robin van persie

van persie, neredeyse hollanda'ya özgü olan yapılı elegans futbolcu klasmanının en baskın olanlarından birisidir. topu ayağına aldığı anda körlemesine giden nice topçu yerine çok zeki ve algısı son derece açıktır. bu özellikleri sayesinde çevresinde gelişen hareketlenmeleri sezerek kendisine yapılan savunma hamlelerine karşı ani ve öngörülmesi bir hayli zor tepkiler verip topu rakipten küçük düşürücü bir minvalde kurtarabiliyor. zamanlaması zekasına paralel olarak son derece güçlü, top kontrolünde ise topu, ikea mobilyası parçalarının yuvasına oturması gibi milimetrik ayağına oturtabiliyor. yalnızca keskin plaseleri dahi türünün en büyüklerinden olmasını sağlıyor. neticede her yönüyle izlemesi büyük keyif veren saygı duyulması önem arz eden şahane bir sporcu.

izninizle fenerbahçe'ye transfer boyutundan da bahsetmek istiyorum. -ha-ha-ha!.. niçin izin isteyeyim ayol. her türlü bahsedeceğim zaten. o zaman için izin istedim?- fenerbahçe, galatasaray'ın hagi'yi almasıyla baskı altına girmiş ve beslediği hasedi ortega ve alex'le teskin etmeye çalışmış, içlerinden alex dikiş tutturarak fenerbahçe'nin hagi'si konumuna gelmiştir. ardından cem uzan en parlak döneminde jardel gibi abartılı gol ortalamasına sahip bir yırtıcıyı kulübe getirmiştir. işte van persie de belki pozisyonları tam aynı olmasa da fenerbahçe'nin jardel figürünü karşılayan bir futbolcu. hatta çok daha ihtişamlısı. ayrıca yaşı da geçkin sayılmaz. hagi-jardel, alex-van persie çatışmasında en belirgin fark hagi ile jardel'e nazaran van persie'nin alex'le aynı anda sahada olamaması.

tarihlerinin en kötü kadrolarıyla beş sene içinde yer aldıkları dünya kupalarında sadece robben'le birlikte hollanda'yı final ve yarı finale çıkartmış birisidir van persie. emre belözoğlu'nun da gitmesiyle fenerbahçe, belki de antipatiklik duvarını bu futbolcuyla yıkacaktır. gerçi bu tiksintinin en büyük nedeni olarak taraftar kitlesini görüyorum. bu konuya da sosyolojik bir perspektifte bakmak gerekir.