bu sonu meçhul bir yazı. bu cümleyi yazarken peşi sıra gelecek cümleyi bile düşünmüyorum; tıpkı birçoğunuzun yazılarında yaptığı gibi. sözlükte kısa zaman zarfında haylice şey karaladım. tekmili birden tahmin ettiğiniz gibi kastî yazılmış rahatsız edici ve sarkastik yazılardı. ben beşiktaşlıyım. mamafih metin-ali-feyyaz'dan sonra futboldan daha az zevk almaya başladım. o günden sonra takımlararası partizanlıktan ziyade sporda taraftar bilinci ve toplumsal refleksin oluşumu beni daha çok alâkadar eder oldu. işte bu farklı temayülüm, burada, taraftarı olduğum takımın sözlüğünde yazmaya karar vermeme neden oldu.
yazarken şunu düşündüm. sizin diğer takımlara yaklaşımınızı ben beşiktaş'a yapacaktım. siz bunu yaparken ciddi biçimde hukuka aykırı davranırken[ybkz]swh[/ybkz] benim yazılarımda hukuka aykırı hiçbir sövgü isnâdı olmadı. yazılarımdaki tek dikkat ettiğim husus da sadece buydu. bu yüzden rahatsız oldunuz. çoğunuz beni olağan karşıladı. içten içe ya da açık seçik destekledi. kimileriniz ise, teskin edilmemiş ihtiraslarının kuvvetlendirdiği bir agresyon ile özel mesaj yoluyla aileme galiz imalarda bulundu, küfretti ve hatta tehdit etti. bu hitamlar o kadar okkalıydı ki olası bir suç duyurusunda cezaî yaptırım ile sonuçlanacağı mukannendir. kendi dimağsının yeterliliği kadar aileme imada bulunan bir yazar biliyor mudur ki asıl kinayeyi kendi müstear adının başında ve son iki harfinde spontan bir minvalde gerçekleştirmiş. gerçi burada alınan sübliminal mesaj bağıldır ve kişileri bağlamaz.
niçin sizin beriki takımlara yaptığınızı ben kendi takımıma bu mecrada yaptığıma gelince, aslında basit bir neden. sporun şiddete dönüşmesinden duyduğum rahatsızlık. bilhassa futbolda, tarafların birbirlerine tahammülsüzlüğü had safhada. kafelerde, kıraathanelerde yayımlanan maçlarda rakip taraftarlar ayrılarak kişilerin birlikte maç izleme özgürlüğü kısıtlanıyor. babası fenerbahçeli olduğu halde dayısı tarafından beşiktaşlı yapılmış bir çocuğun fiili ehliyete malik olana kadar stadyumlarda babasıyla maç izleme olanağı ortadan kalkıyor. hatta bırakın siktiğimin futbolunu, bir çocuğun işçi sınıfı babasıyla geçireceği tek günü pazardır ve o pazar günü birlikte vakit geçirmeleri, bana burada küfür eden çiğ zihniyet tarafından engelleniyor. hiç kimse bir başkasının yaşam hakkına müdahaleye edemez. bu çirkindir.
türkiye'de sosyal meselelere en duyarlı takım hiç kuşkusuz beşiktaş'tır. hukuk fakültelerinde öğretilen bir kural vardır. herkese mazlumun, düşmüşün, azınlığın yanında olmaları öğretilir. beşiktaş taraftarının bu bilinci yakalamasında belki de taraftar liderinin ermeni asıllı olmasından kaynaklanıyordur. ben de burada bu azınlığı temsil ettim. o kadar karşı cephede yer aldım ki, bu sayede benim üzerimden diğer taraftarlara tahammülünüz arttı. nasıl markaryan taraftar olgunluğunu, istihzayı, yaratıcılığı, empatiyi sağlayarak beşiktaş'a çok büyük bir katkı sağlamışsa kartal sözlük'te de (b: pip) bunu başarmaya çalışmaktadır. pip, sözlük içi armoniyi, tarafların çatışmasını sendika arabulucusu gibi büyük dirayet ile daha şerareler çıkmadan teskin edebilmektedir. bu sözlüğün sosyal medyada spor için saygı duyulan bir kaynak olabilmesi onun varlığıyla mümkündür. pip'in sözlük için büyük bir lütuf olduğunu düşünüyorum. iyi bir ekip ve metodolojiyle başarılı olacağına da gönülden inanıyorum.
bu güne değin müstear adımla paralel bir kişilik sergiledim sözlükte. hiçbir zaman başlığımın altına girilen entrylere oy vermedim. entrylerinizin oyu diğer yazarların bana tahammülünün bir arketipidir. bana iyi dileklerini gönderen bir başka yazara da hiç cevap vermedim. mamafih ona saygı duydum.
son olarak yazımı, sözlükte komünizme (i: "kominizm") diye başlık açıp da içini dolduran yazarlara addederek entrymi ne son kez okuyup, ne de redakte ederek önünüze sunuyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?