beşiktaş'a beyazı yaşatmış, fakat siyahına lâyık görülerek büyük sevdasından uzaklaştırılmıştır yıllar önce.
senin zamanında beşiktaşlı olduk, "beşiktaş"ın ne olduğunu öğrendik; adamlığı, beyefendiliği, saygıyı, isyanı, "duruş"u... senden sonra ise hiçbir şey eskisi gibi olmadı. para ve paraya çevrilebilir metalar konuşulup durur oldu, endüstriyelleştirmeye çalıştılar sevdamızı.
fakat kalbinin atıyor olması, yüreğimizi ferah tutmamızı sağlıyordu. seba vardı, büyük başkan vardı, babamız vardı; o varken, beşiktaş'a bir şeycik olmazdı.
çok acılar çektin, son yıllarda bedenen... kızamıyorum da sana, sen bizi bırakıp gitmedin ki, zaman aldı seni bizden. hiçbir boka yaradığını görmediğim, tüm güzellikleri elimizden bir bir alan zaman...
(bkz: cahil cahil konuşma doktor insanın babası ölür mü)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?