ergenekon davası

bugün, yani 10 mart 2013 tarihi itibariyle, birçok sanığın tahliye olduğu dava.

http://birgun.net/haber/ergenekonda-tahliyelerin-arkasi-kesilmiyor-12070.html

tayyip'in menderes olma yolunu kafaya koyduğu dava.

gezi direnişi ile , uyku mağmurluğunu hafif hafif atan milletimizin kanını bitlendirmiş, eylemleri kaçınılmaz hale getirmiştir.

şimdi verilen kararlara mutlu olanlar var haliyle.

ya cepleri doluyor, ya da allah kitap uğruna takip ettikleri tayyip'in allah kitaptan ne kadar farklı bir yoldan gittiğini bilmiyorlar. okumadıkları için.

olabilir.

gözünüz aydın olsun.

lakin ..

unutulmaması gereken bir nokta var çok bilindik.

son gülen iyi güler.

dava sonucunda alınan cezalar,
http://www.internethaber.com/ergenekon-davasi-cezalari-tam-liste-567979h.htm

bu davada yatan herkes ak kaşık. ne tuncay özkan ne genel kurmay başkanı , ne mustafa balbay ne diğerleri şu anda ülkeyi yönetenler gibi vatanına ihanet etmediler.
.bu adamlar hele ki özden örnek gibi, içeri de suçsuz yere yatan bir çok vatansever asker gibi hepsinin tek amacı atatürk ilke ve inkilaplarının devamını sağlamaktı. ama yalan ,adi , komik kurmaca bir oyun ve tiyatro yargılama sonucunda , zerre suçu olmayan bu adamlar, ortada en ufak bir kanıt yokken yalancı ve bebek katillerinin ifadleri ile mahkum edildi.

Not: nasıl sevr anlaşması süngü ile parçalandıysa, bu kararalar da parçalanacak, bugün bu oyuna alet olanlar gerekli cezaları alacaklardır. benim genel kurmay başkanımı , sırrı sakık gibi bir katil ile mahkum edenleri allah bile affetmeyecek.

karardan çok insanların tepkilerine şaşırdığım dava.

ağır hapis cezalarına çarptırılan insanların hepsinin masum olduğunu ben de düşünmüyorum.
ama veli küçük, arif doğan gibi insanlarla mustafa balbay, tuncay özkan gibi insanlar aynı şartlarda yargılandı ve neredeyse aynı cezaları aldı. buna rağmen insanlar adaletin yerini bulduğundan bahsediyor.

zamanında büyük haksızlıkların yaşandığını söyleyen kişiler; bu davada yapılan hukuksuz işleri sırf istedikleri oldu diye yüceltiyorlar. yargılanan gerçek suçlulara olan öfkeleri yüzünden sırf muhalif olduğu için yananları görmek istemiyorlar. eğer haksızlığa karşı durulacaksa burada da tepkili olamak lazım ki samimiyete inanayım.

gün gelecek yine her şey tersine dönecek. bu ülkede, bir dönem adaletin yerini bulduğunu düşünerek zafer çığlıkları atan insanlar başka bir dönem adalet elden gidiyor diye ağlarlar. asıl sorun olan (vurgula: hukukun güçlü maşası olduğu gerçeği )görülmez bir türlü. türkiye'de önemli olan rüzgarın bize karşı ya da bizden yana esip esmediğidir.

ayrıca ergenekon'un adil bir dava olduğunu ve darbecilerin cezalarını bulduğunu düşünenlere şunu sormak istiyorum;

(vurgula: yaşar büyükanıt neden yargılanmıyor?)

bak kenan evren'e girmiyorum bile.

taksim gezi parkı direnişi ile arasında dağlar kadar uçurum olan dava. bazen oturup düşünmek lazım, bazen acele karar vermemek lazım. bu davada içeri girenler sütten çıkma ak kaşık değil. inanın her şey bu kadar toz pembe de değil.

mağripler gibi olmayalım diye güçlü, gururlu ve müthiş hukuk adamlarımız, korkusuzca, adeta ölüm ceketlerini sırtlarına geçirerek tüm dünyaya bugün adalet dersi vermişlerdir.

ergenekon davası kararlarıyla yeni bir şenlik başladı. türk hukuk sistemine bok atma, iktidara küfür etme, lanet okuma, mahkum olanların mesleklerini ve devlet hizmetlerini ön plana çıkarma ve sayamadığım sayısız şenlik. can yücel şiirleri gibi paylaşılan 14 yaşında kıza tecavüz davası ve deniz feneri karşılaştırmaları. inanın hepsine hak veriyorum. ama şuna hak vermiyorsanız, bu kararlar kadar sizde de yanlışlık yok mu? danıştay saldırısında ölen mustafa yücel özbilgin'in ailesine, o işte ergenekon bağlantısı yok, alparslan arslan vakit gazetesi okuyup gaza gelmiş, öldürmüş diyebiliyor musunuz? hani çok değer verdiğiniz adalet duygunuz elverecek mi bunu onlara söylemeye. bu ceza alan insanlar zamanında çok yanlış yapmışlar, gelin kabul edelim. ve gelin bu kararların toplum vicdanındaki basit mukayeseli adalet duygusuna tecavüz ettiğini de kabul edelim. ve bu kararlardan umutsuzluğa kapılan arkadaşlar, 10 sene önce bir başbakan bir genel kurmay başkanının içeri atılmasını izleyecek desem ne düşünürdünüz? el hasıl hesap kapanmış değil. verilmiş yüzlerce yıl hapisler ve 19 müebbet sadece mustafa yücel özbilgin'in masum annesinin gözyaşına değer ve eğer bugün başka annelerin masum gözyaşları akıyorsa, sadece sabredin.

kimsenin yaptıklarının bedelini falan ödemediği dava. o insanların hiçbirinin yargılanma sebebi, geçmişte yaptıkları katliamlar değil. cumhuriyet gazetesinin bombalanmasında rolü olan, danıştay saldırısının azmettiricisi olan kişi 10 yıl ceza alıyor, cumhuriyet gazetesi yazarı ve milletvekili mustafa balbay 34 yıl 8 ay. ve balbay'ın cezasının gerekçesini kimse bilmiyor. avukatları yerlerde sürükleyen, yargıya talimatlar veren akp'nin bu davada adaleti sağladığına inanmak, en hafif tabiriyle iyi niyetliliktir.

http://www.odatv.com/n.php?n=derin-devlet-adamini-kurtardi-0508131200

veli küçük ve benzerlerinin, derin devlet faaliyetlerinden ceza almaması demek, derin devletin halen devam etmesi, sadece el değiştirmiş olması demek. bu tür faaliyetlerin devam edeceğinin garantisi demek. ha derin devlet demişken, bir de sabahtan beri ortalıkta dolaşan önemli bir soru var: mehmet ağar, tansu çiller falan nerede sahi? peki tuncay özkan veli küçük'ten daha ağır ceza alacak ne yapmış? keza çocuğunun büyüdüğünü göremeyen ve bundan sonra da göremeyecek olan mustafa balbay?

şu an bu davadan çıkan skandal kararlara sevinip oh olsun diyorsanız, günün birinde taksim gezi parkı direnişi tutuklularının üzerine de işlemedikleri suçlar atılıp, o davaya da birkaç tane sevmediğiniz, gerçekten suçlu insan karıştırılıp, o direnişçilerin de müebbetle cezalandırılmasına razısınız demektir. çünkü niyetleri o. mehmet ali şahin boşuna demedi "gezi direnişi müebbetlik suç" diye. ethem'e, berkin'e o iftiralar boşuna atılmadı. bir gün bu sevinenler de hiç işlemedikleri suçlar yüzünden hiç hak etmedikleri cezaları aldıklarında da, onların terörist olduğuna inananlar "oh olsun" diyecek ve asla inanmayacaklar suçsuz olduklarına. tüm bunlara rağmen halen sevinebiliyorsanız, buyrun yapın kutlamanızı. klişe oldu belki artık ama, unutmayın ki adalet bir gün herkese lazım olacak. adil olmayan, iftiralara dayalı bir yargılamaya alkış tutmak demek, akp yargısına güvenmek demek. bunları bilin de, gerisi yine size kalmış.

devlet düşmanlarının bir bir kodesi boyladığı dava. katlettikleri, işkenceye bağladıkları insanların ahını çekiyorlar.

tuncay güneyin müebbet + 16 yıl hapse mahkum olduğu dava, müebbet + hapis ne lan, hakim devlet bahçeliydi herhalde ...

veli küçük'ün müebbet hapis cezasına mahkum olduğu dava.

2007 yılından bu yana süren ve bugün kararların açıklandığı dava. Danıştay saldırısının azmettiricileri oldukları iddiasıyla yargılanan Süleyman Esen ve Salih Kunter'in beraat ettiği davadır.

http://www.odatv.com/n.php?n=ergekeonda-karar-aciklandi-0508131200

not: davanın en önemli dayanağı, danıştay saldırısıydı. ne kadar adil olduğunu oradan hesap edin.