Yeni albümü ile “dede mi oldum artık ki acaba” hissiyatına yuvarlayan üstad.
Yıl 1996.. Bir taşra belediyesinden 100 km mesafedeki büyükşehre gidiyoruz, üniversiteli olabilmek maksadıyla dershanelere.. Karga bokunu yemeden, etraf sislerle kaplıyken, uyanıp serviste yerimizi almışız her hafta sonu sabahı olduğu gibi..O zamanlarda da eline gitarı alan patlatıyor bir parça, çakıyor bir de dekolteli hatunlu klip, alıyor pop10’daki yerini. Namı diğer doksanlar.. Müzik piyasasının mitoz bölünerek çoğaldığı yıllar…“Hele bir anla” diye hönküren abimizi o senelerde tanıyorum ilk kez.
Sonraları üniversite için İstanbul’a düşüyor yollar. Ruh, daha da bir asileşiyor, serde Beşiktaşlılık da var, dinlenen parçalar, daha bi sertleşiyor.Uzunca bir süre yaptığı işleri dinleme isteği bile duymamışken,aradan yıllar da geçmişken, bir Metallica, Muse konseri sonrası, sakince evde yorgunluk atarken shuffle hatırlatıyor, mest olma hali…2013 sonbaharı mevsimsel olarak melankoli yaşatmamışken, ilaç oldu bu albüm, dinlemeye başlamamla da hafif bir yağmur, sıcaklık düşüşü… iyi iyi melankoli eksikliği giderilecek gibin sankim..
Doksanlı yıllara dair hatırladığım en güzel anılardan biridir “Cezayir Menekşesi” Çalsın ben dinleyim panpa…
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?