sevenlerinin sürekli söylediği gibi deplasmandaki maccabi maçında çok iyi filan oynamamıştır. kendisi daha 5. dakikada yayın orda çalım yapmaya kalkıp topu kaptıran adamdır. o pozisyon gol olsa her şey çok farklı olabilirdi ama olmadı daha farklı oldu. asistini golünü yine yapıyordu o ayrı ama resmin geneline baktığımızda bu adamın takımın nasıl içine ettiğini daha rahat görürüz. birincisinde çalımlarla maçı götürürsün bir şey olmaz, ikincisinde götürürsün bir şey olmaz ama atletico madrid seni kötü gününde bi yakalar, takımın bütün bir sezon verdiği emeği senle paketleyip kenara atar.
bahsettiğim atletico madrid maçında da quaresma çıktıktan sonra işin nasıl bize döndüğünü hatırlatmakta fayda var. ilk yarısı 3-0 biten maçın ikinci yarısında rakibin net bir atağı yokken golümüzü buluyoruz, bunun üstüne quaresma'nın yerine giren ismail'in soldan bindirmeleriyle de sürekli tehlike yaratıyoruz. holosko'nun karşı karşıya kaçırdığı çok net bir pozisyon var aklımda kalan.
buraya kadar geldik, bursa maçını es geçmek olur mu? hani maç 1-0'ken bu adamın kırmızı görür görmez yine ismail'in topla daha fazla oynamaya başladığı dakikalarda 2 nefis asistiyle öne geçtiğimiz maç. adamın nasıl kırmızı gördüğünü geçtim, sürekli bize nasıl zarar verdiğinden bahsediyorum dikkat ederseniz. yoksa rakibine bilerek tekme sallayan adamın beşiktaş'ta zaten işi olmaz, ondan bahsetmeye bile gerek yok.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?