"taraftarlar Fenerbahçe ve Gençlerbirliği maçlarındaki gibi bize inansalardı ve inönü'yü bu hale getirselerdi, orada puan kaybetmezdik. Sahamızda o iletişimi yakalayamadık."
bir insan hiç mi sorumluluğu üstlenmez? hep mi, ama hep mi başkalarını suçlar? yeter ama artık ya. hayır bir de kendisiyle çelişmiş. önce diyor ki:
"Taraftarlar alkışlar alkışlamaz, biz işimizi yapıyoruz. Kimleri alkışladığını da biliyoruz. Önemli değil bizim için. Ben antrenörüm, sahada takımı yönetirim. Yapmam gereken şeyi yaparım. Karşı taraf nasıl yorumlar, ona karışmam."
o zaman tribünlerin ıslıklaması, desteklemesi veya alkışlaması gibi etkenler, senin takımı motive etmeni de engellememeli. kaldı ki, kapalı hariç tüm tribünler, her maç doluydu. daha fazla küçük düşürmesen kendini keşke. bahaneler bulmasan, suçlu aramasan, sussan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?