yeni bir sezona başlamadan önce verdiğimiz sakatlar kervanına katılan futbolcumuz. inşallah önemli bir sakatlık değildir.
beşiktaş'da görmemiz için uyku saatlerimizi biraz artırmamız gerekir. çünkü bu yönetimle böyle futbolcuları ancak rüyamızda görürüz.
kulübün başında olduğu süre boyunca ligde üçüncülük, kupa da ise gruplar sonrası ikinci lig takımlarına elenmekten ileri gidememiştir.
son saniyede atılan bir golle kazanılan tek bir derbi maçı vardır.
yabancı sınırı daralacak denip, buna göre yapılanmaya başladıktan sonra tamamen rakiplerin işine yarayacak olan yabancı sınırının kaldırılmasında imzayı ilk atanlardan olmuştur.
beşiktaş'ın en önemli taraftar gruplarından çarşı'ya her fırsatta giydirip, beşiktaş'ı sürekli itin götüne sokan aziz yıldırım'a tek bir kelime bile etmeyip, kulübün resmi web sitesinden de fenerbahçe lehine bir çok mesaj yayınlamıştır.
stat konusunda taraftara sürekli yalan söylemiştir. bunu da sponsorlardan para koparmak için yaptığını açık açık beyan etmiştir. o coğrafi konumdaki bir stadın yapımının uzaması kabul edilebilir ancak beşiktaş taraftarını aptal yerine koymak kabul edilemez. adam gibi "2020 yılında bitecek, elimizden gelen bu" dersin kimse itiraz etmez.
2 yıldır çöl bedevileri gibi oradan oraya savrulan futbol takımının iç saha problemini çözememiştir. beşiktaş futbol takımı, iç saha maçlarını rakiplerin istediği statlarda oynayan bir takım haline gelmiştir.
verdiği transfer demeçleriyle beklentileri çok yükseltmiş, fakat bu beklentilere ligi 10. sıra civarında tamamlayan bir takımın bekini alarak cevap vermiştir.
stada hiçbir katkısı olmayan vodafone, sayesinde beşiktaşı resmen kullanmıştır. söz konusu firma, 15 yıllık stat ismi kullanım hakkından dolayı ödeyeceği toplam ücretten çok daha fazlasını ilk iki yıl içinde beşiktaş üzerinden yaptığı reklamlarla fazla fazla çıkarmıştır. ancak ne stadın yapımına, ne de transferlere hiçbir katkısı olmamıştır. sadece geçtiğimiz sezon[ybkz]swh[/ybkz] ingiliz takımlarıyla yaptığımız maçlarda yapılan reklam bile adamları ihya etmiştir.
hakemler yüzünden kaç puanımız gitti? yine onlar sayesinde diğer iki sikik kaç puan aldı? bir derbide demba ba kale sahası içinde resmen kündeye geldi. rakip takımın teknik direktörü ispitledi diye aynı derbi öncesi en önemli oyuncularımızdan biri kırmızı kart gördü. kendisi 3 maç ceza aldı, 20 numara ne bok yemişti hatırlamıyorum ama (buna benzer birşeydi sanırım) o 1 maç ceza aldı. yine başka bir derbi öncesi, penaltı atışı sırasında sırf çizgiye bastı diye başka bir oyuncumuzu da attılar. tüm bunlardan sonra hala "hakemlerimiz çok iyiler, rererö" şeklinde açıklamalar yaptı.
geçtiğimi sezon[ybkz]swh[/ybkz] stadımızın ligin ikinci yarısına yetişeceği söylentileri vardı. beşiktaş derbilerde iç saha avantajını kullanamasın diye hepsini ligin ilk yarısında oynattılar. ne tesadüftür ki aynı söylenti bu sezon[ybkz]swh[/ybkz] için de var ve beşiktaş yine aynı fikstürü çekti. beşiktaş'ın maddi ve manevi haklarını hiçbir zaman başarılı bir biçime savunamadı.
böyle uzar gider bunlar. sonra eleştirince ergen oluyoruz, adalısporlu, q7sporlu oluyoruz. ne çarşı grubuna mensubum, ne adalı hayranıyım ne de q7 aşığıyım. hayatımda bir kez olsun bir beşiktaş maçına ücretini ödemeden gitmedim. yani nemalananlardan da değilim. sadece bu iki boyalının yanında taraftar olarak desteklediğim takımın ezilmesini daha fazla kaldıramayan bir beşiktaş'lıyım.
son saniyede atılan bir golle kazanılan tek bir derbi maçı vardır.
yabancı sınırı daralacak denip, buna göre yapılanmaya başladıktan sonra tamamen rakiplerin işine yarayacak olan yabancı sınırının kaldırılmasında imzayı ilk atanlardan olmuştur.
beşiktaş'ın en önemli taraftar gruplarından çarşı'ya her fırsatta giydirip, beşiktaş'ı sürekli itin götüne sokan aziz yıldırım'a tek bir kelime bile etmeyip, kulübün resmi web sitesinden de fenerbahçe lehine bir çok mesaj yayınlamıştır.
stat konusunda taraftara sürekli yalan söylemiştir. bunu da sponsorlardan para koparmak için yaptığını açık açık beyan etmiştir. o coğrafi konumdaki bir stadın yapımının uzaması kabul edilebilir ancak beşiktaş taraftarını aptal yerine koymak kabul edilemez. adam gibi "2020 yılında bitecek, elimizden gelen bu" dersin kimse itiraz etmez.
2 yıldır çöl bedevileri gibi oradan oraya savrulan futbol takımının iç saha problemini çözememiştir. beşiktaş futbol takımı, iç saha maçlarını rakiplerin istediği statlarda oynayan bir takım haline gelmiştir.
verdiği transfer demeçleriyle beklentileri çok yükseltmiş, fakat bu beklentilere ligi 10. sıra civarında tamamlayan bir takımın bekini alarak cevap vermiştir.
stada hiçbir katkısı olmayan vodafone, sayesinde beşiktaşı resmen kullanmıştır. söz konusu firma, 15 yıllık stat ismi kullanım hakkından dolayı ödeyeceği toplam ücretten çok daha fazlasını ilk iki yıl içinde beşiktaş üzerinden yaptığı reklamlarla fazla fazla çıkarmıştır. ancak ne stadın yapımına, ne de transferlere hiçbir katkısı olmamıştır. sadece geçtiğimiz sezon[ybkz]swh[/ybkz] ingiliz takımlarıyla yaptığımız maçlarda yapılan reklam bile adamları ihya etmiştir.
hakemler yüzünden kaç puanımız gitti? yine onlar sayesinde diğer iki sikik kaç puan aldı? bir derbide demba ba kale sahası içinde resmen kündeye geldi. rakip takımın teknik direktörü ispitledi diye aynı derbi öncesi en önemli oyuncularımızdan biri kırmızı kart gördü. kendisi 3 maç ceza aldı, 20 numara ne bok yemişti hatırlamıyorum ama (buna benzer birşeydi sanırım) o 1 maç ceza aldı. yine başka bir derbi öncesi, penaltı atışı sırasında sırf çizgiye bastı diye başka bir oyuncumuzu da attılar. tüm bunlardan sonra hala "hakemlerimiz çok iyiler, rererö" şeklinde açıklamalar yaptı.
geçtiğimi sezon[ybkz]swh[/ybkz] stadımızın ligin ikinci yarısına yetişeceği söylentileri vardı. beşiktaş derbilerde iç saha avantajını kullanamasın diye hepsini ligin ilk yarısında oynattılar. ne tesadüftür ki aynı söylenti bu sezon[ybkz]swh[/ybkz] için de var ve beşiktaş yine aynı fikstürü çekti. beşiktaş'ın maddi ve manevi haklarını hiçbir zaman başarılı bir biçime savunamadı.
böyle uzar gider bunlar. sonra eleştirince ergen oluyoruz, adalısporlu, q7sporlu oluyoruz. ne çarşı grubuna mensubum, ne adalı hayranıyım ne de q7 aşığıyım. hayatımda bir kez olsun bir beşiktaş maçına ücretini ödemeden gitmedim. yani nemalananlardan da değilim. sadece bu iki boyalının yanında taraftar olarak desteklediğim takımın ezilmesini daha fazla kaldıramayan bir beşiktaş'lıyım.
galatasaray'lıların, kendi takımlarına transferinin çok yakın olduğu düşündükleri oyuncu.
artık nefes darlığı çekmeme neden olan.
bırakayım, bir süre ilgilenmiyim diyorum ama dayanamıyorum. yataktan kalktığımda ilk işim bilgisayara yapışıp buralara bakmak.
bırakayım, bir süre ilgilenmiyim diyorum ama dayanamıyorum. yataktan kalktığımda ilk işim bilgisayara yapışıp buralara bakmak.
zemin hakkında çok detaylı bir röportaj.
http://haber.besiktasarena.com/vodafone-arena-hibrit-cim.html
http://haber.besiktasarena.com/vodafone-arena-hibrit-cim.html
transferinin bittiği haberleri gelen eski futbolcumuz.
aklını başına alıp futbol oynayacaksa ne ala. ama birinci bölümün devamını izleyeceksek yazık ki ne yazık verilen emeklere.
aklını başına alıp futbol oynayacaksa ne ala. ama birinci bölümün devamını izleyeceksek yazık ki ne yazık verilen emeklere.
katar merkezli bein medya grubu tarafından satın alınmıştır.
http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1102761-digiturk-satildi
(bkz: bein sports)
düzenleme: haber linki
http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1102761-digiturk-satildi
(bkz: bein sports)
düzenleme: haber linki
sabah 8:00 akşam 5:00 çalışma düzeniyle fenev derbisine yetiştirilmeye çalışılan stadımız.
yaya geçitlerinin yok sayılmasıdır.
satıldı sandığım "oyuncu"muz. bildiğin eşek şakası işte. ayıptır...
tam bir beceriksizlik örneği.
lan kuruyemişle transfer mi olur? 1 kilo fıstıklı baklava, 1 kilo da kestane şekeri götürseniz olacaktı hal bu ki. nasıl aklınıza gelmedi bunlar?
remy de beyaz eti çok seviyormuş. yaptırın yengeye bir tabak çerkes tavuğu, şöyle bol cevizli, en azından aynı hatayı yapmayın. bana da fındıkla gelseniz beşiktaş'ı çok sevdiğim halde ben de oynamam yani kusura bakmayın...
lan kuruyemişle transfer mi olur? 1 kilo fıstıklı baklava, 1 kilo da kestane şekeri götürseniz olacaktı hal bu ki. nasıl aklınıza gelmedi bunlar?
remy de beyaz eti çok seviyormuş. yaptırın yengeye bir tabak çerkes tavuğu, şöyle bol cevizli, en azından aynı hatayı yapmayın. bana da fındıkla gelseniz beşiktaş'ı çok sevdiğim halde ben de oynamam yani kusura bakmayın...
omurga abidesi.
http://i.hizliresim.com/5dAPRj.jpg
http://i.hizliresim.com/5dAPRj.jpg
zamanında, hasta yatağında yatarken transfer edilerek bir anlamda beşiktaş tarihine geçmiş futbolcu.
30 yaşına gelmiş, hull city takımında 15 maçta 5 gol atmış, bak hull city'de 15 maçta 5 gol atmış, böyle bir takımda bile 15 maça çıkabilmiş bir oyuncuyu demba ba'nın yerine transfer etme çabasındaki başkanımız.
beşiktaş'lı karakteriniz öylesine ezilmiş ki beşiktaş'a adam gibi futbolcuları yakıştıramıyorsunuz. böyle sivasspor, gaziantepspor transferlerini beşiktaş için başarılı transfeler olarak görüyorsunuz. "demba ba'da da aynısı oldu, 5'e aldık 10'a sattık" diyeceksiniz ancak söz konusu bu iki futbolcuyu bir tutmak özür dilerim ama biraz aptallıktır. adam gidip selçuk şahin'i, sabri sarıoğlu'nu getirse "helal başkanım çok büyük transfer" diyeceksiniz. hakkaten beşiktaş'ın düşmanları dışarıda değil içeride.
arkadaşlar başarı, başarı alışkanlığı olan oyuncularla gelir. ama öylesine alışmışsınız ki artık ligi üçüncü bitirmek size normal geliyor. ben yıldız meraklısı değilim, serdal adalı sempatizanı hiç değilim. hayatımda bir kere bile ücretini ödemeden bir beşiktaş maçına gitmedim. sadece ne istediğini bilen bir beşiktaş taraftarıyım.
benim çocukluğumda beşiktaş sürekli kazanmak için oynardı, şimdilerde ise o çok desteklediğiniz başkanımızın demeciyle "şampiyonluğun sahasından geçtiği bir takım" oluverdi. işin kötüsü taraftarı da o kazanan kimliğini kaybetti.
ben demiyorum ki rvp gibi bir futbolcuya milyonlar döksün de artık kaymak üzere olan bir yıldız transferi yapsın. ama şu sevilla'ya giden ukraynalı, remy, lukaku tarzı oyuncular için paraya kıysın bir zahmet. ancak bu tip oyuncularla bir porto, bir atl. madrid, bir bvb kulüpleri gibi sıçramalar yapabiliriz. düşünsenize 2 senede bir şampiyon olup, ligi her sene ilk 2 içinde bitirdiğimizi. elde edilecek geliri. zor bir şey değil bu. boyalıların her sene yaptığı şey. 11 sezonda 5 şampiyonluk kazandı bu kulüp zamanında. tek başına, o dönemin toplam şampiyonluklarının yarısını almış neredeyse. ama işte tüm bunlar kazanmayı bilen, son dakikasına 1-0 önde girdiğin maçın skorunu tutabilecek, rakibin anlamsız tahriklerine kanmayacak tecrübedeki oyuncularla olur.
tamam ben de sevinmek için sevmedim ama sikilmek için de sevmedim arkadaşım. ben de ligin sonunda arabama bayrağımı bağlayıp sokaklara çıkmak istiyorum. önceden şerefli ikinciliklerle gurur duyardık. şimdi şerefli üçüncülüğe terfi ettik. şerefinin amk ya uyanın artık!
beşiktaş'lı karakteriniz öylesine ezilmiş ki beşiktaş'a adam gibi futbolcuları yakıştıramıyorsunuz. böyle sivasspor, gaziantepspor transferlerini beşiktaş için başarılı transfeler olarak görüyorsunuz. "demba ba'da da aynısı oldu, 5'e aldık 10'a sattık" diyeceksiniz ancak söz konusu bu iki futbolcuyu bir tutmak özür dilerim ama biraz aptallıktır. adam gidip selçuk şahin'i, sabri sarıoğlu'nu getirse "helal başkanım çok büyük transfer" diyeceksiniz. hakkaten beşiktaş'ın düşmanları dışarıda değil içeride.
arkadaşlar başarı, başarı alışkanlığı olan oyuncularla gelir. ama öylesine alışmışsınız ki artık ligi üçüncü bitirmek size normal geliyor. ben yıldız meraklısı değilim, serdal adalı sempatizanı hiç değilim. hayatımda bir kere bile ücretini ödemeden bir beşiktaş maçına gitmedim. sadece ne istediğini bilen bir beşiktaş taraftarıyım.
benim çocukluğumda beşiktaş sürekli kazanmak için oynardı, şimdilerde ise o çok desteklediğiniz başkanımızın demeciyle "şampiyonluğun sahasından geçtiği bir takım" oluverdi. işin kötüsü taraftarı da o kazanan kimliğini kaybetti.
ben demiyorum ki rvp gibi bir futbolcuya milyonlar döksün de artık kaymak üzere olan bir yıldız transferi yapsın. ama şu sevilla'ya giden ukraynalı, remy, lukaku tarzı oyuncular için paraya kıysın bir zahmet. ancak bu tip oyuncularla bir porto, bir atl. madrid, bir bvb kulüpleri gibi sıçramalar yapabiliriz. düşünsenize 2 senede bir şampiyon olup, ligi her sene ilk 2 içinde bitirdiğimizi. elde edilecek geliri. zor bir şey değil bu. boyalıların her sene yaptığı şey. 11 sezonda 5 şampiyonluk kazandı bu kulüp zamanında. tek başına, o dönemin toplam şampiyonluklarının yarısını almış neredeyse. ama işte tüm bunlar kazanmayı bilen, son dakikasına 1-0 önde girdiğin maçın skorunu tutabilecek, rakibin anlamsız tahriklerine kanmayacak tecrübedeki oyuncularla olur.
tamam ben de sevinmek için sevmedim ama sikilmek için de sevmedim arkadaşım. ben de ligin sonunda arabama bayrağımı bağlayıp sokaklara çıkmak istiyorum. önceden şerefli ikinciliklerle gurur duyardık. şimdi şerefli üçüncülüğe terfi ettik. şerefinin amk ya uyanın artık!
beşiktaş'ın başına gelmiş en büyük bela. demirören'den bile beter çünkü demirören ne yaptıysa açık açık, yalan yanlış konuşmadan yaptı. bu hem yalancı hem de sinsi. ortaya kalbur üstü futbolcuların isimlerini atıp sonra da 2. lig topçularıyla görüşmeye başlıyor. ba'nın para kazandırarak gitmesine sevindik ama yerinin dolacağını düşüüyorduk. madem beceremeyecektiniz neden gönderdiniz adamı?
(bkz: dame n'doye)
(bkz: dame n'doye)
hayaller loic remy gerçekler ismini bile duymadığım vasat altı bir forvet. ba ve atınç transferlerindeki başarı tesadüften başka birşey değil. beşiktaş gibi bir kulübe 3 tane adam gibi futbolcu getirmek çok mu zor? şu yerin dibine batasıca stat bitsede kurtulsak sizden artık.
farkını yeni takımında da hemen ortaya koymuş eski teknik direktörümüz.
http://hizliresim.com/XvnbNO
http://hizliresim.com/XvnbNO
porto'daki ciddiyetiyle oynayacaksa bir dakika durmasın gelsin. ama derbilerden önceki maçlarda adamı geçemedi diye tekme atıp sorumsuzca kırmızı kart görecekse kalsın.
"koydunuz eşiğin amına eylediniz viran" şeklinde tabir edilerek yerlerde gezdiği açık bir şekilde anlaşılabilir. amk o kadar alıştırdılar ki artık hiç bir olumsuzluğa tepki göstermez oldum.
deseler ki "stat 2018 yılında açılacak daha öncesi mümkün değil", "isterse 2020'de bitsin" der normal karşılayanların arasına katılırım.
deseler ki "stat 2018 yılında açılacak daha öncesi mümkün değil", "isterse 2020'de bitsin" der normal karşılayanların arasına katılırım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?