"su gelir güldür güldür gaaag gel bizi güldür" ile hayatımıza giren dahi kadın. tabi toto tavan yaptı artık ama olsun hakkını veriyor,aptal sarışın imajını sildi bir nevi kendince .helal.
gülse birsel
burhan altıntop tarafından ''aslii yiivrum ne gadar büyümüşün sen gel bakiyim burhan aabinin kucaaına gel'' diye çağırılan oyuncu - senarist sunucu
7 kocalı hürmüz de top on da 1 numaraya oturmuş kişidir. filmi izleyenler bilirler hamamdaki göbek atma sahnesiyle devleşir izlemeyenlerde kesinlikle izlemelidir.
(bkz: avrupa yakası)
ibrahim tatlıses'i hastanede istemeden ziyaret etmiş senarist ve oyuncudur.
mide problemi sebebiyle gittiği hastanede, görevlilerin yanlış anlayıp ziyaret için geldiğini sanmaları sebebiyle ibrahim tatlıses'in odasına yönlendirilmiş.burada derya tuna karşılamış ve zoraki bir geçmiş olsun ziyareti olmuş.
mide problemi sebebiyle gittiği hastanede, görevlilerin yanlış anlayıp ziyaret için geldiğini sanmaları sebebiyle ibrahim tatlıses'in odasına yönlendirilmiş.burada derya tuna karşılamış ve zoraki bir geçmiş olsun ziyareti olmuş.
turkcell reklamlarıyla yüzünü hatırlatan, senaryosu kuvvetli oyuncu,yazar,senarist.
gag dan tanıdığımız, avrupa yakası adlı dizisiyle ki senaristide kendisidir hayran olduğumuz müthiş hatun,
komedi dizilerinin usta senaristi ve oyuncusu.
direniş ile igili yazısı okunası!
Şehrin ender yeşilliklerinden birinin duman edilip, Topçu Kışlası çakması bir rezidans-alışveriş merkezi yapılmasına direndi şuurlu İstanbullu. Gitti, sakince, kibarca, silahsızca nöbet tuttu.
E niye saldırdınız onlara kardeşim?
Parkı korumaya yönelik bir eylemdi. Ama son dönemin duygusal birikimi ve polisin saldırgan tavrıyla büyüdü, yayıldı, bir kırılma noktası olmaya gidiyor.
Mizahçının antenleri açıktır. Şimdi yazacaklarımı, Ak Parti'nin akıllı başlı insanları okusun:
Bakın kardeşim, millet çok sıkıldı! Otoriter tavır artık kristalize oldu, kafamızın üstünde sallanıp duruyor! Halka vergisiyle verilen hizmetleri, devlet tiyatrosuydu, şehir tiyatrosuydu, parktı, bahçeydi, kafanıza göre halktan geri alıp duruyorsunuz!
Saygı göstermiyorsunuz, dinlemiyorsunuz kardeşim! Tek manevi değerimiz İslam değil, anlamak istemiyorsunuz! İslam’ın yanında, cumhuriyet de, mili bayramlar da, Atatürk de, yaşam tarzlarımız da, sadece anayasal bir ilke gibi görünen laiklik bile milletin manevi değeridir! Çünkü özgürlüğü, ümmet değil millet olmayı, birey olmayı, hakkı hukuku, adaleti, hayatını istediği tarzda yaşamayı, kadın haklarını, eşitliği, pozitif bilimi, aydınlığı sembolize eden kelimelere dönüşmüşlerdir! “Laiklik”, trafikte biriyle kavga etsem, o beş vakit namaz kılıyor ben kılmıyorum diye hakimin onu haklı bulmamasının garantisidir mesela! Hayata dair, gelecek umutlarına dair, “kalbi duygular”dır artık bu kavramlar!
Bunu fena halde gözden kaçırıyorsunuz!
Alkol malkol derken özgürlüklere çatır çatır müdahale ediyorsunuz, “Ama..” diyene basıyorsunuz gazı! Ve “Biz yaparız, kimseyi de takmayız” diyorsunuz!
“Sizin alınız al, inandım, sizin morunuz mor, inandım, ama benim dengemi bozmayınız” yav!
“Gezi” eyleminin temel meselesi ağaçlardır. Ama eylemin büyüyüp yayılmasındaki sivil ve duygusal altyapının tercümesi şudur: “Eeeah yetti beaaa!”
Şehrin ender yeşilliklerinden birinin duman edilip, Topçu Kışlası çakması bir rezidans-alışveriş merkezi yapılmasına direndi şuurlu İstanbullu. Gitti, sakince, kibarca, silahsızca nöbet tuttu.
E niye saldırdınız onlara kardeşim?
Parkı korumaya yönelik bir eylemdi. Ama son dönemin duygusal birikimi ve polisin saldırgan tavrıyla büyüdü, yayıldı, bir kırılma noktası olmaya gidiyor.
Mizahçının antenleri açıktır. Şimdi yazacaklarımı, Ak Parti'nin akıllı başlı insanları okusun:
Bakın kardeşim, millet çok sıkıldı! Otoriter tavır artık kristalize oldu, kafamızın üstünde sallanıp duruyor! Halka vergisiyle verilen hizmetleri, devlet tiyatrosuydu, şehir tiyatrosuydu, parktı, bahçeydi, kafanıza göre halktan geri alıp duruyorsunuz!
Saygı göstermiyorsunuz, dinlemiyorsunuz kardeşim! Tek manevi değerimiz İslam değil, anlamak istemiyorsunuz! İslam’ın yanında, cumhuriyet de, mili bayramlar da, Atatürk de, yaşam tarzlarımız da, sadece anayasal bir ilke gibi görünen laiklik bile milletin manevi değeridir! Çünkü özgürlüğü, ümmet değil millet olmayı, birey olmayı, hakkı hukuku, adaleti, hayatını istediği tarzda yaşamayı, kadın haklarını, eşitliği, pozitif bilimi, aydınlığı sembolize eden kelimelere dönüşmüşlerdir! “Laiklik”, trafikte biriyle kavga etsem, o beş vakit namaz kılıyor ben kılmıyorum diye hakimin onu haklı bulmamasının garantisidir mesela! Hayata dair, gelecek umutlarına dair, “kalbi duygular”dır artık bu kavramlar!
Bunu fena halde gözden kaçırıyorsunuz!
Alkol malkol derken özgürlüklere çatır çatır müdahale ediyorsunuz, “Ama..” diyene basıyorsunuz gazı! Ve “Biz yaparız, kimseyi de takmayız” diyorsunuz!
“Sizin alınız al, inandım, sizin morunuz mor, inandım, ama benim dengemi bozmayınız” yav!
“Gezi” eyleminin temel meselesi ağaçlardır. Ama eylemin büyüyüp yayılmasındaki sivil ve duygusal altyapının tercümesi şudur: “Eeeah yetti beaaa!”
gayet ciddiyim, hala ciddiyim ve velev ki ciddiyim kitaplarının yazarı.
aşağıdaki yazısı ile polyannacılıkta çığır açan kadın.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26182697.asp
"ankara'da biraz heyecan yaşadık, o kadar." diye kestirip attığı olay; sandıkların %90 küsuru açılmışken ve mansur yavaş 27.000 oy farkla öne geçmişken, birden tüm grafiklerin durması ve 2 buçuk saat boyunca ilerlememesi. o süreçte bir bakanın olaya el atması ve sabaha karşı ansızın melih'in öne geçmesi. "ne bekliyordunuz?" dediği seçimde; ağrı'da oylar 16 kere sayılırken, ankara'da chp'nin tüm itirazları reddedildi. yetmedi, ysk ankara'da seçimin tekrarlanması talebini reddetti ama 16 sayımın 16'sında da bdp'nin kazandığı ağrı'da, 1 haziran'da seçim tekrarlanacak. doğruymuş gibi verdiği oranlar üzerinden çıkarımlar yaptığı seçimde, ülkenin dört bir yanından yakılan/yakılmadan direkt çöpe atılan oy pusulaları çıktı. seçim gecesi 40'tan fazla şehirde aynı anda elektrik kesintisi yaşandı. oy kullanmaya gittiğinde, yerine hayalî seçmenler tarafından imza atılmış olan yüzlerce seçmen oy kullanamadı. birkaç yerde suriyelilerin oy kullanması engellenirken, kim bilir kaç yerde bu kişilere oy kullandırıldı, hatay başta olmak üzere. ankara'da chp'nin yüzde yüz haklı olan itirazlarının tamamı reddedilirken, yalova'da akp'nin itirazı kabul edildi ve sonuçlar, ilçe seçim kurulu tarafından yeniden incelenecek. daha bunlar, ilk anda aklıma gelenler. sayılamayacak kadar çok rezalet var, seçimin yok hükmünde olmasına yetecek kadar çok. hâl böyleyken, hanımefendi kalkmış bize oy oranları üzerinden akıl veriyor. yüzüne bi' soğuk su falan çarp be kadın. naif misin nesin, anlamadım ki.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26182697.asp
"ankara'da biraz heyecan yaşadık, o kadar." diye kestirip attığı olay; sandıkların %90 küsuru açılmışken ve mansur yavaş 27.000 oy farkla öne geçmişken, birden tüm grafiklerin durması ve 2 buçuk saat boyunca ilerlememesi. o süreçte bir bakanın olaya el atması ve sabaha karşı ansızın melih'in öne geçmesi. "ne bekliyordunuz?" dediği seçimde; ağrı'da oylar 16 kere sayılırken, ankara'da chp'nin tüm itirazları reddedildi. yetmedi, ysk ankara'da seçimin tekrarlanması talebini reddetti ama 16 sayımın 16'sında da bdp'nin kazandığı ağrı'da, 1 haziran'da seçim tekrarlanacak. doğruymuş gibi verdiği oranlar üzerinden çıkarımlar yaptığı seçimde, ülkenin dört bir yanından yakılan/yakılmadan direkt çöpe atılan oy pusulaları çıktı. seçim gecesi 40'tan fazla şehirde aynı anda elektrik kesintisi yaşandı. oy kullanmaya gittiğinde, yerine hayalî seçmenler tarafından imza atılmış olan yüzlerce seçmen oy kullanamadı. birkaç yerde suriyelilerin oy kullanması engellenirken, kim bilir kaç yerde bu kişilere oy kullandırıldı, hatay başta olmak üzere. ankara'da chp'nin yüzde yüz haklı olan itirazlarının tamamı reddedilirken, yalova'da akp'nin itirazı kabul edildi ve sonuçlar, ilçe seçim kurulu tarafından yeniden incelenecek. daha bunlar, ilk anda aklıma gelenler. sayılamayacak kadar çok rezalet var, seçimin yok hükmünde olmasına yetecek kadar çok. hâl böyleyken, hanımefendi kalkmış bize oy oranları üzerinden akıl veriyor. yüzüne bi' soğuk su falan çarp be kadın. naif misin nesin, anlamadım ki.
dizilerinde tekrarın zirvesine çıkan; aynı esprileri 68 defa ekrandan sunan şahsiyet. kısacası bıktırdı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?