her dövüşünde önce birsürü dayak yiyip kaşını gözünü patlatan ama sonlara doğru açılan bizi de çığrından çıkaran kahramanım.
adrian'a tüm filmler boyunca sadık kalmıştır.önce apollo creed'ı nakavt etmiş.daha sonra onunla dost olmuş.arkadaşı, ivan drago tarafından öldürülünce arkadaşının intikamını almıştır.antrenörü mickey'i kaybetmiştir.parası bitmiş,iflas etmiştir.onun başına gelmeyen kalmamıştır ama o hep ayaktadır!
(bkz: acı yok rocky)
rocky balboa
o değil de köftohorlar ben size bu güzel abimizin, kominist anarşik sarı çıyan kılıklı yukarı mahallenin izbandudu ivan'la olan mevzusunu anlattım mı? anlatmadım değil mi... çekim gücüme direnmeyin, yaklaşın degajeme doğru... tabi önce dönemin ruhunu damarlarınızda hissedebilmek için şu linke bi tıklayın da, moda girin helehttp://kisalink.tk/gpo (belediye çalışıyor, çalışınca oluyor)
neyse sene ya 72 ya 78 hatırlamıyorum, süleyman yine başbakan, bülent ersoy erkek, televizyon siyah beyazdı. sanırım maça hiç gitmemiş çocuklar o zamanlar fenerbahçe ve galatasarayın da delikanlı renklere sahip olduğunu düşünüyor, "sana forma alıcam hadi galatasaraylı/fenerbahçeli ol" diyenlere "ehehe niye olmasın ne de olsa galatasaray/fenerbahçe forması giyinsem zırto gibi çıkmayacağım sokağa" gibi şeyler düşünüyor, gelen formayla paralize oluyor ömür boyu da alık alık geziyordu... işte tam da bu an, türk çocuğu için sünnet olmak kadar acı dolu bi andı.
sokaklarda hususiler, 5 kişilik taksiler, amerikan otomobilleri gezerdi. dikkat otomobil diyorum.
otomobil tam olarak şöyle bir şey:http://kisalink.tk/gpp
bu değil:http://kisalink.tk/gpr .
işte bu ikincisi motorlu araç oluyor, otomobil değil. "otomobil bir lüks değil ihtiyaçtır" falan diyorlar, gülesim geliyor. bakın cemaat, bundan sonra yanımda otomobil lüks değildir diyeni gidişlenen dişi kurt aparmasyla ağılının meyiline kodum mu fortumunu kendine bağlarım akıllı olun. Sakinim, içimdeki moğoldan kurtulup yazıma devam edeyim tosunlar otomobillerin nesli tükendi diyorum, tıpkı arabeskin de tükendiği gibi. cengiz kurtoğlu yla birlikte batıdaki elf diyarlarına giden son kayık da yola çıkmış bulundu. bu saatten sonra halil sezai falan dinleyip de tribe giren ömür boyu tripten çıkamasın yarabbi! ve bu duamızı yedi cihanda kabul eylesin yarabbiii(amin)
neyse daha fazla konudan uzaklaşmadan, rocky kardeşimize dönmek istiyorum. adanalıydı, yazları babasıyla kamyona atlar memlekete gider karpuz alıp burada satardı. karpuz kavun kaldırmaktan çocukluktan çok ciddi kas pazu birikimi yaptıydı. fazla kahve ye takılmaz, mahalleye indi mi, karşıdaki çocuk parkında salıncaklarda barfiks çeker, mahalle çocuklarının hepsini toplayıp tahtırevanın bir tarafına oturtur sonra da öbür tarafına geçer, kaldırıp indirerek kas çalışırdı. ne sağcı, ne solcu kamyoncuydu kamyoncu! rocky le münasebetim de tam bu zamanlarda başladı, önceden de tanışıklığımız vardı ama hukukumuz "selamün aleyküm aleyküm selam" çizgisinde seyrediyordu. benim esas muhabbetim abdullah abiyleydi o sıralar, mahallede arap apo da derlerdi, kadıköy civarında kendisini apollo diye de tanırlar. kendisi kadıköyün ilk junkie'lerindendi, bağdat caddesinin tek yön olduğu zamanlar az kapışmadık hey gidi günler...
bir gün yine apo abiyle kurmuşuz sofrayı, çiçek pasajında kafa çekip dansöz oynatıyoruz, iki lavuk geldi. "buralarda fazla takılmayacakmışsınız abi, dragoslu'nun selamı var" dedi biri. ben daha davranmadan bi baktım ki apo abi birinin dişlerini ötekinin eline vermiş, "al koçum, bu yol paran, tut bi hususi dragoslu'nun yanaklarından öp benim için" diyor... neyse biz içmeye devam ettik, ertesi gün de dragosluyu soruşturmaya çıkmaya karar verdik. iki üç taksimde aradık taradık bulamadık lavuğu...
neyse gel zaman git zaman apo abiyle yine 5 parasız kalmışız, kamyon lastiği yakıp bira içiyoruz mahallede, bizim rocky geldi "oo afiyet bal şeker olsun apocuğum" dedi, "sen de katıl beraber olsun" dedik, geldi bu çekiyoruz kafaları falan... bi karı geçti önümüzden ama, karı mı erkek mi belli değil, kısa saçlı ama göğüsleri falan görsen romen bandıralı gibi... üstünde garip gurup kıyafetler "agam 2. ara sokak nerededir bulamıyok" dedi. çıkaramadık bi an, zaten o saatte kim siker 2. ara sokağı, yolun açık olsun bacım bilmiyoruz falan dedik yolcu ettik bunu... derken arkadan başka bi lavuk geldi bu da sarı saçlı falan, aynı karının modelde, yoklukta her türlü giden cinste sakalsız bir oğlan... "utanmıyor musunuz siz elalemin nişanlısına sulanmaya" dedi. biz sulanmadık o geldi bize sordu falan demeye kalmadı bi karambol, ibne gider de koyuyo iki lafın arasında "delikanlıysanız teke teke çıkın lan" dedi. "bana dragoslu derler alayınızı şöyle yaparım böyle yaparım" biz rocky yle herifi sakinleştirmeye, karısının motor olduğunu açıklamaya çalışıyoruz... bi yandan da bana, şu "dragoslu" lakabı tanıdık geliyor, düşüncelerdeyim, kafa zaten taşak olmuş, ama apo abi durmuyor yine... adam ters şeritte bile gider yapar, sözlüğünde zaten r harfi silinmiş, bi de içmiş, "seni amına kodumun kabızı du senin anal yollarını bi sikeyim de tuvalette rahat sıçarsın" diye bi girişti herife. herif de izbandud, apo abinin kafa bir kaç dünya zaten, götveren bunu evire çevire dövdü. en son bi koydu apo abi bayıldı. ben apo abiye koştum, rocky de "siktir git lan burdan, dragoslu musun nesin, seni dragos ta sikerim efendi ol" dedi. gelir misin gelmez misin, derken seslerden kahve döküldü bunun da nişanlısı geldi o arada. "bunu çocukken ayı balıyla beslemişler, gelmeyin dragosa öldürür sizi, dövemen siz bunu" dedi, siktir oldu gittiler. apo abiyi eve götürdük, ertesi gün de rocky yle dragos diye bir yeri aramaya çıktık. maltepenin ötesinde, ineklerin bile henüz evrimini tamamlamadığı, pre-taurus primigenius ların otladığı bi yere geldik. o zamanlar villalar yok tabi orda, oralar öyle bostandı beee....
neyse ki bulduk dragas denen yeri. burada kalıcı kar vardı, sigara pakedimizin içinde ateşi götürerek medeniyetin ilk temellerini attığımız bu yerde, civarda yaşayan cro-magnon adamlarına konuşmayı alet kullanmayı öğrettik sırf dragosluyu bulmak için. bu yolda çok çile çektik, özellikle rocky sebebini bilmediğim bi şekilde, karda boş boş koşuyor, tavuk kovalıyor, yeri geliyor mağara adamlarını bir el arabasına bindirip kaldırıyor sonra indiriyordu... bu bir grup ilk insanla iletişimi iyice çözdükten sonra sorup soruştuşturup derdimizi anlatıp yerini öğrendik dragoslunun... rocky zaten önceden sözümü almıştı, dragosluyu bulunca o dövecekti. dövemezse(ki yok öyle bi ihtimal) başka bi gün ben gelip dragosluyu önce dövecek sonra sikecek sonra da mahkemeye verecektim.
dragosluyu bulduğumuzda, iğne oluyordu. "hasta mı oldun lan, üşüttün galiba, dur arkana kalın bi şeyler vereyim" dedim. alık alık baktı. zaten siktiğimin malını ilk gördüğümde de kendisinde bi dangalaklık olduğunu hissetmiştim. kısa kısa cümleler kuruyordu hep. sağlıkla alay olmaz allah ın büyüğüne gitmesin niye iğne vurdurduğunu anlatmayayım şimdi... neyse rocky bunu çekti kenara "gel kardeşim konuşucaz senle" dedi.
2 rekat muhabbet etmeden dragoslu koydu rocky ye bi tane sonrası ise tam olarak şöyle oldu:
http://kisalink.tk/gpx
o kadar anlattık göte gitmesin bi de tanım yapayım:
"
damage yedikçe mana dolduran sonra da, ulti açıp kodum mu oturtan unstoppable, godlike bir abimiz."
hadi hayırlı tıraşlar...
edit: şart.
neyse sene ya 72 ya 78 hatırlamıyorum, süleyman yine başbakan, bülent ersoy erkek, televizyon siyah beyazdı. sanırım maça hiç gitmemiş çocuklar o zamanlar fenerbahçe ve galatasarayın da delikanlı renklere sahip olduğunu düşünüyor, "sana forma alıcam hadi galatasaraylı/fenerbahçeli ol" diyenlere "ehehe niye olmasın ne de olsa galatasaray/fenerbahçe forması giyinsem zırto gibi çıkmayacağım sokağa" gibi şeyler düşünüyor, gelen formayla paralize oluyor ömür boyu da alık alık geziyordu... işte tam da bu an, türk çocuğu için sünnet olmak kadar acı dolu bi andı.
sokaklarda hususiler, 5 kişilik taksiler, amerikan otomobilleri gezerdi. dikkat otomobil diyorum.
otomobil tam olarak şöyle bir şey:http://kisalink.tk/gpp
bu değil:http://kisalink.tk/gpr .
işte bu ikincisi motorlu araç oluyor, otomobil değil. "otomobil bir lüks değil ihtiyaçtır" falan diyorlar, gülesim geliyor. bakın cemaat, bundan sonra yanımda otomobil lüks değildir diyeni gidişlenen dişi kurt aparmasyla ağılının meyiline kodum mu fortumunu kendine bağlarım akıllı olun. Sakinim, içimdeki moğoldan kurtulup yazıma devam edeyim tosunlar otomobillerin nesli tükendi diyorum, tıpkı arabeskin de tükendiği gibi. cengiz kurtoğlu yla birlikte batıdaki elf diyarlarına giden son kayık da yola çıkmış bulundu. bu saatten sonra halil sezai falan dinleyip de tribe giren ömür boyu tripten çıkamasın yarabbi! ve bu duamızı yedi cihanda kabul eylesin yarabbiii(amin)
neyse daha fazla konudan uzaklaşmadan, rocky kardeşimize dönmek istiyorum. adanalıydı, yazları babasıyla kamyona atlar memlekete gider karpuz alıp burada satardı. karpuz kavun kaldırmaktan çocukluktan çok ciddi kas pazu birikimi yaptıydı. fazla kahve ye takılmaz, mahalleye indi mi, karşıdaki çocuk parkında salıncaklarda barfiks çeker, mahalle çocuklarının hepsini toplayıp tahtırevanın bir tarafına oturtur sonra da öbür tarafına geçer, kaldırıp indirerek kas çalışırdı. ne sağcı, ne solcu kamyoncuydu kamyoncu! rocky le münasebetim de tam bu zamanlarda başladı, önceden de tanışıklığımız vardı ama hukukumuz "selamün aleyküm aleyküm selam" çizgisinde seyrediyordu. benim esas muhabbetim abdullah abiyleydi o sıralar, mahallede arap apo da derlerdi, kadıköy civarında kendisini apollo diye de tanırlar. kendisi kadıköyün ilk junkie'lerindendi, bağdat caddesinin tek yön olduğu zamanlar az kapışmadık hey gidi günler...
bir gün yine apo abiyle kurmuşuz sofrayı, çiçek pasajında kafa çekip dansöz oynatıyoruz, iki lavuk geldi. "buralarda fazla takılmayacakmışsınız abi, dragoslu'nun selamı var" dedi biri. ben daha davranmadan bi baktım ki apo abi birinin dişlerini ötekinin eline vermiş, "al koçum, bu yol paran, tut bi hususi dragoslu'nun yanaklarından öp benim için" diyor... neyse biz içmeye devam ettik, ertesi gün de dragosluyu soruşturmaya çıkmaya karar verdik. iki üç taksimde aradık taradık bulamadık lavuğu...
neyse gel zaman git zaman apo abiyle yine 5 parasız kalmışız, kamyon lastiği yakıp bira içiyoruz mahallede, bizim rocky geldi "oo afiyet bal şeker olsun apocuğum" dedi, "sen de katıl beraber olsun" dedik, geldi bu çekiyoruz kafaları falan... bi karı geçti önümüzden ama, karı mı erkek mi belli değil, kısa saçlı ama göğüsleri falan görsen romen bandıralı gibi... üstünde garip gurup kıyafetler "agam 2. ara sokak nerededir bulamıyok" dedi. çıkaramadık bi an, zaten o saatte kim siker 2. ara sokağı, yolun açık olsun bacım bilmiyoruz falan dedik yolcu ettik bunu... derken arkadan başka bi lavuk geldi bu da sarı saçlı falan, aynı karının modelde, yoklukta her türlü giden cinste sakalsız bir oğlan... "utanmıyor musunuz siz elalemin nişanlısına sulanmaya" dedi. biz sulanmadık o geldi bize sordu falan demeye kalmadı bi karambol, ibne gider de koyuyo iki lafın arasında "delikanlıysanız teke teke çıkın lan" dedi. "bana dragoslu derler alayınızı şöyle yaparım böyle yaparım" biz rocky yle herifi sakinleştirmeye, karısının motor olduğunu açıklamaya çalışıyoruz... bi yandan da bana, şu "dragoslu" lakabı tanıdık geliyor, düşüncelerdeyim, kafa zaten taşak olmuş, ama apo abi durmuyor yine... adam ters şeritte bile gider yapar, sözlüğünde zaten r harfi silinmiş, bi de içmiş, "seni amına kodumun kabızı du senin anal yollarını bi sikeyim de tuvalette rahat sıçarsın" diye bi girişti herife. herif de izbandud, apo abinin kafa bir kaç dünya zaten, götveren bunu evire çevire dövdü. en son bi koydu apo abi bayıldı. ben apo abiye koştum, rocky de "siktir git lan burdan, dragoslu musun nesin, seni dragos ta sikerim efendi ol" dedi. gelir misin gelmez misin, derken seslerden kahve döküldü bunun da nişanlısı geldi o arada. "bunu çocukken ayı balıyla beslemişler, gelmeyin dragosa öldürür sizi, dövemen siz bunu" dedi, siktir oldu gittiler. apo abiyi eve götürdük, ertesi gün de rocky yle dragos diye bir yeri aramaya çıktık. maltepenin ötesinde, ineklerin bile henüz evrimini tamamlamadığı, pre-taurus primigenius ların otladığı bi yere geldik. o zamanlar villalar yok tabi orda, oralar öyle bostandı beee....
neyse ki bulduk dragas denen yeri. burada kalıcı kar vardı, sigara pakedimizin içinde ateşi götürerek medeniyetin ilk temellerini attığımız bu yerde, civarda yaşayan cro-magnon adamlarına konuşmayı alet kullanmayı öğrettik sırf dragosluyu bulmak için. bu yolda çok çile çektik, özellikle rocky sebebini bilmediğim bi şekilde, karda boş boş koşuyor, tavuk kovalıyor, yeri geliyor mağara adamlarını bir el arabasına bindirip kaldırıyor sonra indiriyordu... bu bir grup ilk insanla iletişimi iyice çözdükten sonra sorup soruştuşturup derdimizi anlatıp yerini öğrendik dragoslunun... rocky zaten önceden sözümü almıştı, dragosluyu bulunca o dövecekti. dövemezse(ki yok öyle bi ihtimal) başka bi gün ben gelip dragosluyu önce dövecek sonra sikecek sonra da mahkemeye verecektim.
dragosluyu bulduğumuzda, iğne oluyordu. "hasta mı oldun lan, üşüttün galiba, dur arkana kalın bi şeyler vereyim" dedim. alık alık baktı. zaten siktiğimin malını ilk gördüğümde de kendisinde bi dangalaklık olduğunu hissetmiştim. kısa kısa cümleler kuruyordu hep. sağlıkla alay olmaz allah ın büyüğüne gitmesin niye iğne vurdurduğunu anlatmayayım şimdi... neyse rocky bunu çekti kenara "gel kardeşim konuşucaz senle" dedi.
2 rekat muhabbet etmeden dragoslu koydu rocky ye bi tane sonrası ise tam olarak şöyle oldu:
http://kisalink.tk/gpx
o kadar anlattık göte gitmesin bi de tanım yapayım:
"
damage yedikçe mana dolduran sonra da, ulti açıp kodum mu oturtan unstoppable, godlike bir abimiz."
hadi hayırlı tıraşlar...
edit: şart.
efsanedir :http://tinyurl.com/2wc43pj
(bkz: italian stallion)
ultrAslan'ın fenerbahçe maçında ki koreografisinde baş rol oyuncusu ...
Rocky Balboa temalı koreografisindeki ''Ayağa Kalk'' sloganının FETÖ terör örgütü elebaşısının birkaç gün önceki bir konuşmasına geçen bir ifade olduğu ve koreografinin bununla ilişkilendirilmesi ve bunun sosyal medyada seslendirilmesi sonrasında Sabah'ın haberine göre Başbakan'ın talimatıyla koreografi hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi.
Rocky Balboa temalı koreografisindeki ''Ayağa Kalk'' sloganının FETÖ terör örgütü elebaşısının birkaç gün önceki bir konuşmasına geçen bir ifade olduğu ve koreografinin bununla ilişkilendirilmesi ve bunun sosyal medyada seslendirilmesi sonrasında Sabah'ın haberine göre Başbakan'ın talimatıyla koreografi hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?