beşiktaş için oynadığı dönem boyunca pis işlerden gözünü hiç sakınmamış futbolcu. pis işlerden kastım, futbol içindekilerdir. yani cesur, azimli, kimsenin sokmayacağı yere ayağını, kafasını rahatlıkla sokar. bir de kafa olarak hep hazır bir toraman vardır sahada. yani mesela ön libero oynayacaksa ona göre çıkar, topunu oynar. sağ bekte oynatılmışsa bindirmelerini ona göre yapar, kademesini kollar. fiziksel ve yetenek olarak tartışılır ama kafa olarak hep oyundadır yani.
bunlar toraman'ın iyi yönleridir ama bu demek değil ki, takımda kalmalıdır. sezer ile yaşadığı 3 aşamalı kavga, artık bu konuda taşan damlalardır. toraman'ın sert üslubunu, baba hakkı'nın ya da rıza'nın sert mizacıyla kıyaslamak bence doğru değil. çünkü rıza'nın takımda adam ayırmadığını, birine kızıp bağırdıysa işlerin iyiye gitmesi için yaptığını herkes bilirdi. önemli olan rıza'nın egosu değil, takımdı. takım da bunu bilirdi ve bu yüzden kimse dönüp de kaptanına uzun uzadıya karşılık vermezdi. baba hakkı'yı söylemiyorum bile. kendisini toraman ile kıyaslayacaksak kafamıza sıkalım daha iyi.[ybkz]swh[/ybkz]
ama bugünkü duruma bakıldığında kim diyebilir ki, toraman egosu yüksek bir adam değildir. bugün takımda ya toraman'a yakınsındır ya da değil. yakın değilsen de takımla diyalog kurmakta bile sıkıntı yaşarsın. herkes ona tâbi olmalıdır. kaptanlık bu mudur? camia terbiyesini böyle mi aldın? beşiktaş kaptanı, genellikle oynadığı futbol nedeniyle gönderilmez takımdan. ya yaşı ilerlemiştir ve artık bu tempoyu kaldıramıyordur ya da takımdaki/camiadaki düzeni bozan adam durumuna gelmiştir artık.
ha şu eleştiriyi anlarım ve katılırım: "son yıllarda takım kaptanlığı bu kadar ucuzlamışken takım kaptanından bunları ummak tutarsızlık değil midir?" katılıyorum ama bu yönetimin kurması gereken bir dengedir. yine de toraman'ın takımdan gönderilmesi gerektiği gerçeğini değiştirmez benim nazarımda.
fikrimi ne değiştirirdi biliyor musun sözlük? bu kavga meselesi kapanıp ortalık soğuduktan sonra ibrahim toraman'ın basın önünde özür dilemesini, takımına sahip çıkmasını, "ben buradayım, pişmanım ve gitmek istemiyorum bir yere" mesajını verecek hareketler içinde olmasını beklerdim. ama kendisi yine affedileceğinden o kadar emindi ki, zahmet bile etmedi.
yani benim için bugünkü durumun özeti şudur: "güle güle toraman. ortaya koyduğun yürek için teşekkürler."[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?