alışkanlıktan giren yazarın yaptığı hadisedir. nşa'da(normal şartlar altında) default(sıradan) bir sözlük kulllanıcısının bilgisi, yazacak deneyimi ve pekala yeteneği; gerek yaşına, gerek kapasitesine bağlı olarak belli seviyelerde olacaktır. bir de bunlara "günlük konularda ahkam kesmekten sıkılma" modu eklenince, çeşitli konularda bir takım gerekli gereksiz -deyim yerindeyse zevzekçe belki de istemsizce- bir takım laflar yazabilir.
bu bir takım laflar, aslında ne yazarın boş beleşliğinden ne de, görmemişliğinden değil, bizzat bir şeyler yazma isteğinden ya da ihtiyacından kaynaklı olabilir. bu durumda örnek bir sözlük yöneticisinin yapması gereken, yazarların entry lerini silmek değil, onları uygun bir dille uyarmak ve bu yazma aşkını belki de araştırma yapmaya teşvik ederek, sözlüğe yazarların akıl süzgecinden geçmiş fikirlerle entry kazandırmaya yönlendirmeye çalışmak olmalıdır.
örneğin en çok kullanıcıya sahip olan ekşi sözlükte, işler doğal bir seyirle bu şekilde ilerlemiştir. birbirini hiç tanımayan bir güruh içindeki bireyler, farklarını yaratmak belki diğer yazarlarla iletişim kurabilmek ya da en azından tanınmak için "taşaklı" entryler yazmıştır.
bunu nereden mi biliyorum? şuradan biliyorum, herkesin bildiği yazarların ilk entrylerini inceleyin. "ulan şöyle dolu bi mevzu hakkında iki kelam edeyim de millet beni bi bok sansın" diye yola çıkarak bi başlık açacak olsanız bu adamların nicklerini göreceksiniz, (mesela yunan mitolojisiyle ilgili çoğu kimsenin bilmediği bi mitolojik figürü yazın) işte tam olarak bunun gibi ufak araştırmamsı çabalarımdan biliyorum. buradan da şu çıkar, bu adamlar kendi söyleyecekleri bittikten sonra, araştırma yapıp üstüne biraz da taşak usluplarını katıp kalabalıklar içinden sıyrılmışlar. belki de ilimlerin üzerinde zaman harcandıkça dipsiz kuyuya döndüğünü farketmişler ve caka satmak yerine cahilliklerine üzülüp küçük araştırmalarını bir çeşit hobi ya da okuma seanslarına çevirip daha bi kendilerini vererek entryler yazıp, bir nevi "entelektüelliğe giriş" yapmışlar...
bu yukarıda bahsettiğim paragraftan da bence çok değerli olan şu düşünce çıkar yakışıklılar:
"sözlük diğer yazarları okudukça değil yazmaya değer bir şeyler karalama ihtiyacıyla insanı geliştiren bir şey, yani eğlenceli olduğu söylenen ama en nihayetinde edilgen bir öğretici değil bizzat katılımcının etkin olduğu bir öğretici ya da platformdur... belki de ucubelerin dikkat çekmek için toplanıp kendilerini sergilediği bir panayırdır kim bilir?"
hee... şimdi gelelim yönetici abinin, entry girmek için entry giren yakışıklıyı uyarma şekline... büyük bir ihtimalle en etkilisi(gözlemlerime dayanark söylüyorum) şudur:
"lan at dallaması, entry girmek için entry girme, aç bi kitap, bi ansiklopedi gazete dergi bi sikim oku ya da google scholar search yap, en olmadı git babannene elini öp iki yaşlı lafı dinle bari gel öğrendiğini anlat... dingil gelmiş hala eski sevgili yazıyor, senin o eski seviglin var ya ohoooo... geçen motorcunun birinin arkasında caddebostan s virajında görmüşler, saçları rüzgarla ahenkle dans ederken elinde sütyeni varmış, yani motorcu senin ex aşkına ya koymuş ya da koymaya gidiyomuş anlayacağın o kızdan sana hayır yok, git şimdi ya kendini ilim irfan işlerine ver ya da sokağa çıkıp am peşinde yeni tecrübeler kazan ki sözlüğe de aktarabileceğini iki taşak anın olsun, adam ol efendi ol lan! sikik!"
evet en müthiş yönlendirme budur, ergenlikten çıkarır, askerliğe hazırlar, %100 etkilidir.
entry girmiş olmak için entry girmek
son zamanlarda tekrar vuku bulan hadise.
sözlüğün durgun olduğu gerçeğini gözardı etmiyoruz ancak bu durgunluğun ortadan kalkmasını isteyen yazarlarımız rastgele butonuna basıp entry girmeyi biraz abartmış durumda. bizim sözlük olarak politikamız bu zamana kadar hep "az ama öz" olmak üzerine kuruluydu. öz olmaktan kasıt okunmaya değer olmayı barındırıyor biraz da içinde.
o sebepten ki yazılanların; "entry gireyim de sol frame dolsun" mantığından çok "entry gireyim de bakan okusun bir şeyler bilsin" mantığında olması gerekiyor.
son zamanlarda entryleriniz silinirse bilin ki bu sebeptendir. sonra neden silindi benim entrylerim diye olay çıkarmayın. [ybkz]swh[/ybkz]
sözlüğün durgun olduğu gerçeğini gözardı etmiyoruz ancak bu durgunluğun ortadan kalkmasını isteyen yazarlarımız rastgele butonuna basıp entry girmeyi biraz abartmış durumda. bizim sözlük olarak politikamız bu zamana kadar hep "az ama öz" olmak üzerine kuruluydu. öz olmaktan kasıt okunmaya değer olmayı barındırıyor biraz da içinde.
o sebepten ki yazılanların; "entry gireyim de sol frame dolsun" mantığından çok "entry gireyim de bakan okusun bir şeyler bilsin" mantığında olması gerekiyor.
son zamanlarda entryleriniz silinirse bilin ki bu sebeptendir. sonra neden silindi benim entrylerim diye olay çıkarmayın. [ybkz]swh[/ybkz]
entry kalitesi sorununu gündeme getiren durum. entrylerin sözlük formatına uygun olmasının yanı sıra bir de okuyan insana birşeyler verebilmesi hepimizin tercihi olacaktır şüphesiz. fakat henüz yeni büyüyen bir sözlük olarak sözlük formatı konusunu bile yeni yeni rayına oturturken entry kalitesini henüz tartışamıyoruz bile. herşeye rağmen hepsi zamanla yerine oturacak ve adının önüne yaratıcı sıfatı alabilen tek taraftar grubunun sözlüğü olan kartal sözlük diğer sözlükler içerisinde hakettiği yere gelecektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?