ibrahim toraman

gidiyorum bu
anlaşılacağı üzere bilgi sızdırması şehir efsanesi yahut rivayet değil belgelendirilmiş somut bir gerçekliktir. kendisinden buna dair en küçük bir yalanlama gelmemiştir. zaten her şey ortada mümkün değil. burada mesele şudur, fikret orman ve yönetimi skandal transferlere imza attığı için ibrahim toraman'ın verdiği ciddi zararları tolere etmeli midir? böyle bir korelasyon kurulabilir mi?

yoksa bu iki durum birbirinden bağımsız şekilde değerlendirilmesi gerekilen olgular mıdır? bunun haricinde ibrahim toraman'ın beşiktaş kulübünde ne türlü bir hakkı kalmıştır? alacakları mı ödenmemiştir? kulüpten alacağı yoksa hangi haktan bahsetmektedir?

beşiktaş tarihinde sakat sakat maça çıkan ilk ve tek futbolcu kendisi midir? değilse onu diğerlerinden farklı kılan nedir?

beşiktaş kaptanı olması sıfatıyla her transfer görüşmesinde tavan ücretten kontrat yapmış mıdır yapmamış mıdır?

takım içi hemen her kavganın mutlaka bir tarafının kendisi olması tamamen tesadüften ibaret midir?

vasatı geçemeyen futbolculuk meziyetleri hakkında ayrıca çok uzun uzadıya yazılır da işin etik boyutunda "şimdilik" aklıma gelenler bunlar. ne mutlu ki "kadıköy'de tekti alayına yetti" hamasetine pabuç bırakmayacak az ya da çok taraftar tribünlerde mevcut.

kendisinin beşiktaş camiası nazarındaki psikolojik anlamda konumu samet aybaba'dan fazla olur eksik olmaz. bunun da sorumlusu yine kendisidir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol