beşiktaş'ta geçirdiği ilk altı ay ve gelecek sezona dair planları hakkında ülkesi norveç'in basınına bir mülakat veren teknik adam:
"Beşiktaş'taki rolüm farklı. Ole'nin yardımcısıyım. Baskı Ole'nin üzerinde. Orada baskı gerçekten büyük. televizyon, gazeteler, sosyal medya...
Bu bir klişe olabilir ama Türkiye'de futbol gerçekten bir din gibi. İstanbul, çok net bir şekilde üçe bölünmüş durumda. Üç büyük kulüp var: Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş.
İstanbul içindeki bu durumun dışında, deplasman maçlarına gittiğinde de aynı şey yaşanıyor. Mesela son maç Bodrum'daydı. Havaalanından çıkar çıkmaz otobüs durmak zorunda kaldı. Her yer insan doluydu, meşaleler yakıldı, her taraf duman altı oldu.
Yani Türkiye'de nereye gidersen git, Beşiktaş taraftarları her yerde var. Bu da gerçekten çok eğlenceli.
Türkiye'de teknik direktörlerin görev süresi kısa. Genelde teknik direktörler çok çabuk görevden alınıyor. Sanırım şu anda en uzun süreli görevde kalan biziz. Çünkü Türkiye öyle bir ülke ki... Her şey inanılmaz hızlı gelişiyor. Bu, duygularla ve futbol kültürünün nasıl kurulduğuyla ilgili. Bu dinamiği öğrenmek oldukça ilginçti. Ole'ye şunu söyledim: Norveçli teknik direktörlerin yurt dışında sık kovulmalarını şimdi anlıyorum. Çünkü Türkiye çok farklı. Gerçekten çok sert bir ortam. Norveç'te insanlar genellikle 'Zaman tanıyalım, gelişim süreci' gibi şeyler konuşur. Ama ülke dışına çıktığında, özellikle Türkiye'de sadece bir şey önemlidir: sonuç.
Yükselişlerimiz ve düşüşlerimiz oldu. Bu da kulübün içinde bulunduğu durumla birebir örtüşüyordu. Çok sayıda teknik direktör değişikliği olmuştu. Bu tür dönemlerde, sürekli teknik direktör değiştiğinde, kadro çok parçalı hale gelir. Tek bir kişinin oluşturmadığı, farklı kişilerin bir araya getirdiği bir grup olur. Bu sistemin nasıl çalıştığını anlamak ilginçti.
Ama futbolda mazeret yoktur. Biz göreve geldiğimizde durum buydu ve bu sürede çok şeyi iyileştirdik. Kendi futbol anlayışımızı ve antrenman sistemimizi getirdik. Ama her şeyi yapamadık çünkü bu çok fazla olurdu.
Şimdi tam bir sezon öncesi hazırlık dönemi geçirmek güzel olacak. Kendi imzamızı daha net atabileceğiz. Bu yüzden önümüzdeki sezon oldukça heyecan verici olacak.
Galatasaray ve Fenerbahçe ekonomik olarak bizden oldukça öndeler. Ama biz de ligdeki çoğu kulübe kıyasla iyi durumdayız. Eğer iyi bir takım bütünlüğü kurabilirsek çok ileriye gidebiliriz. Bu konuda hâlâ gelişmemiz lazım. Trabzonspor'u yendik, Fenerbahçe'yi yendik, Galatasaray'ı da... Ama sorun şu ki daha kolay görünen takımlara karşı yeterince iyi değildik. Yani bizim için mesele şu: Bu tür takımları nasıl yeneceğimizi öğrenmek için zaman harcamamız gerekiyor. Çünkü bu takımlar kapanıyor, savunma yapıyor ve kontratak kovalıyor. Bu tür takımlara karşı oynamak genellikle en zoru oluyor.
Sezon geneline baktığımızda Galatasaray sanırım bir maç kaybetti. Fenerbahçe de çok fazla kaybetmedi. Biz 8 maç kaybettik yanlış hatırlamıyorsam. Yani çok az hata yapma şansın var.
Biz, Beşiktaş'ın kompakt bir takım olmasını istiyoruz. Yüksek, orta ve düşük bloklarda baskı uygulayabilen bir takım. Üç fazın her birinde iyi ve karşı takım için zorlayıcı olmalıyız. Hedefimiz topu hızlıca geri kazanmak ve sürekli olarak öne oynayan bir savunma sistemiyle hareket etmek. Yani savunmada geri koşmak zorunda kalmadan, hücum yönlü savunma anlayışıyla oynayabilmek istiyoruz. Top bizdeyken geçiş hücumlarında iyi olmalıyız. Bu konuda oldukça ilerleme kaydettik, çok iyiyiz diyebilirim. Topa sahip olduğumuzda da topu sadece tutmak değil, rakibi açmak için kullanmak istiyoruz. Bunun için hem arkaya koşular hem de paslarla rakibi açmak önemli. Üçüncü bölgede farklı çözümler üretmeyi hedefliyoruz. Sadece kombinasyon oyunlarıyla değil, arkaya sarkma, orta yapma gibi çeşitlilikle sonuca gitmek istiyoruz. İzlemesi keyifli bir takım olmak istiyoruz. Topla hızlı oynamak istiyoruz, ama bunu sürekli yapamazsınız. Bu nedenle sağlam bir temel oyununuz da olmalı. Amacımız bu oyunla rakibi parçalayabilmek.
Bu, genel hatlarıyla gelecek sezonki Beşiktaş'ın oyun planı."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?