--alıntı--
1) Gomez'le ilgili çıkan haberlerden sonra bugün kendimizi bir telefon trafiği içerisinde bulduk. Yöneticilerle, çalışanlarla konuştuk.
2)Ve bir yönetici, bana şu soruyu sordu, Sizlerle de paylaşayım: ''Gomez zaten dönmeyeceğim demedi mi? Ee bi daha niye desin?''
3) Kulübe bugün Gomez'le ilgili gelen bir şey yok. En azından yöneticiler bilmiyor. Transfer işiyle ilgilenen profesyoneller de bilmiyor.
4) Ama şunu da hemen ekleyeyim, Gomez'in Temmuz ortasında yaptığı ''dönmeyeceğim'' açıklamasından sonra, kulüple teması hiç olmadı.
5) Dolayısıyla, ''Gomez geldi, Gomez bitti, Gomez anlaştı'' diyenler rüya aleminde yaşıyor.(Bu da bi başka yöneticinin not ettiğim cümlesi
6) İhtimal var mı peki? Evet hala var. Çünkü Gomez hiçbir yerle anlaşmış değil. Çok yüksek olmasa da dönüş ihtimali var.
7) Ancak Beşiktaş yönetiminin sabır noktası tükenmek üzere. O yüzden istedikleri tarzda bi forvetle anlaşırlarsa, Gomez'i beklemeyecekler.
8) Gyan'la ilgili menajerlik şirketinin paylaştığı fotoları yeni gördüm. Sordum, Hayır dediler. şu an için öyle bir gelişme yok.
9) Gyan'ın 2015'te rekor ücretle Çin'e gittiğini ve yıllık 15 milyon euro kazandığını göz önünde bulundurursak, zor gözüküyor hakikaten.
10) Stoper transferi için Gil ismi çok ön planda. Oyuncu tamam. Kulübünden gelecek cevap bekleniyor.
11) Diğer aday Belçikalı Nicolas Lombaerts'in menajeri de bugün İstanbul'daydı.
12) Bir forvet,bir stoper takviyesiyle transfer dönemi kapanacak gibi duruyordu. Listeye genç bi gurbetçi daha eklendi. 3 takviye olabilir.
13) Remy için son bir kez daha nabız yoklandı. Everton'a takası gündemde. Elde kalırsa Beşiktaş'ın şansı olabilir.
--alıntı--
fırat günayer
birçok kere twitlerini paylaştığım başkan ve yönetim yalakası kaburgasız. başka sözlükten entry paylaşmak adetim değil ama bir arkadaş hislerime tercüman olmuş. aynılarını yazacaktım bu başlığa fakat madem düşündüklerimin birebir aynısı yazılmış, öyleyse ben de kopyalayıp yapıştırıyorum.
--alıntı--
nasri transferini falan geçin de kardeşim, beşiktaş için çok daha önemli bir mesele oldu geçtiğimiz günlerde, ki kendisinin karakterini ve kalitesini turnusol kağıdı gibi gözler önüne serdi bu olay...
çok güzel gördük ki fatih doğan abisiyle beraber, sözde ağır taşlar; en ufak, hatta belli belirsiz bir şenol güneş gerginliğinde, hemen başkan yanında saf aldıkları belli olsun diye krizi büyütmek pahasına şenol güneş'i suçlayıp kötülemekten çekinmeyerek kalitelerini ve beşiktaş sevgilerini ortaya koydular...
fair play'den haberi yok muymuş teknik direktörün... bunları dile getirmesi yanlışmış...
ufak ufak, inceden inceden, güya "tarafsız kalarak", "fikir belirtmek istemeyerek", "madem çok soruyorsunuz söyleyim" diyerek...
nasıl anında sattılar beşiktaş'ın elindeki en önemli futbol değerini, sırf başkana yaranmak için...
ertesi gün şenol güneş olayı tatlıya bağlayınca hemen fırıl fırıl işlerine devam ettiler "td ile yönetim arasında sorun yok" haberleriyle...
tabi bu gözden kaçmış, allah'tan bu nasri saçmalığıyla imajı yerle bir oldu da, bu adamı ciddiye alacak bir avuç ergen de kalmadı etrafında...
şimdilerde devam ediyor yıkama yağlamalarına
neymiş, stoper alınmasa bile çok başarılı bir dönem geçirmiş yönetim... "bana küfredin eyvallah ama başkana etmeyin"e getirdi az önce... bir de umut güner'i savunmak için stada katkılarından dolayı bile o görevi hak ettiğini söyledi...
ulan kimse yok mu bu ülkede bir sistemsizliği eleştirecek? herkes mi bu saçma düzen içinde kendine pozisyon kapma derdine düşer? stadyumla katkı vermiş adamın transfer komitesi başında olmasını savunmak nedir ya... yuh artık yuh...
--alıntı--
ekleme: nasri transferi olmayınca ''caner ve adriano sol kanatta oynayacağı için hoca nasri konusunda çok istekli değil'' yazacak kadar da haysiyetsizdir.
--alıntı--
nasri transferini falan geçin de kardeşim, beşiktaş için çok daha önemli bir mesele oldu geçtiğimiz günlerde, ki kendisinin karakterini ve kalitesini turnusol kağıdı gibi gözler önüne serdi bu olay...
çok güzel gördük ki fatih doğan abisiyle beraber, sözde ağır taşlar; en ufak, hatta belli belirsiz bir şenol güneş gerginliğinde, hemen başkan yanında saf aldıkları belli olsun diye krizi büyütmek pahasına şenol güneş'i suçlayıp kötülemekten çekinmeyerek kalitelerini ve beşiktaş sevgilerini ortaya koydular...
fair play'den haberi yok muymuş teknik direktörün... bunları dile getirmesi yanlışmış...
ufak ufak, inceden inceden, güya "tarafsız kalarak", "fikir belirtmek istemeyerek", "madem çok soruyorsunuz söyleyim" diyerek...
nasıl anında sattılar beşiktaş'ın elindeki en önemli futbol değerini, sırf başkana yaranmak için...
ertesi gün şenol güneş olayı tatlıya bağlayınca hemen fırıl fırıl işlerine devam ettiler "td ile yönetim arasında sorun yok" haberleriyle...
tabi bu gözden kaçmış, allah'tan bu nasri saçmalığıyla imajı yerle bir oldu da, bu adamı ciddiye alacak bir avuç ergen de kalmadı etrafında...
şimdilerde devam ediyor yıkama yağlamalarına
neymiş, stoper alınmasa bile çok başarılı bir dönem geçirmiş yönetim... "bana küfredin eyvallah ama başkana etmeyin"e getirdi az önce... bir de umut güner'i savunmak için stada katkılarından dolayı bile o görevi hak ettiğini söyledi...
ulan kimse yok mu bu ülkede bir sistemsizliği eleştirecek? herkes mi bu saçma düzen içinde kendine pozisyon kapma derdine düşer? stadyumla katkı vermiş adamın transfer komitesi başında olmasını savunmak nedir ya... yuh artık yuh...
--alıntı--
ekleme: nasri transferi olmayınca ''caner ve adriano sol kanatta oynayacağı için hoca nasri konusunda çok istekli değil'' yazacak kadar da haysiyetsizdir.
bu transfer döneminde yaptığı yalakalıklarla beşiktaş taraftarı nezdine kendini bitirmiş gazeteci.
(bkz: dusko tosic'in tottenham'a transferi)
yalancıyı sikmedikleri için rahat rahat habercilik yapabilen gazetecimsi.
yalancıyı sikmedikleri için rahat rahat habercilik yapabilen gazetecimsi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?