beşiktaş

her zaman olduğu gibi yeniden hayal kırıklığı yaratmış takımdır.

dün gece hayatımın en kötü gecesiydi açıkçası. hiç bu kadar hayal kırıklığı yaşadığımı hatırlamıyorum maç bittikten sonra ağzımı açamadım. her ortamda galatasaray'ı arena'da yeneceğimizi savunurken daha gaziantepspor'u yenemedik resmen. hafta ortasında aldığımız mali cezadan sonra zaten bir soğuma hissetmiştim 3 senedir bu takımın düzlüğe çıkması için uğraştık, mali durum düzelsin diye kendi çapımızda kulübe para akıttık, istanbul'un bir ucundan diğer ucuna maça geldik, tam düzlüğe çıktık dedik gelecek sezon transfer kısıtlaması olacağını öğrendik. biz 3 senedir bunun için feda demedik. kim ne derse desin para yönetimini en iyi yapan takım beşiktaş olmasına rağmen böyle bir cezaya maruz kalan tek takımın da beşiktaş olması fazlasıyla canımı sıktı.

ikinci canımı sıkan nokta da hakemler. 20 seneye yakın zamandır bu ligi takip ediyorum bir sezon bile galatasaray'a fener'e kritik hakem hatası yapıldığını görmedim. bu hep beşiktaş'a mı olur? ligin son 4 maçına girerken maçımıza verilen hakem tolga özkalfa. bu adamın yönettiği 2 maçtan birinde puan kaybettiğimiz yıllardır ortada olmasına rağmen gidip bu maça verilebiliyor işte. önümüzdeki hafta hakem kim peki? bülent yıldırım. sadece bu sezonki fenerbahçe derbisi bile bu adamın beşiktaş maçlarına verilmemesi için yeterli bir sebep ama veriliyor. dile getirince ağlak oluyoruz tabi zaten artık dile getirmenin de bir manası olduğunu düşünmüyorum en basitinden geçen seneki konyaspor maçında çağatay şahan'ın kararıyla şampiyonlar ligine gidemememiz. bu hatayı kimse konuşmaz şimdi ama bu hata yüzünden beşiktaş şampiyonlar ligi gelirinden oldu. ne kadar kolay değil mi beşiktaş'ın hakkını çalmak kimse bir şey demez nasılsa, diyen de ağlak olur.

beşiktaş artık hayatımızın bir parçası olmuş bırakmak mümkün değil ama bundan sonra üzerinden herhangi bir hayal kuracağımı sanmıyorum.