herkesin yaşadığı gibi ben de gün içinde sık sık düşünüyorum bunu. muhtemelen geçen sene bugün, bir tek derdim vardı. o bana çok büyük bir sorun gibi geliyordu. bugün hâlâ var ama önüne geçen daha büyük bir derdim oldu artık.
sözlük üzerinde de (vurgula: 2012) yazan kısımda, geçen sene bu güne ait olan entryler görülebiliyor.
geçen sene bugün
Yağmur yağıyordu. İşten apar topar çıkıp seninle buluşmak üzere kadıköy’e doğru yola koyuldum. Normalde asla binmeyeceğim Taksim – Kadıköy dolmuşu ilk tercihim oldu. Çünkü istediğim hızda gidecek tek araç oydu. Dünyanın en çılgın şoförleridir dolmuş şoförleri malum.
Kadıköy’e varmam akşam sekiz civarı oldu. Normalde dokuzda buluşacaktık ve senin erken gelmen beklenemezdi. Aradım. Daha yeni çıkıyordun yola. “Beklerim”, dedim. “Git bir yere otur “ dedin.
Gitmedim. Niye bilmiyorum, neyin kafasıydı benimkisi. O yağmurun altında bir otobüs durağında gelmeni bekledim. Bir korku vardı içimde. Acaba ekiyor mu? Diye. O yüzden sanırım oturmadım herhangi bir yere. Durakta otobüs bekliyormuş gibi yapmak, mekânda yalnız başına oturan kızdan daha makul gelmişti o zamanlar. Belki hala öyle gelir, bilemedim.
Buluşma saati gelmişti ama sen gelmemiştin. O kadar inanamıyordum ki geleceğine vazgeçtiğini düşünmeye başlamıştım. Yarım saat daha otobüs bekledim durakta. Hangi otobüsse beklediğim bir türlü gelmiyordu. Sonunda sen geldin. Otobüse gerek kalmadı. Halimi görüp dalga gectin bir güzel, neden bir yere oturmadığımı sordun. Söyleyemedim korkumu.
Oturduk bi yere. Şimdi adı aklımda ama ne lüzum var. İçtik. İçtik. İçtik. Geçen sene bugün biz çok içtik. O kadar çok içmese miydik? O zaman daha mı az üzülecektik? Bilmiyorum. Tek bildiğim geçen sene bugün biz çok güzeldik.
Biz, bizken çok güzeldi, geçen sene bugün çok güzeldi.
Kadıköy’e varmam akşam sekiz civarı oldu. Normalde dokuzda buluşacaktık ve senin erken gelmen beklenemezdi. Aradım. Daha yeni çıkıyordun yola. “Beklerim”, dedim. “Git bir yere otur “ dedin.
Gitmedim. Niye bilmiyorum, neyin kafasıydı benimkisi. O yağmurun altında bir otobüs durağında gelmeni bekledim. Bir korku vardı içimde. Acaba ekiyor mu? Diye. O yüzden sanırım oturmadım herhangi bir yere. Durakta otobüs bekliyormuş gibi yapmak, mekânda yalnız başına oturan kızdan daha makul gelmişti o zamanlar. Belki hala öyle gelir, bilemedim.
Buluşma saati gelmişti ama sen gelmemiştin. O kadar inanamıyordum ki geleceğine vazgeçtiğini düşünmeye başlamıştım. Yarım saat daha otobüs bekledim durakta. Hangi otobüsse beklediğim bir türlü gelmiyordu. Sonunda sen geldin. Otobüse gerek kalmadı. Halimi görüp dalga gectin bir güzel, neden bir yere oturmadığımı sordun. Söyleyemedim korkumu.
Oturduk bi yere. Şimdi adı aklımda ama ne lüzum var. İçtik. İçtik. İçtik. Geçen sene bugün biz çok içtik. O kadar çok içmese miydik? O zaman daha mı az üzülecektik? Bilmiyorum. Tek bildiğim geçen sene bugün biz çok güzeldik.
Biz, bizken çok güzeldi, geçen sene bugün çok güzeldi.
güler misin ağlar mısın durumuyla karşı karşıya kalabileceğiniz gün olabilir. misal sözlükte 2013 kısmına tıklarsanız, ilk iki başlık sizi derin düşüncelere sokabilir.
(bkz: ne zaman şampiyonluk diye bağırsak kursağımızda kalıyor)
(bkz: aldırma kartal aldırma)
(bkz: ne zaman şampiyonluk diye bağırsak kursağımızda kalıyor)
(bkz: aldırma kartal aldırma)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?