gözümde ahlakî olarak tümer metin'den farkı olmayan gazeteci(!)
hâlâ gazetecilik mesleğinden para kazanıyorsa hele ki bunu beşiktaş muhabiri sıfatıyla yapıyorsa beşiktaş taraftarı yüzünden / sayesindedir.
bu adam fenerbahçe muhabiri olsaydı ve bir beşiktaş - galatasaray maçı için galatasaray başkanına beşiktaş 11'ini uçursaydı bir daha değil kadıköy'de maç izlemek, ilçeye sokmazlardı.
basiretsiz yöneticilere, sadece para için oynayan futbolculara, eyyamcı hakemlere kızıyoruz ama şairin dediği gibi;
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
------------------- Bako -------------------
Recep ---- Gökhan ---- Ulvi ---- Kadir
---------- Rıza --- Şenol --- Zeki---------
----------- Metin --- Ali --- Feyyaz-------
Recep ---- Gökhan ---- Ulvi ---- Kadir
---------- Rıza --- Şenol --- Zeki---------
----------- Metin --- Ali --- Feyyaz-------
bir nesle gordon milne'i hatırlatan sistem.
futbolculuk yaşamı, formunun zirvesindeyken bile mezhebi nedeniyle milli takımda yer bulamadığı dedikodularıyla geçen benim de bu dedikodulara inandığım golcü. gerçek bir golcü.
ümit karan gs'de, tümer metin bjk'deyken bir ara takasları gündeme gelmiş ya da birileri tarafından ortaya atılmıştı. karan orada, metin burada mutsuzdu ve gs'nin orta saha oyuncusuna, bjk'nin forvete ihtiyacı vardı. o zaman çok istemiştim. böylesi daha mı hayırlı oldu bilemem. sonuç olarak bir tanesi şike davasından içeri girdi, diğeri bjk kaptanıyken fb ile transfer görüşmesi yaptı. al birini vur ötekisine...
ümit karan gs'de, tümer metin bjk'deyken bir ara takasları gündeme gelmiş ya da birileri tarafından ortaya atılmıştı. karan orada, metin burada mutsuzdu ve gs'nin orta saha oyuncusuna, bjk'nin forvete ihtiyacı vardı. o zaman çok istemiştim. böylesi daha mı hayırlı oldu bilemem. sonuç olarak bir tanesi şike davasından içeri girdi, diğeri bjk kaptanıyken fb ile transfer görüşmesi yaptı. al birini vur ötekisine...
yaşı nedeniyle süleyman seba'nın askerlik arkadaşı yakıştırması yapılan futbolcu.
1960'lı yıllarda beşiktaş genç takımıyla şampiyonluk yaşayan devimci.
fransızca kökenli olup türkçe karşılığı kesme işaretidir.
97-09 yılları arasında aralıksız yayımlanan türkiye'nin en okunası edebiyat dergilerinden biri(ydi), ekonomik sıkıntılarla boğuşamadı, kapandı. kapaktaki virgül adının yanına her sayı iliştirdikleri virgül işaretini son sayıda nokta yaptılar. çok acıydı lan. okurları "bir şey yapabilir miyiz?" diye sormuştu o zaman çıkaranlara, "kralı gelse bir şey yapamaz" yanıtı almışlardı. hey gidi...
futbolculuğunda tekmelik takmayı sevmeyen, tozluklarını ise bileğine kadar indirip maça çıkan sıkılgan futbolcu.
şimdi hatırlamıyorum, ya baba hakkı ya şevket belgin çok kızarmış kendisine. "oğlum şu tozlukları yukarı çek, başına bir iş gelecek" dermiş soyunma odasında. "tamam tamam" dermiş ziya doğan, onlar gidince yine indirirmiş tozlukları.
şimdi hatırlamıyorum, ya baba hakkı ya şevket belgin çok kızarmış kendisine. "oğlum şu tozlukları yukarı çek, başına bir iş gelecek" dermiş soyunma odasında. "tamam tamam" dermiş ziya doğan, onlar gidince yine indirirmiş tozlukları.
1953 doğumlu fransalı bir hakem.
bizim için tabii ki yeri ayrı. şampiyonlar ligi ön elemesi olan 23 ağustos 1995 beşiktaş rosenborg maçının hakemidir kendisi. deplasmanda 3-0 kaybedilen ilk maçın ardından çıkmadık candan umut kesilmez diye sahaya çıkan beşiktaş'ımız kendi evinde rosenborg'u 3-1 yense de türkiye'den şampiyonlar liginde katılan ilk takım olma unvanını kaybeder elenerek. marc batta ise aynı maçta beşiktaş'ın çizgiyi geçen bir topuna gol dememesi ve bir penaltımızı vermemesiyle akıllara kazınır. bir neslin gözünde ertuğrul dilek, doğan babacan, ahmet çakar ya da fırat aydınus neyse, bunun da onlardan aşağı kalır yanı yoktur.
bizim için tabii ki yeri ayrı. şampiyonlar ligi ön elemesi olan 23 ağustos 1995 beşiktaş rosenborg maçının hakemidir kendisi. deplasmanda 3-0 kaybedilen ilk maçın ardından çıkmadık candan umut kesilmez diye sahaya çıkan beşiktaş'ımız kendi evinde rosenborg'u 3-1 yense de türkiye'den şampiyonlar liginde katılan ilk takım olma unvanını kaybeder elenerek. marc batta ise aynı maçta beşiktaş'ın çizgiyi geçen bir topuna gol dememesi ve bir penaltımızı vermemesiyle akıllara kazınır. bir neslin gözünde ertuğrul dilek, doğan babacan, ahmet çakar ya da fırat aydınus neyse, bunun da onlardan aşağı kalır yanı yoktur.
Çok değil sadece 4 sene önce oynadığımız rezil bir Kasımpaşa maçı vardı (bkz: 17 ekim 2009 beşiktaş kasımpaşaspor maçı). O maçın ilk 11'inden yarınki ilk 11'e bakınca 4 senede takımda değişmeyen bir tek ismin kaldığını görüyoruz. Bilmiyorum, o da sakat ya da cezalı değilse Sivok. Seba'dan sonra revizyon manyağına dönmüş takımım için "yarınki maçı kazanır mı bir puan iyidir lan" seviyesine geldiysek bize değil de bizi bu hallere getirenlere okkalı sövdüğüm maç.
bilgisayarsız bir ortamda günde 15 saat çalışan biri olarak "telefona tablete uygun, kullanışlı android / ios uygulamaları yapıldı da biz mi yazmadık" diye cevap vermek istediğim eylem.
arjantinli fetocu.
ailesi izmir'den göç et(tiril)miş dünya sanatçısı.
dünyada 30'dan fazla uyarlaması olan ve kanada'daki orijinalinden sonra (6 yıl) dünyada en çok yayında kalan uyarlamasının türkiye'deki olduğu (5 yıl) dizi.
madem burası kartal sözlük, buyrun:
iki güzel insanı mutlu etmek için bir kere ali sami yen'de galatasaray, bir kere de saraçoğlu'nda fenerbahçe forması giyip maç izledim. beşiktaşlılığımdan bir şey kaybolmadığı gibi morale ihtiyacı olan iki insanın hayatına küçük bir renk katmanın hazzı bambaşkaydı. yine gereksin yine yaparım.
iki güzel insanı mutlu etmek için bir kere ali sami yen'de galatasaray, bir kere de saraçoğlu'nda fenerbahçe forması giyip maç izledim. beşiktaşlılığımdan bir şey kaybolmadığı gibi morale ihtiyacı olan iki insanın hayatına küçük bir renk katmanın hazzı bambaşkaydı. yine gereksin yine yaparım.
beşiktaş'a konyaspor'dan transfer olan çok dağınık, az yırtıcı sol açık.
daha daum istemeden çok önce beşiktaş'a önerildiğinde kulübün "biz onu iki senedir izliyoruz zaten, siz kafanızı yormayın" demişliği vardır (rivayet değil).
daha daum istemeden çok önce beşiktaş'a önerildiğinde kulübün "biz onu iki senedir izliyoruz zaten, siz kafanızı yormayın" demişliği vardır (rivayet değil).
bütün taraftar gruplarında olduğu gibi hakkında yapılacak bütün genellemelerin yanlış olduğu taraftar grubu. iyisi var kötüsü var, üretkeni var beste hırsızı var, sağcısı var solcusu var, dallaması var efendisi var; genel olarak sevmeyiz, o ayrı.
1969 yapımı şahane bir costa gavras filmi.
sokak ortasında öldürülen bir gazeteci ve devletin emniyetinden yargısına bütün kurumlarının cinayeti örtpas etmesi üzerine bize çok tanıdık bir hikâyesi var.
sokak ortasında öldürülen bir gazeteci ve devletin emniyetinden yargısına bütün kurumlarının cinayeti örtpas etmesi üzerine bize çok tanıdık bir hikâyesi var.
1 ekim 2005 konyaspor fenerbahçe maçındaki yönetimiyle ünlenen(!), asıl mesleği emlakçılık olan 1974 doğumlu ankara bölgesi üst klasman hakemi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?