beşiktaş

cihan tekin
yaklaşık iki ay önce odamda bir şeyler okuyordum... giriş katta oturduğum için kapının önünde top oynayan iki küçük çocuğun konuşmalarını duydum... birbirlerine karşılıklı şut çekiyorlar biri talisca ben olacağım diğeri quaresma ben olacağım diyordu... ayağa kalkıp baktım ki iki beşiktaş formalı çocuk beklerken birinin üstünde galatasaray forması var diğerinde fenerbahçe... yüzümde bir gülümseme oluştu, müziğin sesini kısıp yatağıma uzandım ve seslerine kulak vermeye devam ettim...

galatasaraylı olanı: "beşiktaş en kötü zamanlarında bile üçüncü oluyordu, galatasaray bok gibi takım birinci olamayınca hep altıncı onuncu filan oluyor" dedi... aklıma sosyal medyada koca koca abilerinin "üçüncüsünüz" diye aşağılama girişimleri geldi...

fenerbahçeli olansa: "en iyi futbolcular beşiktaş'ta" diye devam etti ve galatasaraylı olana çektiği şut sonrası gol sevincini "taliscaaaaa!" diye yaşadı...

***

eski iş yerimde fanatik galatasaraylı bir abim vardı... adı baran... bu adam doğuştan fanatik denen tipler olur ya, öyle bir adam işte... galatasaray kulübü içinde akrabaları filan olan, sürekli futbolculardan filan imzalı formalar, hediyeler gelen bir abimiz... bu abimizle yaklaşık 3 sene kadar ayrı düştük, sonra bir halı saha maçı düzenlemişler eski iş yeri arkadaşları olarak, davet ettiler gittik... abimizin nur topu gibi iki tane çocuğu olmuş... "vayy! maşallah abi, galatasaraylı yapmışsındır" dedim... "galatasaray'ın amına koyayım" dedi... yemin ediyorum beynimden vurulmuşa döndüm... devam etti... "bu ülkede stadıyla, taraftarıyla, oynadığı futbolla, duruşuyla, özgünlüğüyle tek futbol kulübü var o da beşiktaş... beşiktaş geleceğin takımı ikisini de beşiktaşlı yaptım... beşiktaşlı olsunlar..."

***

şimdi bu açıdan bakınca beşiktaş'ın stadının yıkılması ve feda sezonuyla taçlanan yapılanmasının ne aşamaya geldiğini daha net görüyorum... bu beş senelik yapılanmada emeği olan, geçen kim varsa bir taraftar olarak hakkımı helal ediyorum... ertrafıma bakıyorum tv dizilerinden tutun da sokaktaki çocuklara kadar bir beşiktaş popülizmi mevcut... 1983 doğumlu biri olarak metin ali feyyaz'lı, arada da oktaylı, amokachili 90'lı yıllar ve noumalı, ilhanlı, nihatlı, ahmet dursunlu 2000'lerin başında bu denli bir beşiktaş popülizmi hatırlıyorum...

beşiktaş iyi yolda ilerliyor... bu yüzdendir ekranlarda cırıl cırıl bağıran rıdvanlar, ermanlar... azmış gibi saldıran yöneticiler, yönetici yamakları, aykutlar maykutlar... onlar çok iyi biliyorlar çünkü beşiktaş popülizmi başlamışsa kendileri için barınma şansı kalmıyor futbol camiasında... beşiktaş'ı eskisi gibi operasyonlarla filan karıştırabilir miyiz umudu içinde debeleniyorlar... yönetim ise bunların gazına gelmeyip işine bakarak devam ediyor, iyi de yapıyor... beşiktaş bu sene şampiyon olamasa da iyi yolda ilerliyor, yönetim de taraftar da bunun bilincinde ve bu saldırılara "he he" deyip geçiyor, işine bakıyor, vodafone arena'yı bir eğlence, cazibe merkezi yapmaya devam ediyor... hal böyle olunca da işte sosyal medyadaki ergen zihinli troller, ekranlardaki tetikçiler, beceriksiz yöneticiler istediğini yapsın, kudurdukça kudursun sokaktaki çocuk gerçeği görüyor... durum budur...

beşiktaş artık giden oyuncu veya teknik adamla karışan, yıkılan bir kulüp değil...
daha iyisini arayıp bulup getirip yoluna daha güçlü devam eden bir futbol kulübü...
bu çırpınmalar, karıştırma girişimleri bu yüzden boşa arkadaşlar...
"adamlık madamlık goygoyu" yapmadan sadece işini yaparak çakıp geçen "izlanda milli takımı" gibiyiz biz artık...
arada sarsılırız, arada tökezleriz ama asla cem papila dönemi gibi beynimize kurşun yeyip 10-15 sene komada yatmayız...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol