ginola

bazı şeyler vardır, zaman geçtikçe mevcut hallerinden daha da iyi, daha da güzel olacakları bellidir. genç bir fidan gibi, ışık saçan bir yazarın ilk eserleri gibi, bazı kadınlar gibi. fikret orman da zamanla daha iyi bir başkan olacağını bas bas bağırıyor. ilk 14 ayı bile yeterince iyi geçmişti zaten.

önümüzdeki seçimde tekrar seçilmeyi fazlasıyla hakeden mevcut başkanımız.

tümer metin'in yayınlamış olduğu kitap. türkiye'de benzer kitaplar neredeyse hiç olmadığı için ayrı bir önem de taşımaktadır.

alıntı

"zonguldakspor altyapı ve zonguldakspor a takımı doğanspor ilk "takımım" olarak, bana futbolla ilgili çok şey katmasının yanı sıra, daha da önemlisi bana "evet ben futbolcu olmak istiyorum" dedirtti. aile içinde de futbola olan tutkumun gün geçtikçe arttığının fark edilmesiyle, şükrü amcam elimden tutup beni, o zamanlar 1. lig'de oynayan memleketimin takımı zonguldakspor altyapısına yazdırdı. o zamanlar ortaokul öğrencisiydim. altyapıya yazıldığım ilk günü dün gibi hatırlıyorum. kulübün kapısından içeri girdiğim anı... o aidiyet duygusunu... bir takımın, bir kulübün bir parçası olma hissini...
bir yandan her şeyin hayal gibi geliştiğini, diğer yandan da hayallerimin yavaş yavaş gerçekleştiğini hissediyordum. sayısız geceler, odamda yatağımın tam karşısındaki duvarda asılı metin tekin posterine bakıp hayaller kurarak uyumuşumdur. aynı takımda aynı forma altında oynadığımızı... tabii ki çubuklu forma... ona asist yaptığım bir gol sonrası birlikte sevindiğimizi... ve daha nicelerini... tamam, kabul, tam olarak hayallerim gerçekleşmedi belki ama işte oradaydı. benden birkaç adım ötede... zonguldakspor-beşiktaş maçı... aynı forma altında değildik ama aynı sahadaydık... attığı golün asistini atmamıştım ona belki ama kullandığı taç atışı için kenardan topu ona ben atmıştım. o, hayalini kurduğum çubuklu formayı giyiyordu. ben zonguldakspor altyapı oyuncusu olarak kenarda top toplayıcıydım. taç atışını kullanmak için kenara, bana doğru yürürken; ben duvarımdaki resmin canlandığını hissettim. o kenara doğru hızlı adımlarla yürürken ben ona topu attım. top ona doğru giderken dondu her şey bir anda. bir fotoğraf karesi gibi... top havada asılı kaldı. dünya durdu. dakikalar, saatler, günler geçti öylece... benim zihnimde... artık her şey mümkündü hayatta benim için..."

ingiliz futbolunun gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcularından birisidir. 1991 senesinde tottenham hotspurs formasıyla kazandığı FA kupası maçı hatırlardadır. her an acaip bir komiklik, spektaküler bir hareket veya beklenmeyen bir hırçınlık yapma ihtimali yüksek olduğundan, sahada sadece kendisini izlemesi için bir kameranın görev aldığı ilk futbolculardan birisidir.

(bkz: muhannet)

tdk sözlüğe göre anlamı "alçak, korkak, namert" olan kelime.

beşiktaşlı olma sebebim.

seksenli yıllarda bir gün. ev taşıyoruz ailecek. tek kanal trt zamanları, maçlar televizyonda. şifre, uydu falan yok henüz. yaşım kaç hatırlamıyorum tam, 6 bilemedin 7. yeni evin oturma odasına televizyonu kuruyoruz, babamın yanındayım. gündüz maçları oynanıyor o vakitler. televizyona görüntü bir geliyor bir gidiyor. anten ayarlıyor babam, ben de haber veriyorum görüntü durumunu. beşiktaş gençlerbirliği ile oynuyor. uzun saçlı metin diye biri, her görüntü geldiğinde top onda sanki. spiker heyecanlı, övüyor da övüyor. sonra metin'den bir gol, hakem saymıyor. ardından bir tane daha. maç 1-1 bitiyor yanlış hatırlamıyorsam. önceden de görmüşümdür mutlaka futbol maçı tv'de ama bu bambaşka. ekrandan biri sihir yapmış bana sanki. büyüye kapılmışım. kazanılan birşey yok, başarı yok, avrupa zaferleri gazı yok, "en büyük bizim takım" algısı yok. sadece siyah beyaz bir forma ve sarı fırtına var. ilk görüşte aşk bu olsa gerek.

sonra sakarya ile kupa maçı, radyodan dinliyorum. metin beyin sarsıntısı geçiriyor. haberler kötü. öldü diyen bile var. nasıl üzgünüm.

zaman ilerliyor, beşiktaş'tan üst üste başarılar. 10-0'lık adana demirspor maçı. gordon milne'nin yedek bıraktığı dönemler. psv'ye atılan gol. unutulmaz metin ali feyyaz zamanları.

zaman ilerliyor. metin'in fuleli, driplingli hücum oyuncusundan sorumluluk sahibi, defansı unutmayan sağ kanada evrilmesi. gerekirse sağ bek bile oynması. iş ahlakıyla göze battığı dönemler. seneler sonra milli takıma tekrar çağırılması. sırf metin sevgisinden şevval sam'a duyulan yenge bağlılığı, metin'in askerliği, beşiktaş'ın bozulmaya başladığı dönemlerde takımdan uzaklaştırılması, vanspor.....

okul kelepçelerinden kurtulur kurtulmaz uzatılan saçlar hep metin aşkı. gazetede tenis oynarken metin'in fotosunu gördüğü için büyüyünce tenis öğrenen, saç uzatan arkadaşım var yahu.

ve şimdi de ekranlarda bizi hiç mahçup etmeyen, kibar, centilmen, akıllı ve her daim sevimli metin tekin. beşiktaş'lı metin tekin.

çocukluğumun kahramanı. birgün şansım olsa da formamı imzalatabilsem o'na. ve utanmasam, heyecanlanmasam da söylesem zaten ömrüme imzasını çoktan atmış olduğunu.

sarı fırtına.

eski bir championship manager wonderkid'i. groningen takımındayken keşfedip alanlar için bol mutluluk hormonu salgısına vesile olmuştur. cm diyorsa doğrudur lafını onaylayanlardandır.

ilhan yerine metin, baki yerine amaral falan koyularak revize edilebilecek fakat ibo'nun alternatifini bulmaya çalışırken zorlanılacak tespit.

naçizane fikrime göre son dönem sezen aksu şarkılarının belki de en güzelidir. arto tunçboyacıyan'ın da ara sıra meyve veren bazen de hayalkırıklığı yaratan tescilli yeteneğinin belki de en üst noktasıdır. şifa duası niyetine dillendirilmiştir fakat dinleyenin yaralarını sağaltmaz.

iyi şeyler olmaya devam eder, o haber hiç gelmez, beklemekse istesen bile bitmez.

bu entry'nin yazıldığı ana kadar tek bir olumlu hareketini görmemiş olduğum beşiktaş başkan adayı. hazırlamakta olduğu listeyle ilgili duyumlara bakılırsa nerede bir zengin, anasının gözü, işini bilen, şişkin egolu adam varsa hepsini toplayıp kongrenin karşısına çıkacak gibi. umarım sosyal medyada hissedilen fikret orman desteği kongre salonunda da sürer ve en azından bir sonraki seçime kadar kendisini görmeyiz.

1996 senesinin sonbaharında beşiktaş'da yürürken tesadüfen rastladığım, kendisiyle el sıkışıp konuşmadığım için deli gibi pişman olduğum, hayatımın şekillenmesinde dolaylı da olsa önemli payı olan büyük insan.

barcelona'ya gitmesiyle gelecek fm versiyonlarında kendisini transfer etme hayalimizi bitiren artistik futbol icracısı. avrupa'ya uyumunu, messi ile ortaklığını ve barcelona'ya katkısını heyecanla beklemekteyiz. umarım hayalkırıklığı olmaz da zevkle izleriz bu sevimli sıskayı.

ingiltere milli takımını yönetmenin dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu tekrar kanıtlayarak gün itibarı ile istifa etmiş büyük teknik direktör. bir tottenham hotspurs sempatizanı olarak harry redknapp'ın takımdan ayrılarak ateşten gömleği giyme ihtimalinden çekinmekteyim.

süleyman seba sonrasında klübe giren görece yeni nesil yönetici örneklerinden ve daha ilk ortaya çıktığı günden itibaren gerçek beşiktaşlıların yüzünü kızartacağını şahsım adına iliklerime kadar hissetiğim mevcut beşiktaş başkanı. beşiktaşlılığı seba dönemine denk gelmiş ve milyon tane badireyi atlatıp pırlanta gibi bir klüp sevgisi barındırmayı becerebilmiş kişilerin başını öne eğme sebebi. bu ülkede ismini tepelere yazdıranların büyük çoğunlukla zarar verici olduğunun en uç ve üzücü örneklerinden. beşiktaş'ı tutmasına şaşırmayı sevdiğim kişi.