Doğrusu am piyazıdır.
Hoffff bugun terbiyesizliğim ustumde.
fenerbahçenin ilk maçta 30 sayı fark yediği düşünülürse, büyük bir ihtimalle yenilip top 16 ya veda edeceği maç olacaktır.
askerlik nedeniyle maalesef sadece bir kez[ybkz]swh[/ybkz] çıplak gözle izleyebildiğim eski forvet oyuncumuz.
maç günü; saat 13.10. maç biletleri halen satışta. götünüze girsin o passolig kartları
2024-25 sezonuna iyi başlayamayan stoper. 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçında da penaltıya sebebiyet vererek hem takımının karşılaşmayı mağlup tamamlamasına neden oldu hem de kırmızı kart görüp rövanş müsabakasında cezalı duruma düştü. yenilen gollerde pozisyon hatası yaptı.
diğer beşiktaşlıları bilmiyorum ama beni ilgilendiriyor. ikea'nın önünden bindiğiniz taksici abi hepsi iyi çocuklar ama fernandes her akşam gezmelerde diyorsa. Ne zaman gece klübüne gitsen bu adam karşına çıkıyorsa ve kavgalar ediyorsa. Basında çarşaf çarşaf haberler çıkıyor ve bu haddini bilmez hiç kimseye kulak asmıyorsa beni ilgilendirir.
geçtim 2.5 yılda oynadığı bilmem kaç derbi maçta etkisiz eleman olarak görev almasını , işte en önemli trabzon ve kasımpaşa maçı ... araki bul bu adamı. bitmek tükenmez sakatlıklar, abuk subuk kartlar cabası.
Kasımpaşa maçında çok açık hazır olmadığı belliydi, ona buna sataşıp sahadaki yetersizliğini örtmeye çalışıyordu.Profesyonel bir futbolcu her gece içip sıçıp günümüz futbolunda sahada performans koyamaz en büyük örneği kendisi.
geçtim 2.5 yılda oynadığı bilmem kaç derbi maçta etkisiz eleman olarak görev almasını , işte en önemli trabzon ve kasımpaşa maçı ... araki bul bu adamı. bitmek tükenmez sakatlıklar, abuk subuk kartlar cabası.
Kasımpaşa maçında çok açık hazır olmadığı belliydi, ona buna sataşıp sahadaki yetersizliğini örtmeye çalışıyordu.Profesyonel bir futbolcu her gece içip sıçıp günümüz futbolunda sahada performans koyamaz en büyük örneği kendisi.
Olcay Şahan, Gökhan Töre, Oğuzhan Özyakup ve Tolga Zengin'i çağırmış takımdır. fatih terim ile beraber hamza hamzaoğlu görev alıyor ilginç.
u15midir nedir bunun üzerinden makara yapmaya çalışarak ezikliklerini bir kez daha belli eden tinksiç taraftar gurubunun yaptığı ttdir
ptt 1. lig 2014-2015 sezonunda, forma giydiği 19 maçta 11 gol atmıştır.
mert nobre ve diego biseswar ile birlikte takımını sırtladı.
mert nobre ve diego biseswar ile birlikte takımını sırtladı.
Bilic'in az önce açıklamasında "1-0'dan sonra oyunun hakimi bizdik. 2.gol için bastırdık." dediği karşılaşma. Ben sanırım başka maç izledim. öne geçtiğimiz yüzde 80 maçta bu stresi yaşıyoruz. Balikesir bile geriye düşse de korkmuyor bizden. iste 8 mart 2015 medicana sivasspor beşiktaş maçında son dakika direkten dönmese lig gitmisti. Oyunu kopartamıyoruz arkadaş. ikinci golü atıp fişi çekemiyoruz.
bazısi takım yorgun diyor ama neden yorgun bir düşünelim. Fenerbahçe olsa 0-1 yaptıktan sonra o maçı kitler kendini yormadan önündeki maçı düşünür. Biz her maçı 90 dk yorarak oynuyoruz. Hem fiziksel hem de mental olarak bu takım kendini yıpratiyor. Bu da çok sevdigim bilic'in işi.
bazısi takım yorgun diyor ama neden yorgun bir düşünelim. Fenerbahçe olsa 0-1 yaptıktan sonra o maçı kitler kendini yormadan önündeki maçı düşünür. Biz her maçı 90 dk yorarak oynuyoruz. Hem fiziksel hem de mental olarak bu takım kendini yıpratiyor. Bu da çok sevdigim bilic'in işi.
19 mart günü katıldığı canlı yayında; bugün beşiktaşın 113. yılının ilk günü, ne düşünüyorsunuz diye soran yorumcuya boş boş bakan adam.
19 marttan falan haberi yok; 113 yıldan ise hiç haberi yok. sorsan beşiktaş yorumcusu.
19 marttan falan haberi yok; 113 yıldan ise hiç haberi yok. sorsan beşiktaş yorumcusu.
alerjik rinit adlı versiyonunun, mevsim geçişlerini ızdıraba çevirdiği kronik rahatsızlık. 25'imden sonra bünyeme musallat olan bu rahatsızlığa isyanımı, candan erçetin'den bir şarkıyla dile getiriyorum bugünlerde:
--- alıntı ---
bahar geldiğinde mi ben böyle olurum,
yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?
--- alıntı ---
--- alıntı ---
bahar geldiğinde mi ben böyle olurum,
yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?
--- alıntı ---
transfer olduğundan bu yana süper ligde ilk kez 11'de sahaya çıkmıştır.
(bkz: 25 mayıs 2025 beşiktaş çaykur rizespor maçı)
(bkz: 25 mayıs 2025 beşiktaş çaykur rizespor maçı)
zaten burada herkes nefes nefese nokta kom müdavimi olduğu için , hepimizi derinden yaralayacak olan yasak.
transfer edildiğinde bu derece skora etki edecek, kilit bir futbol sergileyeceğini kimse düşünmemişti. tam adrese gönderdiği paslar, defansa olan katkısı ve sayılabilecek bir çok yerinde hamlesi ile ciddi derece önem arz eden bir oyuncu haline gelmiştir.
Kimi zaman saçma, kimi zamansa dünyanın en mükemmel espirisi hisini uyandırabilecek derecede zeka ürünü olan espirilerdir şahsımca.
-Merhabalar, çok merhaba, nasılsınız efendim ben Ersin.
+Hangi ersin
-Tenceren.
(bkz: Bizde yeni geldik )
(bkz: yemin et )
-Merhabalar, çok merhaba, nasılsınız efendim ben Ersin.
+Hangi ersin
-Tenceren.
(bkz: Bizde yeni geldik )
(bkz: yemin et )
umut sarıkayadan sonra ersin karabulutunda otis abi hayrını olduğunu öğrendik
öncelikle baştan belirteyim, bu yazdıklarım bir savunma psikolojisi içeerisinde yazılan şeyler değil. sadece madem sorunlarımıza çözüm arıyoruz o zaman sorunları daha detaylı inceleyelim diye yazıyorum bunları. kurulduğundan bu yana öyle ya da böyle sözlük yönetimi içerisinde olan biri olarak sanırım sorunları daha detaylı inceleyebilirim.
öncelikle script konusundan başlayalım. şu anda kullanmakta olduğumuz versiyon şimdiye kadar kullandıklarımız içerisinde en iyisi. fakat yine de pek çok hata ve eksiklik çıkıyor. bunların kimini biz düzeltiyoruz, bizim kapasitemizin yetmediği işlere ise dışarıdan yardım alıyoruz. önce şunu belirteyim ki en büyük esiklerimizden biri yönetim içerisinde bir coder bulunmayışı. "açılın ben phy,java,sql biliyorum" diyen varsa bir adım öne çıksın lütfen. mobil de dahil tabi buna.
kodlama işini hep dışarıdan kişilere yaptırıyoruz. bu hem oldukça yüksek maliyetli oluyor hem de bu kişilere her zaman ulaşma şansımız olmuyor. şansımız varsa ve boş bir dönemine denk getirebilirsek bazı eksiklikleri düzeltebiliyoruz. tabi bir de şu var; bazen bize çok basit gibi gelen bir bug'ı düzeltmek için tüm sözlüğü silip baştan kodlamak gerekebiliyor. takdir edersiniz ki bu bizim için pek olası değil. bunun dışında bazı hataların düzeltilmesi güvenlik açığkları ortaya çıkarabiliyor. yine takdir edersiniz ki açıksız olmak hatasız olmaktan daha önemli. bir gün uyandığımızda renkliler tarafından hacklenmiş bir sözlük görmeyi kimse istemez sanırım.
kodlama olayı böyle, dediğim gibi ben kodlarım/kodlattırırım diyebilen yazar varsa buyursun gelsin kapımız her zaman açık. olayın maddi boyutlarına değinmiyorum bile. hani hep "gs sözlük" diyoruz ya mesela; onların coder'ları ekşinin coder'ları farkımız bu noktada ne yazık ki.
sözlüğe yazar kazandırma olayına gelince; bunun için de elimizden geldiğince çabaladık. hala da çabalıyoruz. diğer sözlüklerde aktif yazarlarımız var onları kullanarak sözlüğün tanıtımını diğer sözlükler üzerinden yapmaya çabalıyoruz. mesela herkesin burun kıvırdığı kerami pestenkerani ekşideki bildiği beşiktaşlılara mesaj atarak onları sözlüğe kazandırmaya çabaladı. gelen olmadı mı? oldu. fakat kalıcılıkları pek olmadı. bizim de hatalarımız olmuş olabilir kalıcı olmamalarında fakat benim bildiğim kadarıyla sözlüğün henüz yeterince büyümemiş olması onları uzaklaştırdı. kendini sözlüğe adayıp sözlüğü benimseyenler ise zaten her zaman bizimle kaldılar.
ünlülerin sözlüğe çekilmesi mevzusu üzerinde de çok çalıştık. tivitler attık, mailler yazdık fakat elimize geçen bir kaç rt'den fazlası olmadı ne yazık ki. ünlü beşiktaşlılarla şahsi ilişkileri olan bu şekilde onlara ulaşabilecek yazarımız varsa bize yardımcı olabilir. ya da bir gün yine birleşip twitter üzerinden bu kişilerle iletişim kurmaya çabalayabiliriz.
yönetimle ilişkileri beste sayesinde kurmaya başlamıştık aslında. fakat ahmet ateş'in şike sürecinde tutuklanması ve sonrasında değişen yönetim ile bu ilişkimiz sıfır düzeyine indi. özellikle beşiktaş dergisinde bize ayrılacak bir sayfa için çabalarımız halen sürüyor bunu başarırsak çok şeyi değiştirmiş olabiliriz diye düşünüyorum. yine yardımcı olabileceklerin yardımına hazırız tabi bu konuda da.
yazar sayısını arttırarak sözlüğün büyümesini sağlayamayacağımızı düşünüyorum ben. sözlüğe gelen yazar format bilgisi olan ve sözüğe bir artı değer kazandırabilecek kişiler olmalı. yoksa aksi yöndeki yazarlar mevcut yazarları bile soğutabiliyor kimi zaman, kendimden biliyorum. bir de bence sözlüğün marka değerini arttırmak için daha fazla beşiktaş konuşmalıyız. unutmayalım ki burası beşiktaş sözlüğü. bazı arkadaşlarımdan farklı olarak ben kalem,silgi defter ve sair başlıklara sıkıcı tematik entrylerin kasılmasını doğru bulmuyorum. bu sözlüğü tek düze sıkıcı ve beşik'tan kopmuş hale getirebiliyor. entry yazmak için olan zaman ve enerjimizi beşiktaş üzerinde harcarsak bence daha başarılı oluruz. çünkü unutmayalım ki beşiktaşla alakasız başlıklara yazacağımız şeylerin büyük çoğunluğu daha önce bir şekilde diğer sözlüklerde yer bulmuş oluyor. bizi farklı kılacak olan ise şüphesiz ki beşiktaş.
sık sık zirve organize ediyoruz. hatta bu yüzden eleştiri bile alıyoruz. "zirveye gidenler gruplaşmış gitmeyenler zirve sonrası başlıklardan bir şey anlamıyor" gibi. kısmen hak da veriyorum aslında bu eleştiriye, fakat şunu herkes kabul eder sanırım ki sözlükte gelişen arkadaşlık ortamı doğuştan gelen bir durum değil. kimse de bu ortamın dışında bırakılmıyor. kendi adıma örnek verirsem bana gelen her mesaja elimden geldiğince olumlu ve yapıcı cevap vermeye çabalıyorum hep. ben bile sevgi kelebeği oluyosam zaten siz düşünün gerisini.
ve son olarak kişisel kapris mevzusuna değinmek istiyorum. şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sözlükteki hiç bir yönetici sözlük üzerindeki yetkisini kişisel sorunlarına alet edemez. sözlük içerisinde farklı görüş belirtmek herkesin olduğu kadar yöneticilerin de hakkı. fakat sırf kendine laf sokuluyor diye bir entry silinmez. hukukçu arkadaşlar gayet iyi bilir ki; sözlük formatı dışında kalan her sözlük kuralı güncel mevzuata göre yazılmıştır. ve ortada tck'nın dahi suç saydığı bir durum varken o entry silindi diye sözlüğe tavır almak yönetimin değil ne yazık ki yazarın kaprisi olabilir sadece.
hukuksal sorunlarda genelde newcastle ve bana danışılıyor. kendi adıma söyleyebilirim ki bir şey sorulduğunda yapanın kim olduğunu sormuyorum bile. sadece olayı yorumluyorum. beni fail değil fiil ilgilendiriyor çünkü. yönetimin de bakış açısı bu yönde. hatalı karar verilmiş olamaz mı? elbette olabilir. o işlemi yapan arkadaşla iletişim kurun gerekçe sorun, her yönetici gerekçe açıklar size. hala haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız yapılan haksızlığı ifşa edin. utanılacak bir şey yaptıysak herkes görsün.
söylemek istediklerim şimdilik böyle. başta da dediğim gibi bir çeşit savunma değil bu, sadece belirtili sorunları bizim de gördüğümüzü çözmeye çabaladığımızı ama geldiğimiz noktadan fazlasını beceremediğimizi anlatmak istedim. "şunu yapabiliriz" diyen yaksın mesaj lambamızı değerlendirelim birlikte.
biraz uzun oldu sanırım; uzun entrylerin okunmadığı gerçeği gibi bir gerçek de önümüzdeyken lafı daha fazla uzatmayayım ben.
eyyorlamam bu kadar.
öncelikle script konusundan başlayalım. şu anda kullanmakta olduğumuz versiyon şimdiye kadar kullandıklarımız içerisinde en iyisi. fakat yine de pek çok hata ve eksiklik çıkıyor. bunların kimini biz düzeltiyoruz, bizim kapasitemizin yetmediği işlere ise dışarıdan yardım alıyoruz. önce şunu belirteyim ki en büyük esiklerimizden biri yönetim içerisinde bir coder bulunmayışı. "açılın ben phy,java,sql biliyorum" diyen varsa bir adım öne çıksın lütfen. mobil de dahil tabi buna.
kodlama işini hep dışarıdan kişilere yaptırıyoruz. bu hem oldukça yüksek maliyetli oluyor hem de bu kişilere her zaman ulaşma şansımız olmuyor. şansımız varsa ve boş bir dönemine denk getirebilirsek bazı eksiklikleri düzeltebiliyoruz. tabi bir de şu var; bazen bize çok basit gibi gelen bir bug'ı düzeltmek için tüm sözlüğü silip baştan kodlamak gerekebiliyor. takdir edersiniz ki bu bizim için pek olası değil. bunun dışında bazı hataların düzeltilmesi güvenlik açığkları ortaya çıkarabiliyor. yine takdir edersiniz ki açıksız olmak hatasız olmaktan daha önemli. bir gün uyandığımızda renkliler tarafından hacklenmiş bir sözlük görmeyi kimse istemez sanırım.
kodlama olayı böyle, dediğim gibi ben kodlarım/kodlattırırım diyebilen yazar varsa buyursun gelsin kapımız her zaman açık. olayın maddi boyutlarına değinmiyorum bile. hani hep "gs sözlük" diyoruz ya mesela; onların coder'ları ekşinin coder'ları farkımız bu noktada ne yazık ki.
sözlüğe yazar kazandırma olayına gelince; bunun için de elimizden geldiğince çabaladık. hala da çabalıyoruz. diğer sözlüklerde aktif yazarlarımız var onları kullanarak sözlüğün tanıtımını diğer sözlükler üzerinden yapmaya çabalıyoruz. mesela herkesin burun kıvırdığı kerami pestenkerani ekşideki bildiği beşiktaşlılara mesaj atarak onları sözlüğe kazandırmaya çabaladı. gelen olmadı mı? oldu. fakat kalıcılıkları pek olmadı. bizim de hatalarımız olmuş olabilir kalıcı olmamalarında fakat benim bildiğim kadarıyla sözlüğün henüz yeterince büyümemiş olması onları uzaklaştırdı. kendini sözlüğe adayıp sözlüğü benimseyenler ise zaten her zaman bizimle kaldılar.
ünlülerin sözlüğe çekilmesi mevzusu üzerinde de çok çalıştık. tivitler attık, mailler yazdık fakat elimize geçen bir kaç rt'den fazlası olmadı ne yazık ki. ünlü beşiktaşlılarla şahsi ilişkileri olan bu şekilde onlara ulaşabilecek yazarımız varsa bize yardımcı olabilir. ya da bir gün yine birleşip twitter üzerinden bu kişilerle iletişim kurmaya çabalayabiliriz.
yönetimle ilişkileri beste sayesinde kurmaya başlamıştık aslında. fakat ahmet ateş'in şike sürecinde tutuklanması ve sonrasında değişen yönetim ile bu ilişkimiz sıfır düzeyine indi. özellikle beşiktaş dergisinde bize ayrılacak bir sayfa için çabalarımız halen sürüyor bunu başarırsak çok şeyi değiştirmiş olabiliriz diye düşünüyorum. yine yardımcı olabileceklerin yardımına hazırız tabi bu konuda da.
yazar sayısını arttırarak sözlüğün büyümesini sağlayamayacağımızı düşünüyorum ben. sözlüğe gelen yazar format bilgisi olan ve sözüğe bir artı değer kazandırabilecek kişiler olmalı. yoksa aksi yöndeki yazarlar mevcut yazarları bile soğutabiliyor kimi zaman, kendimden biliyorum. bir de bence sözlüğün marka değerini arttırmak için daha fazla beşiktaş konuşmalıyız. unutmayalım ki burası beşiktaş sözlüğü. bazı arkadaşlarımdan farklı olarak ben kalem,silgi defter ve sair başlıklara sıkıcı tematik entrylerin kasılmasını doğru bulmuyorum. bu sözlüğü tek düze sıkıcı ve beşik'tan kopmuş hale getirebiliyor. entry yazmak için olan zaman ve enerjimizi beşiktaş üzerinde harcarsak bence daha başarılı oluruz. çünkü unutmayalım ki beşiktaşla alakasız başlıklara yazacağımız şeylerin büyük çoğunluğu daha önce bir şekilde diğer sözlüklerde yer bulmuş oluyor. bizi farklı kılacak olan ise şüphesiz ki beşiktaş.
sık sık zirve organize ediyoruz. hatta bu yüzden eleştiri bile alıyoruz. "zirveye gidenler gruplaşmış gitmeyenler zirve sonrası başlıklardan bir şey anlamıyor" gibi. kısmen hak da veriyorum aslında bu eleştiriye, fakat şunu herkes kabul eder sanırım ki sözlükte gelişen arkadaşlık ortamı doğuştan gelen bir durum değil. kimse de bu ortamın dışında bırakılmıyor. kendi adıma örnek verirsem bana gelen her mesaja elimden geldiğince olumlu ve yapıcı cevap vermeye çabalıyorum hep. ben bile sevgi kelebeği oluyosam zaten siz düşünün gerisini.
ve son olarak kişisel kapris mevzusuna değinmek istiyorum. şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sözlükteki hiç bir yönetici sözlük üzerindeki yetkisini kişisel sorunlarına alet edemez. sözlük içerisinde farklı görüş belirtmek herkesin olduğu kadar yöneticilerin de hakkı. fakat sırf kendine laf sokuluyor diye bir entry silinmez. hukukçu arkadaşlar gayet iyi bilir ki; sözlük formatı dışında kalan her sözlük kuralı güncel mevzuata göre yazılmıştır. ve ortada tck'nın dahi suç saydığı bir durum varken o entry silindi diye sözlüğe tavır almak yönetimin değil ne yazık ki yazarın kaprisi olabilir sadece.
hukuksal sorunlarda genelde newcastle ve bana danışılıyor. kendi adıma söyleyebilirim ki bir şey sorulduğunda yapanın kim olduğunu sormuyorum bile. sadece olayı yorumluyorum. beni fail değil fiil ilgilendiriyor çünkü. yönetimin de bakış açısı bu yönde. hatalı karar verilmiş olamaz mı? elbette olabilir. o işlemi yapan arkadaşla iletişim kurun gerekçe sorun, her yönetici gerekçe açıklar size. hala haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız yapılan haksızlığı ifşa edin. utanılacak bir şey yaptıysak herkes görsün.
söylemek istediklerim şimdilik böyle. başta da dediğim gibi bir çeşit savunma değil bu, sadece belirtili sorunları bizim de gördüğümüzü çözmeye çabaladığımızı ama geldiğimiz noktadan fazlasını beceremediğimizi anlatmak istedim. "şunu yapabiliriz" diyen yaksın mesaj lambamızı değerlendirelim birlikte.
biraz uzun oldu sanırım; uzun entrylerin okunmadığı gerçeği gibi bir gerçek de önümüzdeyken lafı daha fazla uzatmayayım ben.
eyyorlamam bu kadar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?