zeki önder özen

watcher
Bir yılı aşkın bir süredir yürüttüğü, Beşiktaş’ın profesyonelleşme ve kurumsallaşma projesinin ilk ayağı olan, Futbol Direktörlüğü görevinden istifa etti. Böylece diğer ayaklara geçilemeden, profesyonelleşme ayağı (!) kırılarak kenara atılmış oldu. Bu kısa sürede yapmaya çalıştığı önemli işler olduğu gibi tecrübesizliğinden kaynaklı hatalar da yaptı. Peki, Özen’in gitmesine sebep olan yapmış olduğu hatalar mıydı? Şimdi Zeki Önder Özen’in performansını tartışmadan sadece satır aralarını okuyarak süreci biraz inceleyelim. Performans konusu ayrıca ve daha uzun bir yazıyla incelenebilir.

Önder Özen’in istifasıyla Fikret Orman’ın bu yapı devam edecek yeni birini görevlendireceğiz söylemine rağmen bundan sonraki dönemde en azından aynı yönetimle futbol direktörlüğü yapısının işlemeyeceği çok aşikâr bir hale gelmiş oldu. Bana kalırsa yerine kimi getirirlerse getirsinler rahat bir çalışma ortamı bulamayacağını adı gibi biliyor olacak.

Bunu destekleyen en önemli kanıt olarak da istifa sonrası tazminat açıklamalarını görüyorum. Hem Önder Özen hem de Fikret Orman tazminat konusunu dile getirdi. Bildiğim kadarıyla bir iş yerinden kendi rızan ile istifa edersen tazminat talep etme hakkın yok. İşverenlerin de sen istifa ettin ama tazminat ister misin diye sorduğunu ne gördüm ne de duydum. Hal böyle olunca Fikret Orman’ın istifa sonrası tazminat talebin var mı diye sorması akıllara ister istemez acaba istifa etmedi mi ya da istifa etmeye zorlandı mı sorularını getiriyor. Bu durum iş hukukunda aşağıdaki gibi incelenmiş görünüyor;

alıntı--

“İstifa veya diğer anlamıyla çalışan feshinde esas unsur, çalışanın kendi iradesiyle iş sözleşmesini sonlandırmak istemesidir. İşverenin baskısı, zorlaması vb. nedenlerle çalışanın iradesinin sakatlanarak istifa ettirilmesi halinde ortada bir çalışan feshi değil işveren feshinin olduğu şüphesizdir.
Dolayısıyla çalışan tarafından sadece istifa ettiğine ilişkin olarak yazılan dilekçenin aslında gerçekten bir istifa olup olmadığının denetimi mahkemeler tarafından yapılmaktadır. Eğer gerçekten bir çalışan feshi yoksa, çalışan istifaya işveren tarafından zorlanmış, bu konudaki iradesi sakatlanmış ise, artık böyle bir durumda ortada bir işveren feshi olup, buna bağlı hukuki sonuçlar çalışan tarafından talep edilebilecektir.”

alıntı--

Buradan hareketle Fikret Orman’ın tazminat isteyip istemediğini sormasındaki asıl amacın ise yukarıda da belirtildiği gibi hukukta eylemin değil sürecin ele alınması ve Fikret Orman’ın böyle bir hukuki sürece girmek istememesi olduğunu düşünüyorum. (Beşiktaş’ın bir Allah Kuruşunun bile hesabını yaptığını defalarca dile getirdiği için diğer türlüsünü düşünmüyorum bile)

Olaya bu pencereden bakıldığında Zeki Önder Özen’in istifa etmekten ziyade istifa etmeye zorlandığı buna göre aksiyon alındığı sonucuna varılabiliyor.

Eylemin nedenlerine bakmaya çalıştığımızda ise belki istifa eylemini Yalçın Ayhan transferine bağlamak biraz basit kalsa da olayı biraz basite indirgemek anlamamızı kolaylaştırabilir.

Bu yapıda Hep dile getirildiği gibi transfer konusunda yetkinin 3 ayağı var. Futbol Direktörü ve Teknik Direktör bir transfer konusunda mutabık kalır oyuncu ile görüşülür ve bütçesi ile birlikte yönetim kuruluna ve başkana sunulur. Bu 3 ayağın hepsi o futbolcunun transferi konusunda mutabık kalırsa transfer gerçekleşir.

Bu bilgi ışığında Yalçın Ayhan olayına baktığımızda ise karşımıza iki alternatifin çıktığını görüyoruz;

Birinci alternatifte tüm transfer sürecinin doğru işlediğini düşünürsek ne Başkan’ın, ne Bilic’in ne de Özen’in Yalçın Ayhan transferinde benim bilgim yok deme şansı yok. Bu yüzden Başkan’ın bilgisi olmasına rağmen, Önder Özen’i basının önüne atarcasına, futbolcuyu kamptan geri göndertmesi Futbol Direktörü’nü bitirmek için yeterli. Sonrasında istifa etmeye gerek yok bana kalırsa.

İkinci alternatifteyse Başkan’ın bu transferden bilgi sahibi olmaması. Bu pek gerçekçi bir alternatif değil aslında. Tüm gazetelerde yazdı, Önder Özen görüşüyoruz kampa katılabilir dedi ama çoğu Beşiktaşlı gibi naif düşünmeye çalışıyorum. Bu durumda da ilk etapta açıklanan transfer sürecinin doğru çalışmadığı ve yetki karmaşası yaşandığı ortaya çıkıyor. Bu da aynı şekilde futbol direktörlüğü sisteminin efektif çalışmadığını ve bundan sonra da çalışmayabileceği için yeni gelecek direktörün de başını yeme ihtimalinin yüksek olduğunu göstermekte.

Sonuç olarak Beşiktaşlıların enkazdan kendilerini kurtarmasını bekledikleri ve belki de bir süre doğru rotada ilerleyen uçak kuleden gelen tüm yönlendirmelere rağmen bir şekilde yere çakılmış oldu. Bundan sonra ise kurtuluş için başka bir uçak göndermek ve kule görevlisini değiştirmek, pilot kuleden gelen uyarıları dikkate almadığı ve rota aynı olduğu sürece sadece zaman kaybı olacaktır. Yapılması gerekenin pilotun mu, kulenin mi, rotanın mı değişmesi gerektiğineyse taraftar karar verecek. Umarım bu sefer doğru kararı verir ve arkasında dururuz.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol