gezi eylemleri sonucunda taraftarlar arasında doğan yakınlık

bana hiç samimi gelmiyor bu durum.

olayların ligin sona erdiği bir döneme gelmiş olması ve dolayısıyla kulüpler arası gerginlik seviyesinin düşük düzeyde olmasının bu yakınlaşmada payı var bence. en azından insanların istediği zaman farklılıkları bir kenara bırakarak ortak bir paydada buluşabildiklerini gördük ki bu bence oldukça önemli. ama bunu romantize edip "birlikte kol kola maç izleyelim" ve benzeri triplere girmek bence yanlış.

gerektiğinde biz yine bir araya geliriz ama tribünlerde ayrı duralım. tek yapmamız gereken birbirimize saygı duymak. farklı renkler için şiddet uygulayıp kan dökmemek olsun.

samimi bulduğum yakınlaşmadır. direnişin ruhunu yansıtır. tıpkı şunun gibi:

https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/994776_418645394920419_1296529435_n.jpg

direnişin kazanımlarından biridir. henüz hiçbir şey elde edememiş olsak bile, insanlar bazı şeyleri sonunda anladı ve bu çok önemli. geri dönüşü de olmayacak gibi görünüyor. önce, "biz yıllardır doğu'da olanları bu medyadan mı izliyormuşuz?" sorusu soruldu ve büyük bir aydınlanma yaşandı. direnişe katılan insanların büyük çoğunluğu, devlet terörü ile karşılaştı ve biz birbirimize düşürenin, devletten başkası olmadığını anladı. taraftarlar arasındaki birlik de bu gelişmelere paralel olarak oluştu. şimdi sıra, polisin aramalarda ele geçirdiğini iddia ettiği uçaksavar, kılıç vb nesneleri duyup da "yok artık" diyen insanların, ergenekon ve balyoz davalarında ne pisliklerin döndüğünü anlamasına geldi. konudan sapmadan özet geçeyim:

(bkz: birleşe birleşe kazanacağız)

daha üç dört gün önce başkanlık seçimi için birbirine girmiş olan beşiktaş taraftarı bile kendi arasında bu kadar bölünür ve ayrışırken diğer takım taraftarlarıyla birden bire kardeş olmamız mümkün olabilir ki?
hadi diyelim ki kardeşlik ortamı oluştu. bu sefer taraftarlar arası rekabetten nemalardan lig tv sahibi digiturk gibi kurumlar iki yalan haber atar ortaya yine savaş başlatırlar.
ama umarım yüzüm kara çıkar ve gerçekten tribünler arsında bir barış ortamı oluşur.

ligin başlamasıyla birlikte sona ermesini ümit ettiğim durum.

taksim gezi parkı direnişinin en sert bölümlerinin yaşandığı beşiktaş semtinde yeterince renkli takım atkılı kişileri gördüğümüzü düşünüyorum, direniş boyunca devam etmesi gönlümden geçen yakınlık. lig bittikten sonra farklı takım taraftarları şike, şaibe, hakem hataları, haksız federasyon yaptırımlar vb. şekilde meydana gelecek olaylarda ayrılığı yeniden tadacak ve her takım taraftarı formasına, atkısına sımsıkı sarılacak ve gerekli jargonda giderlerini ortaya koyacaktır. senelerce galatasaray ve fenerbahçe himayesinde yönetilen bir ligi düşündüğümüzde beşiktaş taraftarının olaylara bakış açısını değiştirmeyeceğini ümit ediyorum. ayrıca devlete karşı bir eylem değil hükümete karşı bir eylem olduğununda altını çizmekte fayda görüyorum. zira bdp lilerle olan yakınlaşmanın gerçekleşmesi için hafızamı kaybetmem gerekiyor. benim için imkansız sizi bilmem. futbolda terör olmasın ancak tribün kültürü asla son bulmasın dileklerimle.

her zaman hatırlanmaya devam edilmesi gereken yakınlaşmadır ve umarım ligin başlaması falan bu durumu değiştirmez.

birbirini düşman zanneden futbol taraftarları, asıl düşman karşısında[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] birleşmişlerdir. aslında toplumsal barış, herkesin içten içe özlemini duyduğu bir olgu olduğundan bu birleşmeye sahip çıkıldı; istanbul united gibi yakıştırmalar vuku buldu.

bundan rahatsız olmak bence yanlış bir reflekstir. tribün kültürü dediğimiz şey eğer bu düşmanlıktan besleniyorsa şahsen asıl bunun bir parçası olmaktan rahatsızlık duyarım ya da tribün kültürü kavramının yeniden inşa edilmesinden mutluluk duyarım; öyle söyleyeyim.

son olarak şunu da not düşmüş olayım; ben de farkındayım ki onlar orada güzel, biz burada. başka bir deyişle herkesin tuttuğu kendine yani[ybkz]swh[/ybkz] bunda bir terslik yok ama bu durum, herhangi bir sataşma, saldırı vs. olmadığı sürece düşmanlık beslemek için yeterli bir sebep midir?

ben böyle düşünmüyorum.

(bkz: renklerin kardeşliği)

yakınlığın kendiliğinden son bulacağını ve bulması gerekti aşikar olan yakınlaşma. kan dökülsün, şiddet olsun, insanlar bıçaklansın zaten aklı selim bir insanın savunacağı şeyler olamaz. ancak tribün terörü dışında herkes mazisinde neleri savunduğunu kimleri nasıl destekleyip ne haksızlığa uğrattığını unutmasın zira ben unutmuyorum ve insanlığımla tribün bakış açımı ayrı tutuyorum. toplumsal duyarlılığını hemen hemen her kesim zaten gösterdi. bu konuda beşiktaş'ın liderliği üstlenmesi beni ayrıca memnun etti. bu direniş boyunca tüm varlığıyla gerek semti gerek gezi parkını savunan tüm karşı takım taraftarlarına şahsım adına teşekkür ediyorum. süper lig artık başlasın [ybkz]swh[/ybkz]

sebebi sadece olayların takım farklılığı düşünülmeyecek durumda olmasıdır. kimse sen fenerlisin birlikte direnmeyelim demediği gibi lig başladığında biz birlikte direndik gel kardeş olalım omuz omuza maçımıza gidelim demeyecektir bana kalırsa. diyenler olsa bile çok sürmeyeceğine eminim, rekabet olduğu gibi devam edecek diye düşünüyorum.

hayata eşitlik özgürlük adalet üçlemesi ile bakan kişiler için en doğal yakınlaşmadır muhtemelen bu kişiler samimi olarak deplasmanıma dokunma işinin başını çekenlerdir.

(bkz: istanbul united)

bugünlerde yine yeni ve yeniden olarak biten yakınlıktır. bizim millet duygusaldır. duyguyla her yöne çekebilirsiniz. birliktelik daim olsa iyi olurdu ama hala deplasman yasakları vs. var kan gövdeyi götürür diye. birileri ortamı geriyo bizimkiler de buna farkında olmadan uyuyo ve çanak tutuyo. hayırlısı.

suni bir gündemin, sözde yakınlaşması idi.

(bkz: antifa)