ergin ataman

gidiyorum bu
--alıntı--

"insanlar çok sevdiği ve çok bağlandığı kişiye çok tepki verirler. insanlar ayrılıklarda terk edilmiş hissederler ve bir nefret duygusu oluşur. onun için ben ölçü kaçmadığı, terbiye sınırları aşılmadığı sürece beşiktaşlıların bu alınganlıklarını saygıyla karşılıyorum. ama buna profesyonellik de diyemeyeceğim. ben birçok kişinin düşüneceği gibi profesyonel düşünerek beşiktaş’tan ayrılmadım. ben beşiktaş’tan, sadece basketbol için demiyorum beşiktaş camiasında emeğin karşılığının alındığını düşünmüyorum. bu yüzden ayrıldım. buna en çok üzülenlerden biri bendim. çünkü geçen yıl bu noktaya gelirken o takımın teknik direktörü olarak, takımın lideri olarak en büyük çabayı sarfedenlerin başında ben geliyordum. takımın oraya getirilmesinin başında ben vardım. bundan da çok büyük mutluluk duyuyorum. beşiktaş camiasının basketbola olan sevgisini, daha basketbol topunu yeni tanıyan beşiktaş’lı çocukların o salonlara gelip bu coşkuyu tatmasından ben büyük onur ve mutluluk duyuyorum.

bu başarıyı bir real madrid, bir barcelona veya cska moskova’da yapsaydım doğal karşılanırdı. ama sonuçta mütevazi bir bütçeyle, türkiye’nin en büyük takımlarını geride bırakıp (fenerbahçe gibi, anadolu efes gibi, galatasaray gibi) türkiye’de şampiyon olmak, türkiye kupasını kazanmak, belki bir euroleague oynamıyorduk ama 15 yıl sonra türkiye’ye avrupa kupası kazandırmak çok önemli olaylardı. gönül isterdi ki; o takım bozulmasın, o takım uzun yıllar beşiktaş’ta bir ekol olsun. ama beşiktaş yönetiminin içinde bulunduğu şartlar malum, kulubün durumu yüzünden… ben burada yöneticileri de çok fazla suçlamak istemiyorum. belki şartlar bu duruma getirdi. ve sonunda da ben ayrılmak zorunda kaldım. ben o dönemde avrupa’da bir takıma da gidebilirdim. çok ciddi ve büyük teklifler aldım ama o süreçte hep benim ümidim beşiktaş basketbolunun devam etmesiydi. mevcut kadroyu koruyarak bir ümit bekledim. ümidimin kalmadığı günü gördüğümde de bana çok büyük bir proje sunan türkiye’nin en büyük kulüplerinden bir tanesi olan galatasaray’ın teklifini de kabul ettim."

--alıntı--

nasıl bir mütevazi bütçe ki sezona oyun kurucu olarak deron williams ile başlayıp; lokavt sona erip gidince carlos arroyo ile devam ediyorsun. nasıl bir mütevazi bütçe ki nba patentli uzun pops mensah bonsu ile anlaşıyorsun. o nasıl bir mütevazi bütçe ki nba'de lokavt sona ermese lamar odom ile sözleşme imzalayacaksın.

beşiktaş camiasında emeğin karşılığının alındığını düşünmüyormuş. ben bundan şunu anlarım ya hâlâ kulüpten alacağın var ya da yeni sezon için sana teklif edilen parayı beğenmedin. ilki olsaydı elli kere yaygarayı kopartırdın zaten. ikincisine gelince maddi anlamda emeğinin karşılığını ödeyeceğini düşündüğün takıma gitmişsin. bu da profesyonel düşünmektir.

istersen günün birinde nba'de koçluk yap, nazarımızdaki yerin bellidir. hep öyle hatırlanacaktır. seni günün birinde "profesyonellik" adına yeniden bu takımın başına getirecek olana da yazıklar olsun.

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol