tayfur havutçu ya yetersiz diyen yazar

la bebe
carlos carvalhal'e "iyi adam" olduğu için katlanmakla; tayfur havutçu'ya "yüzüncü yılın kaptanı, seba'nın yeğeni, beşiktaş'ın çocuğu" diye katlanmanın tamamen aynı şeyler olduğunu düşünen biri olabilir.

beşiktaş'ın bir antrenörlük okulu olmadığının ayırdında olan ve takımın başına beşiktaş'ın "pişmiş" çocuklarından birini yakıştıran yazar da olabilir. zira tayfur havutçu'ya karşı çıkmanın, yabancı hoca yanlısı olma anlamına geldiğini düşünmek de düz mantığın dik alasıdır.

takıma kendince emekler vermiş, emeklerinden ziyade gönlünü vermiş bir futbolcu söz konusuyken; üstelik söz konusu futbolcu, başka bir takıma gönderilme ihtimalinin olduğu dönemde, beşiktaş'a gelmek için açıkta kalma pahasına direnmişken; bu adamdan bahsederken "ibne" kelimesini kullanan bir ahlaksızı midesi almıyor bile olabilir. üç kuruşluk bir menajerle telefonda yaptığı leş konuşma esnasında takımındaki bazı oyuncuları itin götüne sokmuşluğu olan, sonra ise o oyuncuları sahaya sürme mecburiyetinde kalan bu adamla işin yürümeyeceğini düşünen; takımın başarısının, kulüp içerisindeki aile ortamıyla da birebir bağlantılı olduğunu hesaba katan biri de olabilir.

uzun lafın kısası; tayfur havutçu'yu yetersiz görmek, futboldan ve takım oyunundan anlamamak değil, bir futbolseverin takımına dair öne sürdüğü şahsi bir görüştür. bu görüşün karşısında olanları köpek gibi azarlamaya çalışmak da tahammülsüzlüğün ta kendisidir. biz ne ara bu hale geldik bilmiyorum.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol