İstanbul’da 4 harika yıl geçirdim. Kaptanlık yaptım. Şampiyonluk yaşadım ve Şampiyonlar Ligi’nde oynadım. Türkiye’deki insanların futbola ve futbolculara olan ilgisi inanılmaz. Oradaki heyecanı sonrasında bir daha yaşamadım. Korumalarım olmadan ön kapıya bile çıkamazdım. İnsanlar beni bir Tanrı gibi görürlerdi. O duyguları yaşamayı özledim
3-0'lık trabzon maçında yeni açığın tam ortasındaydım ve ilk yarının sonundaki frikikten önce yüksek sesle "delgado 90'a takacak bunu bakın şimdi" demiştim. millet gol sevincinde beni de tebrik ediyordu. ayrıca o maç felaket hastaydım ve bir ara koltuğa çöküp kalmıştım, arkadaki bir abi de "kalk burası oturma yeri değil" diyerek bana kızmıştı. yeni açığın ortasında olduğum başka bir maçta da zürih'e karşı şampiyonlar ligi ön elemesinde 2 kafa golü atmıştı. ve tabiki sami yen'de orospu çocuğu cüneyt çakır tarafından atıldığı galatasaray maçı hala aklımda. özledik be. fener'i del-gado.
çok katkı sağlayamayıp pek de iyi olmayan bir şekilde ayrılmasına rağmen değişik bir şekilde özlenen topçudur. sanıyorum ki hal ve hareketleri, sempatikliği ve gülümsemesi bunda katkılıdır.
tigana'nın en büyük kazığıdır bu adam takıma. ilk geldiği yıl hiçbir deplasmana gitmedi üstüne şöyle on numara böyle on numara dediler ama zoubeir baya'dan bile kötü bir oyuncuydu. tek maç almışlığı bile yoktur.
gelirken aurelio ve rico paşa'yı da getirsin de tam olsun dediğimiz 3 yıl önce bile sakatlıklardan muzdarip, ağır çekim oyuncuydu. şimdi elinde baston ile dolaşır artık.