hıncal uluç

cihan tekin
kendi karısı benim arkadaşım olsaydı. benim evimde ölseydi ve benim amcam veya dayım ulusal bir gazetede "sorun bakalım neden eve götürmüş evli kadını kerata" diye sorsaydı. neler hissederdi acaba merak ediyorum? burada can alıcı kelime "kerata"dır... mide bulandıran, hıncal uluç'un yüzüne bile tükürülmeyecek bir insan olduğunu bir kere daha anlamama vesile olan kelime tam da budur işte... yazıktır hıncal bey. insanız hepimiz. bazen açıklamakta zorluk çekeceğimiz şeyler yaşayabiliriz. ben kendi halinde bir vatandaş olarak bile böyle bir durumu sayısız defa yaşadım.

mesela evimin önünde kusup duran, yere yatıp kalmış, içkili bir liseli kızı evime alıp elini yüzünü yıkayayım dedim. kız perişan bir haldeydi, kusup duruyordu ve ağlıyordu. nihayetinde benim de kız arkadaşım, kız kardeşim var dedim. yerden kalkamıyordu. millet ne der, ne düşünür demedim ve tüm iyi niyetimle eve aldım. kızın üzerine temiz bir şeyler vereyim diye odama kadar gitmiştim ki; banyodan "küt!" diye bir ses geldi. kız dengesini kaybedip düşmüş ve kafasını lavaboya çarpmıştı. allah'tan bir şey olmadı...

ya olsaydı Hıncal bey? inanınız zerre korkmuyorum başıma bir şey gelmesinden...
ama korkuyorum sizin gibilerden... iyilik yapma duygularımızı köreltiyorsunuz, bizleri iyilikten korkar hale getiriyorsunuz. yılan dillisiniz, iki yüzlüsünüz çünkü... adım gibi eminim... diyecekti birileri, diyeceklerdi... o kızın ailesini düşünmeden, benim hayatımı düşünmeden...

"sorun bakalım" diyeceklerdi;
"neden atmış sarhoş, liseli bir kızı yalnız eve" diyeceklerdi;
"kerata" diyeceklerdi belki... ve en çok içime oturan da bu "kerata" olacaktı...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol