kurban bayramını katliam olarak niteleyen mal

peter pan
anlatamadım. ben bu cahil mallara "işaret edilmeyen, sadece tarif edilen bir prototipe laf söylemek" ile "direkt bir şahsı işaret edip, ona hakaret etmek" arasındaki farkı anlatamadım. tonla başlık açtım, dil döktüm, olmadı. biraz da beyin olcak tabi.. olmayınca sen kıçını yırtsan ne çare..

bazı salaklar gözleriyle görmedikleri hiç bir tarihi bilgiyi, olguyu kabul etmiyor sanırım. 1500 yıl önce müslümanlar böyle yaparmış demekle, 2000 yıl önce atinalılar zeus'a inanırmış demek arasında ne fark var şekilci beyinsiz? senin atinalı arkadaşların mı vardı da okulda mitoloji öğrettiklerinde inandın? konu felsefe olunca inanırsın, islam tarihi olunca "gördün mü" lafları döner dimi salak? o zaman sen tarih derslerinin günümüze belgesi kalmamış konularını bunca yıl hiç siklemedin heralde. gerçi belgesi kalanları da siklememişsindir. ne malum o kadeş antlaşmasında yazanların bir barış anlaşmasının maddeleri olduğu dimi ama? bilmediğimiz bir alfabe sonuçta.. belki alışveriş listesi falandır dimi fındık beyinli? ne mallara uğraşıoz amk ya..

benim inandığıma başkası da inanmak zorundadır gibi bi anlam hangi cümleden çıkıyor yemin ederim çok merak ettim. hayır olmayan bir şeyi nerenden anladıysan, nerenden nasıl çıkarttıysan artık baya zorlanmışsındır heralde..

bi kere benim inancımın ne olduğu ne belli mına koduğum? benim ne kurban kestiiğim vaaar, ne kurban etine dokunduğum var.. bırak beni, ailem de bile bulaşan yok.. ulan herşeyi bırak ben et bile yemem! ben senin beyninin almadığı başka bir şey söylüyorum da, senin onu anlaman için ilkokuldan itibaren baştan bir tedrisattan geçmen lazım.

ayrıca siktir git neye inanıyorsan inan! bana ne? benim dediğime inanacaksın, yoksa salaksın gibi bir anlam nerede var lan mal? bırak bu dayatmayı, benim inancıma dair bir açıklama bile yok. sen yazının içeriğinden kendi başına ithamda bulunuyorsan yine senin mallığın..

aynı şekilde hangi cümlede satanistlere bok atılmış diyiver bakayım beyin özürlü? allahını seversen bir göster. hayır bir şey yazıyorsan, götüne güveniyorsan adam gibi önce iyice oku, ondan sora yaz. iki cümle bir araya getirmekle böle iddialı şeyler yazılmaz. sora böle göt olur kalırsın..

kurban etlerinin yenmesi işin pragmatik tarafı sadece. ben işe inanç meselesini hiç karıştırmadım dikkat ettiysen. ama dikkat için de önce beynin asgari faaliyetlerini gerçekleştiriyor olması lazım tabii..

inanç meselesine hiç girmediğim için son derece basit anlattım. çünkü benim anlattığım inançla alakalı bişey değil. son derece somut yaklaşıyorum.

türkiyede normal bir günde 5.000 hayvan kesiliyorsa, kurban bayramında 500.000 hayvan kesiliyor dedim. türkiye halkı normal bir günde 5.000 hayvanın etini tüketiyor, kurban bayramında 500.000 hayvan eti tüketiliyor.

şimdi kastettiğimiz malı rahatsız eden "hayvan kesilmesiyse" normalde de kesiliyor.

yok "canice hayvanların kesilmesiyse" o kesen canilerin hayvanlığı, "sokakta, yolda kesiyorsa" onun hayvanlığı," milletin gözü önünde kesiyorsa" onun öküzlüğü. bayramın kendi öküzlüğü değil!

yok "bunun bir adet olması" ise sana ne? hayır inançlı değilsen sana bir giren çıkan yok ki! her zaman kesilenden daha fazla hayvan kesiliyor sadece..

millet sapıkça ve vahşice bir zevkle hayvan doğramıyor ki! her zaman olduğu gibi usülünce kesiyor. yani her zaman nasıl kesiliyorsa yine öyle kesiliyor.

kesim işlemi öncesi edilen niyet ve taşınan inanç seni zerre ilgilendirmez mal değneği! beni de ilgilendirmez, kimseyi de ilgilendirmez!

(vurgula: çünkü o inanç eylemin, her zaman yapıldığından farklı bir şekilde gerçekleşmesine yol açmıyor!!!!!!!!!!!!!!!)

eğer millet inanç için, sapıkça zevk alıp hunharca hayvan öldürseler, karşı olmakta haklısın. ya da başka farklı bir eyleme dönüştürse..

ama her zaman hayvan nasıl kesiliyorsa yine öyle kesiliyor! dolayısıyla ister allah rızası için keser, ister kanepe rızası için, ister millete hava atmak için, ister manyaklığından! eylem aynı, süreç aynı, sonuç aynı! dün mezbahada nasıl kesildiyse bugün de aynısı oluyor. eee o zaman sana ne giriyor bu kadar da kıçını böğürtene kadar yırtıyorsun?

gelelim fakir fukaranın et tüketmesi mevzuuna.. ben konuyu bireysel değil, sosyolojik açıdan değerlendirdim anlama özürlü.

şimdi fındık beynin alsın diye konuyu hem etken, hem edilgen işleyeceğim. hadi yine iyisin. yani hem senin dediğin gibi, hem benim dediğim gibi..

bana tavsiye ettiğin modelde etken olduğumu varsayalım. yani her gün eve giderken komşularıma, eşe dosta et götürüyorum. lokal bir "amelie" olmaktan öteye gidemem. benim faydam çevremdeki 3-5 insana yeter.. tüm halka yetemediğim için üzüntü duyarım..

ve diyelim ki ben edilgenim. millete et almaya param yok, ya da üşeniyorum ya da başka bir şey.. ya da hiç millete et almak gibi bir derdim yok, bir niyetim yok..

ve kurban bayramı diye bir nane var..

ve bu kurban bayramında insanlar her gün olduğundan daha fazla hayvan kesip birbirlerine dağıtıyorlar!

şimdi beyinsiz piç!

ben etkensem eğer sevinirim, çünkü benim yetemediğim insanlar da et yiyecekler.

ben edilgensem yine sevinirim, çünkü zaten bir şey yapmıyor ya da yapamıyordum, insanların çoğu et yiyecekler ve ben yine mutlu olacağım.

her 2 durumda da, türk devletinde yaşayan, içinde senin gibi beyinsizleri barındırsa da halkımı seviyorum ve çoğu fakir olan bu halkın, birilerinin bayram adını verdiği bu günde bir şekilde et yiyecek olmasından mutluluk duyuyorum.

ben van'daki depremzedelere buradan et götüremem piç! muş'taki köylülere de! hatay'daki muhtaçlara da götüremem!

anladın mı olmayan beynine kodumun beyinsizi! sos-yo-lo-jik bir şey!

(vurgula: tanım): anlaşılan o ki, sadece mal değil aynı zamanda oksijen israfı olan makroorganizmadır.

edit:imla
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol