maçı gözüyle izlemeyen (b: leş kargaları)nın yeni kurbanıdır kanımca.
ulan maçı nerenle izledin be? nasıl şu maçtan sonra defans yaptırdığını iddia edebiliyorsun bu adamın. defans yaptıysak kontra ataktan nasıl pozisyon verebiliyoruz biz bu adamlara?
ilk yarıdaki mücadeleyi, oyunu, hırsı -uğur boral dışında- eleştirecek, tartışacak babayiğit olduğunu sanmıyorum. ha varsa da bir siktirip gidip çay koyabilir mesela.
maça çıktığımız kadro da -(b: yabancı sınırından haberiniz vardır herhalde)- çıkılabilecek en doğru kadroydu bence. sol kanatta uğur-olcay ikilisi tercih edilmiş olsaydı uğur'un sezon başından beri sürekli tekrarladığı kademe, ters kademe, top uzaklaştırma, soğukkanlılık gibi konulardaki hataları maçı daha ilk yarıda 4-5e götürebilirdi. fenerbahçe'nin sağ bekinde gökhan sağ açığında da kuyt-sow ikilisinin sürekli değişerek oynadığını göz önünde bulundurursak escude'nin sol bekte tercih edilmesini daha iyi anlayabiliriz. ancak burda şu soruyu sorabiliriz; (b: kaleye cenk'i koyup yabancı hakkını 1 boşaltıp önde holosko'yu kullanabilir miydik?) kaldı ki bu sorunun cevabı da cenk'in sakatlık-form durumlarına bağlı muhtemelen.
ikinci yarıya başlarken yapılan escude-holosko değişikliği aslında alınan riski gösterir. sırf hücumda etkili olabilmek adına bu kadar hatayla oynayan uğur boral riske edilip savunmacı escude çıkarılıyor ancak takım hala gömülüyor öyle mi? ilginç!
ancak işte uğur boral gerzeğinin bir türlü toparlayamaması, hatalarına devam etmesi üstüne bir de sahada ruh gibi dolaşması alınan riski de bok ediyor ve mecburi değişiklik olarak uğur'un yerine ersan giriyor. bu değişikliğin sorgulanacak en ufak tarafı yok çünkü uğur boral'ın sahada kalması 1kişi eksik mücadele etmek anlamına geliyor.
ikinci yarıda veli atılana kadar ki bölümde fenerbahçe'nin yakaladığı kontra atak şanslarına -(b: ki bu değerlendirdikleri değil yakaladıkları şanslar oluyor)- dönüp bir bakın bakalım beşiktaş defans mı yapmış geride açık verme riskini alıp hücuma çıkmaya mı başlamış?
veli'nin kırmızı kart gördüğü dakikadan sonrası fenerbahçe için antrenman bizim içinse oyuncu kaybetmeden tamamlanması zorunlu olan dakikalar haline bürünmüştü maç.
60-90 arasındaki oyuna laf eden bir daha futbol konuşmasın da izlemesin de! ersan'ın yaptığı 2-3 faule bakarak maçın bizim açımızdan çoktan bittiğini anlayabiliyor olmamız gerekir zaten. hanımlar beyler! 7 ekim 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı beşiktaş için 60 dakikadan ibaretti. dakikalar 60'ı gösterdiğinde bizim için maç çoktan bitmişti. ne yorum yapıyorsanız şunu göz önünde bulundurup yapın. yok yere sağa sola kusmayın içinizdeki nefreti, pisliği. hiç bir şey yapamıyorsanız gidin bir güzel sıçın amına koyim! rahatlarsınız belki.
şu maçtan sonra kimse çıkıp almeida'nın sahada yaptığı joggingi konuşmuyor, uğur boral'ın ruhsuzluğunu ya da ilk 2 golde sahada durduğu yeri tartışmıyor, ibrahim toraman'ın ilk golde sow'a yaptığı eskortluğu görmüyor, fernandes'in kötü gününde olmasını dile getirmiyor ve tüm sorumluluğu, suçu, yükü samet aybaba'nın üstüne atıyor ve "quaresma geri dönsün" den başka bir şey demiyor öyle mi? ve sonra bu adamlar beşiktaşlı oluyor ha? he yarram he
(b: edit:) leş kargası da benim, yarrak da benim, maçı götüyle izleyen de benim amına koyim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?