beşiktaş futbol takımı'nın başına geçtiğinden beri yaptığı en iyi iş, bir takım ruhu oluşturmak oldu. geçenlerde olcay şahan da söylemişti hatta bunu: "takımda arkadaşlık değil, kardeşlik var. başarımızın sırrı bu." aybaba'nın teknik konularda da fazla katkı sağlamadığını düşünürsek, yaptığı tek iyi şey belki de bu. ama o konuda da, (vurgula: bazı) oyuncularını sürekli ama sürekli basın önünde eleştirerek, kendi ayağına sıkıyor. birtakım sebeplerle, daha fazla sevdiği ve "o kadar da sevmediği" oyuncular var takımda. bu çok belli. işte keşke bu kadar belli olmasaydı. adam takmış kafayı oğuzhan özyakup'a. "durumunu görüyorsunuz işte." demiş. ya bu nasıl laf? yeter artık oyuncuları itin kıçına soktuğun be adam. ve dikkat ederseniz bu oyuncular da ersan [ybkz]swh[/ybkz] gibi, oğuzhan gibi avrupa'da yetişmiş ama (vurgula: gurbetçi) tabir edilenlerden ziyade, kendini geliştirmeyi başarmış, biraz daha "kültürlü" çocuklar. aynı kompleks tayfur havutçu'da da vardı ve bu kafa benim midemi bulandırıyor. eleştiriyi çok daha fazla hak eden oyuncular hakkında tek kelime etme; en kötü performansı gösterdiği maçta bile takımın en iyilerinden olan çocuk için "halini görüyorsunuz" de. yapma işte bunu hoca, yapma.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?