türksolu

referandumda neden hayır denmesi gerektiğini en açıklayıcı en vurucu şekilde ortaya koyan tayyibin bütün foyalarını ortaya koyan sadece tayyibin değil chp ve mhp nin hatalarını çekinmeden suratına vuran delikanlı gazete.
"akp olmadan dinimi mhp olmadan ülkemi chp olmadan atatürkü sevebilirim"
cümlesinin sonucu. yolları açık olsun

çoğu chplinin solcuyum yaşasın halkların kardeşliği deyip daha sonra bir tartışmada ne mutlu türküm diyene,dağ türkleri ve kart kurt diyerek kürtleri kötülemiştir (bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu)

sayfasına girdiğinizde sol olarak sadece soldaki butonları görürsünüz geriye kalan her şey "ulu türk hakanı tuğrul bey" diye başlar

efenim kendileri çarşı hakkında bir yazı kaleme almışlar. bi bok atmadığınız çarşı kalmıştı onu da yaptınız en sonunda.

yazıdan alıntı :
***
grubun içerisindeki kozmopolit yapı, siyasi atmosferi de doğal olarak etkilemiş ve ortaya ödp çizgisinde “bir arada yaşayan” avrupai ve ucube bir sol anlayış çıkmıştı. milliyetçiliğin her türlüsüne karşıydılar ama hrant dink öldürülünce hepsi ermeni olmuşlardı. çünkü tribün liderleri ermeni asıllı bir “türk vatandaşıydı.” ama bir kere bile “hepimiz türk’üz!” diyemediler. demek ki bir tek türk milliyetçiliğine karşıydılar. bu nedenle de bir türk takımının taraftar grubu olmayı hak etmiyorlardı aslında.
***

bir türk takımının taraftar grubu olmayı haketmemek ? nedir kardeşim sizin probleminiz. solculuk adı altında en faşızan duygularınızı mı bastırıyorsunuz.alen abi papa olana kadar amigomuzdur. var mı itirazı olan ? türk milliyetçiliğine karşı olmakla suçlanıyor beşiktaş çarşı grubu. nerede ? türk solu dergisinde. ironinin kralı budur birader.

ama bir kere bile hepimiz türk'üz diyemediler diyorlar bizim için.

anlayana çok şey dedi aslında bu tribünler.

eto'o avrupa'nın göbeğinde ispanya'da stadlarda insalık dışı davranışlara maruz kalıyorken;
hepimiz eto'o' olduk.

ali aydın'ın pascal nouma'ya zenci arkadaş(!) demesinin akabinde ;

semtin (pembe)hasan abisi tepki amaçlı yüzüne ayakkabı boyası sürüp maça gelmişti. hepimiz zenci olmuştuk.

şehitlerimizin türkiye'nin dört bir yanında sonsuzluğa uğurlandığı o acı günlerde, tüm türkiye gibi çarşı'nın da yüreğine ateş düşmüştü. hem nasıl ayıracaksınız ki çarşı'yı bu ülkenin evlatlarından... omuz omuza değil miydik biz o tribünlerde ?

hepimiz mustafa kemal'dik.
şehitler ölmez vatan bölünmez diye haykırdık.

eeey sen sevgili türk solu yazarı... sen bunları bilmiyor musun ? bence gayet iyi biliyorsun. ama yazmak işine gelmiyor.
beşiktaş halkın takımıdır. halktır. son barikattır ve sonsuza kadar da öyle kalacaktır.

yazının sonunda şöyle bir ifade var :
***
yeni liderlerin yaptıkları açıklamalarda en dikkat çeken şeyse çarşı’nın “a”sının değiştirileceği. bundan sonra karşımızda yeni bir çarşı olacağı muhakkak.
***

en iyisi bu kez ben susayım, içim acıyor çünkü...
son sözü onlar söylesin...

alıntıdır ...

sol ve milliyetçilik kavramlarını birbirie yaklaştırmaya çalışan tanzimat fikirlerinin yeniden dirilişini yansıtırlar. şahsi olarak bana çok terse gelsede(sol ve milliyetçilik iki ayrı uçtur) fikirlerini ateşli savunan bir cephedir. ama idama ve ölüme bu kadar pervasızca destek vermelerinden sonra, tarihsel olarak yaşam hakkına sahip çıkan sol cenahtan olduklarını idda etmeleri komik olmaktadır.

http://www.turksolu.org/190/isbecer190.htm okan işbecer in 2008 ağustosundaki yazısında ; tam da bizim çarşı kapanıyor dalgalarımız arasında ; geldiği galeyan sonucu ; yazdığı yerin adına yakışmayacak bir hitapta kaleme aldığı aşırı subjektif yazısını bulunduran yer.

o sıralar ,genel anlamda hepimizin kafasındaki boşluklardan fırsat bulmuş, bu tip yazılar yazabilmiş birçok magazinsel kalemden biri. fotogol deki transfer yazarlarından hiçbir farkı yok.

türkiyenin tek umududur kanaatimce.görüşleri dolayısıyle medyada yer alamayan en delikanlı gazete dergi.

http://www.turksolu.org/

(bkz: ulusal parti)