Hala muhattabına söylenemeyen, yazılışı çok basit, söylemesi dünyanın en zor şeylerinden biri olan iki kelimelik bir ömür.
Bazen sadece içimde mi yaşasam sevdamı diye düşünüyorum. O benim onu sevdiğimi bilmesin, karşılık vermesin ama Beşiktaşım'a olan gibi olsun. Karasından olsun sevdam, Kapkara olsun. Ama kalp bu işte. Onun yanında Dinamo Kiev karambolündeki hali gibi. Dakika da dolu bir inönü'de çekilmiş üçlü şiddeti kadar atıyor. Durmuyor ağzımız konuşuyor, konuştukça da onun suçunu kalbimiz çekiyor.
Bi aşığın en zor anlarıdır sanırım o da. Sevdiğinin ağzından başkaları hakkında kendin için duyma hayaliyle yanıp tutuştuklarını duymak. Öyle bir durumda ben yine susup onun için en güzel dilekleri dilemesini bilirim bilmesine de;
* Seni başkalarıyla görmek,başkalarıyla bizim gezdiğimiz deli gibi sana aşık olduğum yerlerde seni görmek, Tümer'i İnönü'de fenerbahçe formasıyla görmek gibi.
* Facebookta,twitterda sağda solda yazdığın güzel şeyler, "QUARESMA TÜRKİYE'YE DÖNÜYÜR" yazan haber linki gibi tutuşturuyor içimi. Aha diyorum heralde bu güzel şeylerde benden bahsediyor. Tıklıyorum linke iniyorum detaya; ama o zaman da içim Quaresma'nın galatasaraya transfer olma iddiasındaki haberleri okuduğum anlar gibi burkuluyor. Ben değilim, başkası olamaz..
* "Hadi sen yoruldun, dön eve yorulma artık çok fazla sorumluluk alıyorsun" dediğin anlar var. Ben kendimi BA yerine koyuyorum, sakatlığı büyümesin diye maç kadrosuna almayıp sorumluğu üzerine alan Biliç'sin sen de benim için. Ama içimi yiyip bitiren; senin, Oğuzhan'ı sevmediğinden kadroya almayıp "o çok yoruldu dinlenmeli!" diyen Samet Aybaba olma ihtimalin. Sen öyle biri değilsin. En azından içimde aşk beslediğim kız öyle biri değil.
* Gözlerinin dolduğu, gerçekten sen olduğun o anları da ben daha önce yaşadım. "Nasıl" diyorsun. Liverpool 8 atmıştı bize, Kezman runje'nin üzerinden aşırtmıştı, İsmet Arzuman kendi bile duymadığı bir düdük çalmıştı. O anda sesim çıkmıyordu. Ama gerekirse sahaya inmeye kalkardım seni üzen Hüseyin Göçek'ler için. Serdar topu taca atmadı diye fırat'a kızıp gerekirse de gerçekten inerdim sahaya. Yapar mıydım? Yapardım, hala yaparım.
Senin yaşattığın sevinçler ilk değil bana.
Olcay ve Quaresma 90+3te attı daha önce. Koray yerden vurdu! İsmail soldan holosko'ya doğru şişirdi. Hepsinde içim seni gördüğümdeki gibi coştu.
Yaşattığın acılar da ilk değil gördüğün gibi, beni üzen seninle beraber o acıları tekrar yaşamak. Ya gidersen, ya Dinamo Kievli birisi isabet ettirirse topu kaleye diye her an Kiev Karambolünü yaşayacak kadar güçlü değilim ben. Korkularımın sınırı da seni kaybetmeyi göze aldığım yer.
Beşiktaş kadar sevilmez belki hiç bir kız. Eyvallah. Ama ben seni Beşiktaş'ı sevdiğim gibi sevebilirim be yeşil gözlüm! Her şeyini yaşadık Beşiktaş'ın seninle. Ama hiç "sergen attı şampiyonluk geldi!" olmadın sen.
Bak stadımızın kabası bitiyor. Açılacak yakında. Sayılı gün, biter elbet. Vuslat yakın. Ama sen de gel o gün. Alen abi de gelsin. Yalnııız... İkinizde ömürlük gelin.
O stadın açılışı şerefine bir maçlığına değil, ömürlük "şşşş!!!" tekmilini versin. Sen de gel ilk değilsin belki ama son ol, ömürlük ol!
Farkında değilsin; Kalbimin içindeki Şeref Bey çoktan "eller, eller havaya" diye tempo tuttu, eller havaya kalktı boşlukta sallanıyor. Alen Abi'nin tekmilini bekliyor. Çok şey beklemiyor senden kalbim. Sadece tek harf. ŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ!!!
sen onu söyle, Ben 3'e kadar sayar; Yıkarım ortalığı!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?