mehmetak63

ibrahim üzülmez (deli ibo)
ricardo quaresma (rq+7)

hem sporcunun hem kulübün hem taraftarın kahrolduğu bir durumdur. ferrarini sakatlanması gibi başarı grafiği aniden tepetaklak olan defans hattımız buna bir örnektir. avrupada estirdiği rüzgarla dünya yıldızlarına rakip olan nihatın dizinden sakatlanması gibi. ve ilhan mansızın futbolu bırakmasına sebep olan sakatlığı gibi. çok üzücü bir durumdur. performansını zirvesindeyken bu durmu yaşaması olayı dramatikleştirmektedir

o bin tılsımlı anın çarşafından ağır ağır geçirirken hayatını, bilemezdi üç tekerlekli bisikletin karanlığa takla atacağını..

güneş buluttan sıyrılırken gök kuşağının renkleri koleranin damlarında sevişti.
can sesleri
ezan sesi
hafif esrar kokusuyla karışıp
havayı kapladı.

savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye;
zaman ki sana hasta oldu.
incelikli haytasin.
nuksederken raksını mahallenin maşallahı eyvallahı;
güzeldik be oğlum..

şimdilik ölümüne kadar hayattasın,


şimdilik.... ölümüne kadar hayattasın..
..

- bir çift kanattınız hüznün rüzgarlarında,
dağılıp gitti melekleriniz beyazın öte dağlarında..
aglasin ardınızdan bir agızdan bütün dehşetiyle kolera
sen harbi hayal et:
tıbı sağlam gariban..
ruhuna el fatiha.....

(bkz: ağır roman)

fenerli gol makinasına karşılık, çamaşır makinası gülizar lafı meşhur olmuştur. aslında güzel bir kadın ismidir

(bkz: daniel guiza)

her işi yapabileceğini düşünen, fakat hiçbir işte dikiş tutturamayan insanların yeni iş ararken işverene söyledikleri bir demeçtir

pek söze mahal bırakmayan durum.

ingilizce turn astern deyiminden uyarlanan isim (gramer olarak)

dördüncüyü tamalarsak başlık çöpe gider mi ?

quaresma fiyaskosu diye birşey yoktur. quaresma artık kartal diye bir laf vardır.

ben quaresmayı değil govou,podolski gibi adamlar istiyorum aslında

beni özledin mi?
nerden geliyorsun?
ne demek istedin?
kiminle konuşuyorsun? (bırakta konuştuktan sonra söyleyeyim)
nereye gidiyorsun?
ne yaptın?
neden? niçin? nasıl?


kısaca soru sormak...

valla ben hiç denemedim içmeyi. kokusu beni rahatsız ettiği için gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki ; ömrümde bir damla alkol almadım...

ömrümün kalan kısmındada içeceğimiz sanmıyorum.

cahilce konuşanların suratının ortasına yumruk atmak isterim. karşımdaki cahil bir fenerliyse onu kameraya çekip internette yayınlamak isterim

bipsiz olabilir. yada fenerli olabilir. çünkü erkek olupta sevişmek istemiyorsa belliki kalkmıyor

bütün ortaları sonuçsuz kalan artiz futbolcu. bakalım ne yapacak?

(bkz: isabetli orta açamayan yıldızlar)

2008 yılında dinamo zagreb'ten beşiktaş'a transfer edilen 1985 doğumlu hırvat stoper. adamın hiçbir suçu olmamasına rağmen beşiktaş taraftarının onu kötü hatırlaması beni üzüyor açıkcası. kendisi çok kaliteli bir stoper olmakla beraber zaten hırvat milli takımmında da oynuyor. gözündeki problem her futbolcunun başına gelebilecek bir durum bunu unutmamak lazım. en nihayetinde giden paralar zagreb'e gitmiştir. gordon'a değil.

evine sürekli gidip;

ı can speak english and russian. can ı help for any item? tarzı sorular sorabilirim :=) maksat görmek. elbet temas sağlanır sonunda. tabi bu rusların cinsiyeti belirtilmemiş? ya erkek ruslardan bahsediyorsak?

tabiki ona kestler yapmak. birlikteyken yapmayı unuttuğunuz ve bu nedenle ayrıldığınızı farkettiğiniz şeyleri yapın. mesela beraberken ona hiç slayt gösterisi yapıp izlettirdiniz mi? hayır mı? ozaman hemen yapıp gönderin.. yada ona çiçek almayı önemsemedinizmi birlikteyken? o zaman hemen onun sevdiği çiçeği hatırlayın ve ona sürpriz yapın. barışacaksınız merak etmeyin...

kazık çakıyoruz size diye reklam yapmalarına az kaldı. cellocan lae sevimli ama fatıralar hiç değil... vodafone çok ucuzdu ama çekmiyordu eskiden. o yüzden parası olan türkcell kullanıyordu.

oysa şuan vodafone,avea,turkcell arasında çekim farkı kalmamış bence.

faturasına baktığımızda vodafone yada avea kullanmak daha mantıklı geliyor...

inanılmaz bir filmdi. müjde ar'ın performansını yanı sıra düşündürücü hikayesi ile bizi etkileyen bu filimn en büyük özelliklerinden biride ilginç sözler ve şiirlerdi;

o bin tılsımlı anın çarşafından ağır ağır geçirirken hayatını, bilemezdi üç tekerlekli bisikletin karanlığa takla atacağını..

güneş buluttan sıyrılırken gök kuşağının renkleri koleranin damlarında sevişti.
can sesleri
ezan sesi
hafif esrar kokusuyla karışıp
havayı kapladı.

savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye;
zaman ki sana hasta oldu.
incelikli haytasin.
nuksederken raksını mahallenin maşallahı eyvallahı;
güzeldik be oğlum..

şimdilik ölümüne kadar hayattasın,


şimdilik.... ölümüne kadar hayattasın..
..

- bir çift kanattınız hüznün rüzgarlarında,
dağılıp gitti melekleriniz beyazın öte dağlarında..
aglasin ardınızdan bir agızdan bütün dehşetiyle kolera
sen harbi hayal et:
tıbı sağlam gariban..
ruhuna el fatiha.....

(bkz: şimdilik ölümüne kadar hayattasın)

ağır romanda kendisine sana hastayım diyen okan bayülgene ; gesmiss olsun diyerek beni gülümseten ama sonrasında kadınlığıyla deli eden bir rolün hakkından gelebilen bir oyuncudur. onun adını duyunca aklıma ağır roman geliyor sadece.
(bkz: ağır roman)