömrümü ellere sebil etti de,
Bana bir damlanı vermiyor Ayşen...

Ardından çilemem, çağlamam diye,
Yas tutup karalar bağlamam diye,
Kaç kez and içtiler ağlamam diye,
Gözlerim sözünde durmuyor Ayşen...

Ey alev yanaklım, volkan dudaklım,
Ne bir yalanım var, ne gizlim, ne de saklım,
Her şeye erdi de zavallı aklım,
Seni unutmaya ermiyor Ayşen...

Dostlarım namıma Ferhat dese de,
Ruhum aşk elinden imdat dese de,
Kör şeytan resmini yırt at dese de,
Ellerim bir türlü varmıyor Ayşen...

şiirin hikayesi de şiir gibi acıklı. cemal safi'nin yeğeni, ayşen diye birisiyle evlenme arefesinde ayrılmak zorunda kalır. ayşen ağır bir hastalığa yakalanır ve artık yürüyemeyeği için aileler evliliklerine karşı çıkar. yeğeni durumu cemal safi'ye ağlayarak anlatır ve cemal safi yeğenin duygularına böyle tercüman olur.

0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol