günlük hayatta da sözlükte gibi konuşmak

zaytsev
dün sabah başıma gelen hadisedir. hararetli geçen bir politik tartışmanın ortasındayken gerçekleşmiştir.
oyunbozan
+akşam maça geliyor musun?

- yakın arkadaşın maça çağırıp benim gidip gidemeyeceğimin henüz belli olmamasından ötürü yanıtlayamadığım soru cümlesi. sanırım gideceğim.

+sanırım ne oğlum maça ya gelirsin ya gelmezsin, haber ver bana.

- iş ihtimalinin nasıl sonuçlanacağını bilmeyen er kişinin yanıt veremediği talep.

+hepten kafayı yedi bu çocuk

-son zamanlarda sıkça karşılaştığım tespit.

+oyun amına koyayım

-karşı tepki olarak ben de senin deme ihtimalimin sekiz kaplan gücünde olduğu şahsıma dönük hakaret.
semt bizim aşk bizim
tuhaf bir alışkanlık.

(vurgula: iş yerimde yaşadığım bir konuşma)

+ ya muhasebe dosyası nerede?
- her zaman ki yerinde nerede olacak!
+ yok işte gel bak.
- her zamanki yeri burası mı? al bak burada!
+ aa ben burası sanıyorum..
- sen çok yanlış gelmişsin kardeş
+ ne?
- keşke biraz (vurgula: aramaya inansak) diyorum!
+ sana da iyi ki bir işimiz düştü.
huzur tribünde
yemek sırasında anneme, ablamın su içtiğini belirtmek amacıyla yola çıkıp su içen yazardır dememe sebebiyet veren durumdur.[ybkz]swh[/ybkz]
dingoc
müşteriden imza almak için sözleşmeyi uzattığımda, imza alabilir miyim diyeceğine, imza almak demek. bu arada müşterinin suratına da mal gibi bakmak

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol