fikret orman

koktengri
kulübün başında olduğundan bu yana hep sorunlar ile uğraşan başkan.

kendisinden önce büyük başarılara imza atan takımı yerin dibine sokmuştur. son 15 yılda kazanılan 9 lig şampiyonluğu, 11 türkiye kupası, 7 süper kupa, 2 uefa kupası ve 1 avrupa süper kupa başarısını görmezden gelip takımı 4. sınıf olma yoluna sürüklemiştir.

12 sene önce temeli atılan alt yapı ve fulya projesi gibi beşiktaş'ı gün yüzüne çıkaran, başarıdan başarıya sürükleyen ve nice kupalar kazandıran projeleri sonlandırıp, maddi güç ile yönetilmeye çalışan bir takım yaratmaya çalışması ve başarısız olması en büyük hatasıdır. büyük borçlar yüklediği bu koca çınara daha büyük zararlar vermektedir.

en büyük zararı inönü stadını yıkıp yeni bir stad yapmamasıdır. her mayıs ayında kazmayı vuracağız açıklamaları ile taraftara yıllarca yalan söylemesi, bu yalanları ört pas etmek için 4-5 sönük yıldız ile taraftarın gönlünü alması tabii ki unutulacak hareketler değil.
özellikle taraftar gruplarının önde gelenleri ile yaptığı anlaşmalar, kapalı tribünün tam ortasında kendi adına açtırdığı "2 kupayı unutma vefasızlık yapma" pankartı ile hatalarına hata katması asla unutulmaz.

pardon başkan biriyle karıştırdım.

geldiğinden bu yana çok iyi işler yapıyor, elbet hataları olacak.lakin bu fikret orman'ın kötü bir başkan olduğu anlamına asla gelmez. 2-3 sene içinde beşiktaş'ın yeni sebası olacağına inanıyorum.

taraftara karşı tutumunu her zaman ve sonuna kadar destekliyorum.

bilenler biler, fenerbahçe ile izmir de oynanan kupa finali öncesi bilet mevzusu patlamıştı. dönemin başkanı y.d. o zamanların en önde olan "tribün liderine" 1000-1500 adet bilet verdi, bunu taraftara dağıt diye. peki o zat-ı muhterem ne yaptı? biletleri para ile sattı. kendi taraftarına, yandaşları ile beraber.
yine hiç unutmam kapalının sol üst tarafında rizeli kartallar ile maç izliyorum bir patırtı duydum. bir baktım elin keşi önüne gelene kafa atıyor, vuruyor, salça oluyor. kimse gık diyemiyor. neden mi? ben çarşıdanım diyor, arkam var diyor. işin ilginç yanı dedikleri tamamen doğru. arkası var! hepimizin bildiği keş, serseri topluluğundan güç alıyor. rant peşinde olan, beşiktaşın yolundan para için koşan hokkabazlardan güç alıyor.

aklıma gelmişken yazayım, hatırlar mısınız, demirören başkan seçildiği vakit ortaya bir söylenti atıldı. serdal bilgiliye küfür ettirdi iddiası. bana göre iddia değil tamamen gerçek. odasına çağırdığı 2 şahısa büyük bir para karşılığından tribünleri bilgli'ye karşı kışkırtılmasını istedi. o iki kişiden biri optin başkan'dı. kapıyı vurup dışarı çıktı. lakin biri kaldı, kim olduğunu tahmin ediyorsunuzdur. o hani uğrunu beste yapılan şahsiyet!

işte böyle adamların temizlenmesi için uğraşıyor başkan, senin veya benimle bir problemi yok ki, adam gibi maç izledikten sonra kim karışacak taraftara. maç öncesi kazanda toplanıp içip yine stada gidip maç izleyeceğiz. sen, ben, o veya her kimse çarşı grubuna üye olabilir, başka bir taraftar grubuna üye olabilir veya benim gibi hiç bir taraftar grubuna üye olmaz ben beşiktaş taraftarıyım gibi genel bi tavır sergiler.

en son yeni açıkta takılan kağıthaneliler grubunun beşiktaş'ı çok iyi temsil ettiğini düşünüyorum. liderleri her zaman dizginliyordu bunları. yapma! etme! beşiktaş'a zarar verme! peki kapalıda neler oluyordu? son 10 sene bu tribünün önde gelenleri yüzünden kaç kere sahamız kapandı? beni beşiktaşımdan mahrum etmeye kimin hakkı var?

biraz daha derinlere inelim,
Ferdi Aslan'ın kafasına bedava bilet mevzusuna sıkmadılar mı? Harun Dulkara alen'i 2 ayağından vurmadı mı? bu ne böyle? vuran kıran , dayak atan yiyen belli değil. bu takımın tribünleri cezaevi koğuşu mu? ağalık sistemi ile mi yönetiliyor? hani kardeştik?
Bu konuda başkanı sonuna kadar destekliyorum. köklerini kazısın.

bana göre kurduğu ve kuracağı kadro beşiktaş tarihinin en büyük kadrosu olacak. yerli veya yabancı sınırlarması hiç önemli değil. benim kadrom zaten iyi. gökhan töre, kerim frei, tolgay arslan gibi yerli oyuncuların brezilyalı olduğunu ele alalım, alabilir miydik? bence kafasını alırdık. bize bırakmazlardı. gökhaninho adını zikretmek 10 milyon avrodan başlardı.

vodafone anlaşmasına başarılı veya başarısız olarak bakmamak lazım; kayyuma aktarılma tehlikesi ve her gün icra tehlikesi yaşayan bir kulübe global bir markanın sponsor olması büyük iş, bana göre.
vodafone sayemizde büyük reklamını yaptı. lakin gruptan çıkamasaydık, feyenorda elenseydik reklam yapamayacaktı. demek ki takımımız avrupada bir iz bıraktı ki vodafone reklamını yaptı. bu adamların oynadığı bir kumar ve bu konuda asla eleştiremeyiz. ölü yatırıma sponsor oldular, kaymağını yediler.


transfer sezonu bitmedi, 1 eylüle kadar zaman var. yapılmayan transfer üzerinde bir yönetimi eleştirmek çok abest geliyor bana.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol