1. sınıfta iken sap sarı uzun saçlarım vardı. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
annem her sabah özenle tarar yanlardan iki tane toplar beni okula yollardı. dikkat çeken güzelliğimin yanına saçlarımın da güzelliği eklenince büyük küçük bütün gözler ben de olurdu. [ybkz]swh[/ybkz]
yine böyle saçlarımın keçi kulağı gibi toplandığı bir gün teneffüste bahçeye çıkmak için merdivenlerden inerken 3. sınıfa giden bir delikanlı keçi kulaklarımdan "hehehehe saçlara bak. keeçiii keeeeçiii" diyerekten çekti. 1,2,3 derken canıma tak etti ve dönüp önlüğünden tuttuğum gibi aşağı çektim. merdivenlerde oldumuzdan pek çabuk dengesini kaybetti ve karşıdaki duvara gömdü kafasını. ben ise olay mahallini koşmak suretiyle hemen terk ettim.
ertesi gün sabah ilk derste öğretmenim içeri girdi ve beni yanına çağırdı. müdür bey çağırıyor gel bir gidelim dedi. paşa paşa gittim. içeri girdiğimde malum 3. sınıf öğrencisi delikanlımızı kafasında bandaj ve yanında anne babasıyla gördüm. müdür pek babacan bir şekilde "gel bakalım" dedi. uzun uzun baktıktan sonra -ben burda altıma etmek üzereyim tabi- "gidebilirsin sen" dedi. çocuğun anne babası "ama müdür bey" der gibi olunca da. "bi oğlunuza bakın bir de şu kıza. oğlunuzun yarısı kadar yok. ben olsam şikayet etmeye utanırdım siz utanmıyor musunuz?" dedi.
sonra öğretmenim beni elimden tuttu ve sınıfa geri götürdü. ne bir daha o çocuğu gördüm ne de bir başkasının kafasını yardım. -ama bu saçımı çekebilirsiniz anlamına gelmiyor tabi.-
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?