augustus

maç izlerken bomonti. bambaşka.

hoş buluşlarını minnettarlığıyla gösteren yazar.

beşiktaşlılık ruhuna aykırı kaypak bir davranış olacaktır.

hakkında çıkan haberler bu olayın gerçek olacağını demirören'in beşiktaşı bırakıp tff adayı olacağını söyledi.bu olay tamamıyle kulüpler birliği denen olayın demirören üzerinde oluşan büyük bir göt kalkıklığından başka bir şey değildir. görünen bu göt kalkıklığı demiröreni öyle bir hale getirmiş ki adam futbolu büyük çıkmazdan kurtacağına inanıyor.

isminin hoşluğu oyununa yansıyan basketbolcumuz.

futbol takımı şampiyon olsa bu kadar çok sevinmezdim. başka dallarda aldığımı kupalar beşiktaş'ın bir futbol klubü değilde bir spor klubü olduğunun büyük göstergesidir. tebrikler kartalım

küçüklüğümün gizemli takımlarından biriydi. power rangers'la ikisinin arasında belli bağlantılar bulmaya çalışmıştım zamanında heyyyy gidi.

muhalif kesimde yer alan, kitap okumaktan nefret eden insanların sırf ibnelik olsun diye kitabını alacağı fakat hiç hem de hiç bir zaman kitabını bitiremeyeceği yazar.

her zaman dediğim ve dediğimden zerre kadar kuşku duymadığım bir şey söyleyeceğim bu maç için. morrison'un en skorer oyuncu olacağı maç.

winning eleven'ı 2000 yılında playstation 1 de oynamıştım ilk defa. o gün bugündür oynuyorum. o zaman japoncaydı her şeyi.

nedense çok şey beklediğim bir adam. edu dan çok daha iyi olduğuna eminim.

tutunamayanlar der, turgut der , selim der geçerim. yani bu adam hakkında , eserleri hakkında bir şey konuşamam sadece susarım ve o mükemmeliyeti hazmetmeye çalışırım. yapacak bir şeyim yok çünkü böyle bir insanüstü varlık karşısında.

(bkz: augustus )

piyasanın o soyguncu ve cıvaklaşmış halinden kurtulmuş,doğru yolu bulmuş insandır tiyatroyu sinemaya tercih eden insan.
tiyatronun sinemaya göre daha kaliteli bir yapısı olduğunu söyleyebilirim. örnek vermem gerekirse geçen hafta bir sinema filmi bir de tiyatro izledim. aradaki 2315412512421435363253241231423423523523 farkı siz bulun.

(bkz: rosenbergler ölmemeli) bu izlediğim tiyatro oyunuydu.

(bkz: berlin kaplanı ) bu da sinema filmiydi :S

geçen hafta pazar günü üsküdar muhipzade celal sahnesinde izlediğim tiyatro oyunudur. alain decoux'un eseridir. 80lerde devlet tiyatrolarında genco erkal tarafından sahneye konulmuştur. günümüzde ise öyle bir geçer zaman ki dizisinden hatırlanan( niye buradan hatırlandığı da ayrı bir tartışma konusu olur.) orhan alkaya tarafından sahneye konulmuştur.

tiyatronun içinde harika kamera teknikleriyle süslenen oyunu izlemenizi tavsiye ederim.
genel konusu,soğuk savaş döneminde abd'de yaşayan ethel ve julius rosenberg ikilisinin mccarthycilik politikasının kurbanı olup , casus damgası yiyip suçsuz yere idamlarıdır.

assassin creed revelations'un masyaf'ta geçen ilk bölümünde ezio'nun,masyaf anahtarları hakkında bilgi almak amacıyla peşine düştüğü templar generalini öldürdükten sonra söylediği söz rest in peace demesede requista in pace diye bu söz öbeğinin italyancasını sonundaki küfürle beraber hafızamıza kazır

kapalıçarşı dizisinde olgun şimşek harika söylemiştir.

edit: 79-74 beşiktaş milangaz galibiyetiyle sonuçlanmıştır. morrison 22 sayı atarak takımımızda en skorer oyuncu olmuştur. (yanılmamışım.)

eski adıyla q7 ve çetesiydi. şimdi fernandes'in parlamasıyla beraber q7 ve çetesi adından sonra portekizlilerin çetesi olduğunu düşündüğüm beşiktaşlı oyunculardır.

tabi bu çok yetenekli futbolculardan (quaresma,simao,almeida,bebe,sidnei,fernandes,alves) çok iyi bir takviye oldu denilebilir.fakat bu oyuncular beşiktaş'ta başlayan sorunların belkide en büyüğünü teşkil etmekte.bu sorunları değerlendirmekte fayda var. şimdi orada 2 oyuncuya bakarsanız disiplinsiz davranışları yüzünden daha önce oynadığı takımlarda istenmeyen adam pozisyonuna girmiştir.quaresma ve fernandes.

quaresma porto'daki macerasından sonra avrupa dikiş tutturamamış beşiktaş a gelince de çok iyi bir oyun sergilemiştir. fakat daha sonradan disiplinsiz davranışları sıkça baş göstermeye başlamıştır.
fernandes'ede bakarsak. bu adam valencia'ya 18 milyon euro'ya transfer olmuştur. fakat beşiktaş'a bundan daha küçük bir bedelle gelmiştir.burdan da anlaşılıyor ki valencia yönetimi iyi bir oyuncudan ziyade iyi bir karaktere de önem veriyormuş. fernandes takımımıza çok faydalı sahada harika bir oyun ortaya koyuyor. bunu kabul ederim fakat soyunma odasında ne gibi kaprisleri vardır bu beni düşündürür.

bunları bir kenara atarsak bir türk takımında yedi tane portekizli oyuncunun olması, ve bu oyuncuların diğer genç oyunlara nazaran kayırılması altyapıda büyük bir beşiktaş küslüğüne yol açabilir. eee biz 5 yıl sonra o altyapıdaki adamlarla kuracağız takımı. o zaman beşiktaşın takım ruhu mu olur böyle yaparsak. bence olmaz. ya zaten her şeyi bir kenara bırakırsak q7 ve çetesi gibi portekizlilerin çetesi gibi isimler takımda gruplaşma olduğunun büyük bir nişanesidir. ve üst üste alınmaya başlanan yenilgilerin , oynanan kötü,disiplinsiz futbolunda göstergesidir.

R.I.P

bilgisayar oyunu.türk yapımıdır.talewords'un yayıncılığıyla piyasaya sunulmuştur. milliyet gazetesinin haberine göre 3 milyon euro ciro yapmış 1 milyon satış rakamına ulaşmıştır.dünyanın en iyi 100 oyunu listesinde gösterilmektedir.

oyun kalradya adlı bir kıt'a da geçer. bu kalradya'da 4 tane krallık hüküm sürmektedir. biz ise kalradya'ya yeni gelen bir maceraperestizdir. ilerde kendimize güçlü ordular kurarak krallıklar arası savaşlara katılabilir. hangi krallıkla beraber savaşacağımızı seçebiliriz veya herhangi bir krallığın isyan birliklerine katılabilir o krallığa isyan ederek krallığı yeniden rejenaresyona sokabiliriz. tamamiyle seçimin size bırakıldığı güzel bir oyun olduğunu söyleyebilir ve tavsiye ederim.