enteresan bir heyecan kaplıyor insanın içini, gün içerisin de yürüyemez hale geliyorsun.
her şey semte gidene kadar tabiki. temiz bir beşiktaş kokusu, kazan da iki bira az çerez demlenmesi, ordan bi şair parkında iki üç güzel beste biraz sohbet az da alkol,
artık hazır olduğunu düşünüyorsun bu sefer ta ki stada yaklaşana kadar.
o köfte ekmeğin kokusu, her yanından geçen üçerli beşerli grupların söylediği eğlenceli besteler.
iki sevgili birisinin formasının arkasında siyah, bir diğerin de beyaz yazılı. diyorsun tamam artık heyecan geçti,
artık hazır olmasın ama yine de için de bir sıkıntı bir heyecan.
ta ki stada girene kadar.
tüm hazırlıklar tamamlanmış maça kalmış 1 - 1. buçuk saat. heyecandan ölüyorsun artık.
ta ki hakem düdüğü çalana kadar. o anda bitiyor ancak her şey dünyayı unutuyorsun, zikir gibi. kapılıp gidiyorsun bestelere küfürlere sevinç gülmelerine. gözlerinin içinde ki ışığı göre annen baban sevgilin o anda hepsi terk eder seni bu nasıl bir sevgi diye.
anlatmaya çalışılılandır sadece o saatler. bünye izin vermez anlatmana, yazarken bile ellerim titiyor.
dillerde bir beste şu sıralar.
aşığım sana
doyamıyorum
ne de güzelsin
bakamıyorum
seni sevmeye
kıyamıyorum
bu ne büyük aşk
şanlı beşiktaş
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?