hayatının baharında olan insanların sebepsiz yere ölmesi

pepük
türkiye'nin acı gerçeği. bu ülkede yaşamak cidden çok zor. suriye, filistin ırak gibi savaş halinde değiliz kendimizi korumaya alalım. ne zaman götü göbeği biraz salıyoruz bir yerlerde kıyamet kopuyor ve acı ölümler gerçekleşiyor. cudi yangını, diyarbakır yangını, suruç katliamı hemen ardından uzman çavuş'un ölmesi veya öldürülmesi...
olayların ardı arkası kesilmiyor. herkes bok atacak bi yerler buluyor elbette. lakin bunların temel sebebi ülkenin yönetilemiyor olması. seçimler resmen felakete dönüştü. herkes dilini yutmuş. ezberlenen tek cümle neymiş efendim; acının dili, dini, rengi olmaz. vicdanımızı bu şekilde rahatlatıyoruz işte. ama bunu söylerken bile sınıflara böldüğümüzün farkında bile değiliz. ölenlerin dilinin, kökeninin farklı olduğunu biliyoruz ama bakın üzülüyoruz...

benim suruç'ta katledilen insanlar için düşündüklerim ne ise; şehit olan uzman çavuş için de düşüncelerim aynıdır. yine 1-2 ay kınıyoruz. ilk 3-5 sene anma törenleri falan; sonra her şey yine aynı. tıpkı roboski katliamı, soma faciası gibi...soma'da o insanlar göçük altında kaldı sayı 300'leri buldu; tamam dedim ülke dahada kendine gelmez. demeye kalmadı soma'lı yakınlarını kaybeden ailelere birer birer icra borçları gidince bu ülkeden bi sikim olmayacağı kanaatine vardım.

tsk personeli uzman çavuş'un şehit düşmesinin zamanlaması da çok manidar oldu. zannettiğimizden çok daha boktan olaylar dönüyor. lanetleri sıralıyoruz işid'e ona buna ama; işin rengi çok başka. çok alacalı...
parçalanarak ölmek nedir ya?
yada bir insanın başka bir insan tarafından öldürülmesi kadar gerizekalıca bir şey...
siyasiler, bürokratlar, ileri gelenler... siktir olup çıkın şu memleketten. sizin hesaplaşmalarınız yüzünden her gün insanlar zarar görüyor, ülke adım adım geri gidiyor.
bırakın insanlar geçiniyor zaten. bırakın insanlar kız alıp veriyor. bırakın sevişip çocuk yapıyorlar zaten...
masa başında insanların hayatlarına son vermek hiç i vicdanınızı sızlatmıyor. sadece mikrofonlara çok üzgünüz elzem kazayı kınıyoruz. bir çok söylenti var ama kim olduğunu bilmiyoruz demekten sıkılmadınız mı?
sıkılmadınız mı bu insanlara her gün yalan söylemekten.
sıkılmadınız mı hep belli bir kesimi öldürmekten.
sıkılmadınız mı insanlığa zarar vermekten.


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol