takım kaptanı olmak

anonymous
bambaşka bir duygudur. takımın bütün sorumluluğunu taşımak ekstra güç ve olgunluk katar. lider olarak hareketlerine dikkat edip bir başkan edasıyla bütünleyici bir kimliğe bürünmek gerekir. hele o pazubantla seyirci önünde sahaya çıkmak yok mu. of of anlatılmaz.
roll a joint
futbolun içinde çok az da olsa bulunan bilir ve tahminimce az bilinen bir bilgidir;
takım kaptanı olmak demek oynanan maçta hakem ile doğrudan irtibat kurabilmeye bir takım adına verilen yetki demektir.

mesela örnek vereyim volkan şen sosa'nın boğazına yumruk atar ve gidip hakemle konuşma hakkın, ülkede nefes alma hakkın kadardır. dersin ki hocam volkan sosa'ya yumruk attı niye atmıyorsun? ama büyük kaptan, iyi kalpli duygusal insan olarak gidip volkan ile konuşuyorsan senin kaptanlığına/kaypaklığına fenerliler saygı duyar da taraftar söver.

ulan marcelo'nun elle oynayışından sonra volkan'a kadar gitti top. "el var niye penaltı vermiyon sen" tarzı hareket yaptı adam; cüneyt'in cevabını göremedim de "siktir git amk" tarzında el kol hareketini herkes görmüştür volkan'ın.

(bkz: 29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçı)

kaptan olmak zor değildir, kendinin ve arkadaşlarının hakkını savunacaksın sirke suratlı. bırak şu beşiktaş'ı sirke suratlı; gg olacağım bırak amk.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol