bir cemal süreya şaheseri.
kırmızı bir kuştur soluğum
kumral göklerinde saçlarının
seni kucağıma alıyorum
tarifsiz uzuyor bacakların
kırmızı bir at oluyor soluğum
yüzümün yanmasından anlıyorum
yoksuluz gecelerimiz çok kısa
dörtnala sevişmek lâzım
bir edip cansever şiiri.
içinden doğru sevdim seni
bakışlarından doğru sevdim de
ağzındaki ıslaklığın buğusundan
sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
beni sevdiğin gibi sevdim seni
kar bırakılmış karanlığından.
yerleştir bu sevdayı her yerine
yüzünde ter olan su damlacıklarının
kaynağına yerleştir
her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
gül taşıyan çocuğuna yerleştir
ve omuzlarına daracık omuzlarına
üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne
yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
kar taneleri gibi uçuşan
ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
yerleştir bu sevdayı her yerine.
ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
sevdayı
ve köpüklendir
ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
öğrenmez ama öğretir mutluluğu
bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
biraz da herkes içindir.
ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
var eden kendini birincisinden
yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
tanımadığın bir ülke gibi
içinde yaşamadığın bir zaman gibi
tam kendisi gibi mutluluğun
beni bekliyorsun
ve onu bekliyorsun beni beklerken
içinden doğru sevdim seni
bakışlarından doğru sevdim de
ağzındaki ıslaklığın buğusundan
sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
beni sevdiğin gibi sevdim seni
kar bırakılmış karanlığından.
yerleştir bu sevdayı her yerine
yüzünde ter olan su damlacıklarının
kaynağına yerleştir
her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
gül taşıyan çocuğuna yerleştir
ve omuzlarına daracık omuzlarına
üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne
yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
kar taneleri gibi uçuşan
ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
yerleştir bu sevdayı her yerine.
ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
sevdayı
ve köpüklendir
ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
öğrenmez ama öğretir mutluluğu
bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
biraz da herkes içindir.
ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
var eden kendini birincisinden
yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
tanımadığın bir ülke gibi
içinde yaşamadığın bir zaman gibi
tam kendisi gibi mutluluğun
beni bekliyorsun
ve onu bekliyorsun beni beklerken
aklımı alan bir sese sahip müzik adamı, şair.
melih cevdet anday ve oktay rıfat ile birlikte türk şiirinde yenileşme hareketini başlatan şair.
(bkz: garip akımı)
(bkz: garip akımı)
bir orhan veli şiiri.
eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
musikî ruhun gıdasıdır
musikîye bayılıyorum
şiir yazıyorum
şiir yazıp eskiler alıyorum
eskiler verip musikîler alıyorum
bir de rakı şişesinde balık olsam
eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
musikî ruhun gıdasıdır
musikîye bayılıyorum
şiir yazıyorum
şiir yazıp eskiler alıyorum
eskiler verip musikîler alıyorum
bir de rakı şişesinde balık olsam
doğu ve batı kültürünü ustaca birleştiren şair ve yazarımız. gerek şiir gerekse romanlarında zaman, çevre ve insan ilişkileri, psikolojik tahliller önemli yer tutar.
(bkz: huzur) (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
(bkz: huzur) (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
turgut özbenin "öteki ben"i.
bir susam sokağı şarkısı.
"bir sabah erken
güneş henüz doğarken
rastladım botlarını giymeye çalışan bir tırtıla
hey dedim, küçük yeşil tırtıl! tırtıllar asla asla asla kahverengi bot giymez..."
"bir sabah erken
güneş henüz doğarken
rastladım botlarını giymeye çalışan bir tırtıla
hey dedim, küçük yeşil tırtıl! tırtıllar asla asla asla kahverengi bot giymez..."
nefis bir yeni türkü şarkısı.
yaredir sinede eski sevgili
eski sevgili, eski günler
hayata baksana takmıyor kimseyi
hiçbir şey diriltmez artık geçmişi
yaredir yine de
yaktım gemilerimi dönüş yok artık geri
tak etti artık canıma bu maskeli balo
bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri
yaredir sinede eski sevgili
ne yapsan kolay unutulmaz
ağlama geçmişe yaşadık bitti
anılar bizi yalnız bırakmaz
yalnızız yine de
yaredir sinede eski sevgili
eski sevgili, eski günler
hayata baksana takmıyor kimseyi
hiçbir şey diriltmez artık geçmişi
yaredir yine de
yaktım gemilerimi dönüş yok artık geri
tak etti artık canıma bu maskeli balo
bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri
yaredir sinede eski sevgili
ne yapsan kolay unutulmaz
ağlama geçmişe yaşadık bitti
anılar bizi yalnız bırakmaz
yalnızız yine de
çocukluğumun şarkısı.
eski şarkılarının bendeki yeri apayrıdır. canım nazanım.
rakı şarkısı. asmaaltında bir sedir hayal ettirir.
(bkz: bir adada olalım mesela akşamüstü olsun zaman)
(bkz: bir adada olalım mesela akşamüstü olsun zaman)
her okuyuşumda keşke bir durağa bu adı verseler dediğim şiir.
kardeşiyle olan ilişkisini -gözlemlediğim kadarıyla- kardeşimle olan ilişkime benzettiğim, mütevazi, sevgi dolu, ne mutlu ki dünya üzerinde hala böyle insanlar var dedirten, güzel insan.
şöyle demiş dev gibi şair:
"yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"
"yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"
her okuyuşumda boğazımın düğümlenmesine neden olan şiir.
asıl adı güzel havalar olan orhan veli şiiri.
türk edebiyatının ilk postmodern eserlerinden sayılır. 1970 yılında trt roman ödülü'nü kazanmıştır. öyle bir kitaptır ki bu, bir kere okuduktan sonra asla atamazsınız içinize çöreklenen o duyguyu.
(bkz: selim ışık) (bkz: turgut özben) (bkz: olric)
(bkz: selim ışık) (bkz: turgut özben) (bkz: olric)
daha ilk tanışmada sıcacık gülüşü ve kucaklamasıyla samimiyetini hissettirmiş tatlı mı tatlı yazar. hemşehrimdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?